16 Ağustos 2023 03:57

Tacim ÇİÇEK

Barlas Özarıkça’nın adını ilk kez Oğuz Atay’ın kayıp günlüğü üzerine gazetelerde ve sosyal medyada çıkan yazılardan duymuştum. Daha sonra ise Ters Adam adlı romanının yeniden basımı üzerine hakkındaki yazılardan tanıdım. Bugüne kadar ki ortak birçok gazete ve dergide ürünlerimiz yayımlandığı hâlde ondan bir şey okumamış olmam, iyi bir okur olmaya çalıştığımı bilenlerden sözü alarak, benim eksikliğim, diyeyim. On iki hikâyeden oluşan Hay, (Metinlerarası, 1. Basım Mart 2023, Ankara) ona ait ilk okuduğum kitap oldu. Birçok işten ve seyyahlıktan sonra kütüphanecilik yapması, Cumhuriyet’ten emekli olması ve başkaları gibi görünür ve bilinir olmak istememesi ilginç yönlerinden… Günlük, deneme, hikâye ve roman yazması da onun bilinçli tercihi. Bir zamane dervişi gibi köşesine çekilip göze batmadan kendi özgün ‘bal’ını oluşturması oldukça anlamlı. Bunu girizgâh niyetindeki uzunca öz yaşamından anlıyoruz.

Yazarak hayatta kalabilmenin en güzel yollarından birini seçmiş bence de.  Okumak da öyle… Çünkü kütüphaneciliklerini yazdıklarına yediren iki kişiyi iyi bilirim: Biri Yaşar Kemal diğeri de Faruk Duman (Ankara’da öğrenci olduğu yıllarda Damar’a gelirdi ve ilk yazdıklarına yer verirdik) sanırım Barlas Özarıkça da okumalarından iyi şeyler özümsemiş ve tematik birlikteliği olmayan (heterojen) hikâyelerinde söylencelere, kitaplara, efsanelere ve dinsel söylencelere göndermelerde bulunmuş. Böylece her metni/anlatıyı kendi bütünlüğü içinde zenginleştirmiş. Kendine özgü anlatılar oluşturmuş. Çünkü hikâyeye daha çok uzak denemeye yakın, denemeden uzak hikâyeye daha yakın olma özelliği tüm anlatılar için geçerli. Dili oldukça sade, akıcı ve hiçbir mantık hatası yok. Ama birçok anlatıdaki, özne çoğul diye yüklemin de çoğul yapılması ki her ne kadar dil kuralı açısından doğru da olsa, okunuşu güçleştiriyor, okuru da kurgudan koparıyor. O kadar lerli/larlı sözcükler ve yüklemler okumayı güçleştiriyor görüşündeyim.

Bu genel değerlendirmem içinde ‘işte hikâye’ dediğim ve beğendiğim üç çalışması var yazarın: Hay, Tuz Gölü ve de Tete Teyze… Özellikle Tete Teyze yazarın isterse daha yetkin bir dil ve de kurgu yaratabileceğinin kanıtı bana göre. Çünkü adına ister hikâye, ister öykü diyelim, uzun veya kısa olsun böylesi metinleri sevdiren iki özellik var: Özgün ve akıcı bir dilinin ve kurgusunun sağlam olması… Her yazar, kendisini gizleyen bir anlatıcı yaratır. Romanını, hikâyesini bu anlatıcı/lar aracılığıyla dillendirir ve çoğunlukla da düşüncelerini onlara ödünç verir.  Özarıkça da,  Vodonisi, Tek Motorlu Uçak, Hay, Stes Topu, Tuz Gölü, Lakerda adlı anlatılarının anlatıcısı kendileridir. Üstelik de her yaştan erkeklerdir. Ben öyküsel dille kendi kişisel hayat hikâyelerinden kesitler anlatırlar. Jina, Kiki, Havaalanı, Galata Kulesi ve Mavi Yosun Apartmanı anlatılarının da anlatıcıları ayrı kişiler ve erkektir yine. Üçüncü tekil öyküsel dil kullanmaları da kaçınılmazdır. Sona kalan Tete Teyze, kişisel hayat hikâyesinin müthiş bir özetini vererek kendini anlatır. Bu anlatıcı kadındır… Bir tek Dr. Jack Kevorkian’ın lakabına ‘Doktor Ölüm’ dendiğini unutmuş.  ‘Ölüm Meleği’ adıyla birçok film ve dizi var ama asıl akla gelen Agatha Christie’in aynı adlı kitabıdır. (bu hatayı yaptıran yazardır, çünkü anlatıcı gizli yazardır.)

 ‘Hay’ ın ‘hay hay’ ile uzaktan yakından bir ilişkisi yok… Barlas Özarıkça’nın kendine özgü diliyle oluşturduğu birbirinden oldukça farklı on iki anlatısı büyülü bir anlatıcının beyin yongalarıdır. İlk okuduğumda sanki yazar çeşitli zamanlarda gördüğü rüyaları unutmamak için hemen kâğıda dökmüş ve sonra da görücüye çıkarmadan önce onları yeniden ve titizlenerek ilmek ilmek işlemiş gibi geldi bana. 

Ezcümle: Bu ilginç ve özgün anlatıları sevdim, rüyamsı ve büyülü anlatımları seviyorsanız, Hay, size adeta S. Faik Abasıyanık’ın ‘hişt hişt’i gibi seslenecek ve hiç de’hay hay’ demeyecek, çünkü gerçeklik ile gerçekdışılık öylesine bir sarmal oluşturmuş ki bu anlatılarda bu yüzden zaman zaman o sarmalın girdabına kapılacak ve soluksuz kaldığınızı duyumsayacaksınız. Kurgu böyle bir şeydir zaten…

Evrensel'i Takip Et