06 Mart 2013 07:21

Her yıkımda halkı zehirliyorlar

Özellikle inşaat sektöründeki yalıtımlarda kullanılan asbest, ölümcül hastalıklara neden oluyor. Toplu yıkımların tören eşliğinde yapıldığı bu günlerde, uzmanlar asbestli binaların yıkımında özel prosedür uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Asbest, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere dayanıklı lifli ya

Her yıkımda halkı zehirliyorlar
Paylaş
Asena Akarsu

Asbest, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere dayanıklı lifli yapıda bir mineral. Yalıtım için kullanılan bu maddeye böyle olumlu anlamlar yüklenmesine bakmayın siz. Çünkü asbestin zararları öldürücü.

Üç binden fazla kullanım alanı bulunan asbest, sanayi, inşaat, otomobil, gemi gibi çok çeşitli alanlara sızmış durumda. Halk arasında “Ak Toprak” ya da “Çorak Toprak” olarak da biliniyor. Şu anda dünyanın 55 ülkesinde kullanımı ve üretimi yasak. Türkiye’de ise ancak 2011 yılından sonra yasaklanabildi. Buna rağmen Türkiye’de her yıl 500 kişi asbeste bağlı olarak sağlık sorunları yaşıyor. Akciğer kanseri, akciğer ve karın kası kanseri gibi ölümcül hastalıklara da yol açan asbestin yarattığı etkiler ise 20 ila 40 yıl arasında anlaşılabildiğinden, asbeste bağlı hastalıklarla mücadele etmek de bir hayli zor.

Türkiye’deki binaların hemen hemen hepsinde kullanılan asbest, sadece içinde yaşanırken değil binalar yıkılırken de tehdit oluşturuyor. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emre Gürcanlı, binalar yıkılırken özel prosedür uygulanması gerektiğine işaret ederek, kentsel yıkım projelerinde yaşanan başka bir tehlikeye de dikkat çekiyor.

YIKIM YÖNETMELİĞİ YOK

Emre Gürcanlı, asbestli binaları yıkmadan önce asbestli maddelerin sökümünün gerçekleşmesi gerektiğini söylüyor. Hollanda’dan örnek vererek, asbestli binaların yıkımı sırasında çevrede yaşayan insanların 1 ay süreyle yıkım alanından uzaklaştırıldığını anlatıyor. Gürcanlı, sadece yıkım işleminde değil asbestli maddenin yaşam alanlarından uzaklaştırılması ve depolanması için de ayrı bir prosedür gerektiğini aktararak, “Ülkemizde ne bir yıkım yönetmeliği, ne de asbest prosedürü var. Bugüne kadar birçok ev yıkıldı, fakat bunların hiç birinde gerekli önlemler alınmadı” diyor.


DÜNYADAKİ DURUM

Dünya Sağlık Örgütünün 2006 verilerine göre dünyada her sene 125 bin insan asbeste maruz kalıyor. En az 90 bin kişi asbeste bağlı kanserlerden hayatını kaybediyor. * Asbest nedeniyle her yıl İngiltere’de 3 bin 500, Amerika’da ise 10 bin kişi hayatını kaybediyor. * İsveç’te 30 yıl önce asbestin kullanımı yasaklanmış olmasına rağmen, asbestten kaynaklanan ölümler normal iş kazalarındaki ölümlerin üç misli oranında. * Avrupa Sendikalar Enstitüsünün  araştırmasına göre, 2030 yılına kadar yalnızca Batı Avrupa’da asbeste bağlı kanserlerin yol açacağı ölüm sayısı 500 bine ulaşacak.


PEKİ YA TÜRKİYE?

Türkiye, asbest madeni açısından zengin bir ülke. Sadece şehirlerde değil, Orta ve Güney Anadolu’nun pek çok köyünde asbest kullanımı yaygın. Senelerdir asbest, “Beyaz toprak” adı altında badana, sıva malzemesi, çatı yalıtım malzemesi olarak kullanıldı ve liflerinin solunması sonucunda bazı bölgelerde kitlesel ölümler yaşandı. Asbest aynı zamanda gemilerde de kullanılan bir madde. 15 yaşın üzerindeki gemilerin çok büyük bir çoğunluğu asbestli. Türkiye asbestli gemi sökümü yapan tek Avrupa ülkesi. Dünyada sadece 5 ülke asbestli gemi sökümü gerçekleştiriyor. Türkiye dışında ki diğer ülkeler ise; Hindistan, Bangladeş, Pakistan ve Çin.


SELİKOFF İLE YASAKLANDI

Asbeste karşı mücadele eskilere dayanıyor. Amerikalı Dr. Irwing Selikoff, 1964’te asbestin insan sağlığına zararlı olduğunu kanıtladı. Asbest kullanan şirketler, Selikoff ve araştırmasını değersizleştirmek için bir kampanya yürüttü. Araştırmasının eksik hatta hatalı olduğu iddia edildi. Hekim olmadığı bile öne sürüldü. Ama mücadelesine devam eden Selikoff’un sayesinde asbestin kullanımı yasaklandı.


ASBESTTEN VAZGEÇİLMELİ

Acıbadem Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nadi Bakırcı, asbest ince bir toz olduğu için saatlerce havada kalabileceğini ve tozun da akciğerlere bu yolla girdiğini söylüyor. Toz ile temas kesilse bile, etkisinin yıllar sonra görülebildiğini belirten Bakırcı, bu hastalığın sanayi ve madenlerde çalışan işçilerde daha çok görüldüğünü ifade ediyor. Sanayi bölgesinde çalışan işçilerin korunması için, özel iş güvenliği önlemlerinin alınması gerektiğini söyleyen Bakırcı, “Ama hastalıktan korunmanın en etkili yolu, asbesti kullanmamaktır” diyor. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

ODTÜ'lü asistanlar: Taleplerimiz karşılansın

SONRAKİ HABER

Omuzlarında ağır yükle işçi kızlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...