19 Şubat 2013 03:09

Leyla Erbil'in gözünden Tezer Özlü

TEZER Özlü, 10 Eylül 1943, Kütahya‘nın Simav ilçesinde doğmuştu, 18 Şubat 1986‘da, İsviçre‘de Zürih‘te öldü.      Onu “Türk edebiyatının mahzun prensesi” diye andılar.İlk kitabı 1963’ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan Eski Bah&cc

Leyla Erbil'in gözünden Tezer Özlü
Paylaş
Sennur Sezer

İlk kitabı 1963’ten itibaren dergilerde yayımlanan öykülerinden oluşan Eski Bahçe’dir. (1978) 1980’de ilk romanı Çocukluğun Soğuk Geceleri yayımlandı. Kendisini derinden etkilemiş üç yazar olan Svevo, Kafka ve Pavese‘nin izinden giderek yazdığı ikinci romanı 1983’te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla yayımlandı. 1983 Marburg Yazın Ödülü’nü kazanan kitap, yazar tarafından Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla Türkçe olarak yeniden yazıldı, 1984’te basıldı. İlk öykü kitabı Eski Bahçe ölümünün ardından, daha sonra yazdıklarıyla birlikte Eski Bahçe-Eski Sevgi 1987’de okurla buluştu. Anlatılarından bazı parçalar ise Kalanlar (1990) adlı bir kitapçıkta toplandı. Bu kitaptaki Almanca yazılmış metinler Sezer Duru tarafından Türkçeye çevrildi. Özlü’nün yayımlanmamış senaryosu Zaman Dışı Yaşam da yayımlandı.

Tezer Özlü’den Leyla Erbil’e Mektuplar’ın başında Leyla Erbil, Tezer’le ilgili yargılarını yazmıştı . Kısa bir bölümü Tezer’in anısına saygı, Leyla  Erbil’e sağlık dileklerimle alıntılıyorum:

“ (...)Tezer Özlü’nün yaşamı acıyla, ölümle, intihar duygusuyla, canlılık ve yaşam tutkusuyla iç içeydi. Almanca kaleme aldığı ve ilk adını Bir İntiharın İzinde koyduğu Yaşamın Ucuna Yolculuk(u), yazarken, kendi hayatının da ucuna, son yolculuğa çıkmakta olduğunun bilincinde miydi, bilemiyorum. Tezer’in intihar etmediğini, yaşama, kızına, dostlarına, eşine ne denli bağlı olduğunu bilmeme karşın, ölmeye hazırlandığını seziyordum! (...)

Acılardan söz ederken şunu da eklemeliyim. Sevgili üç yazarının, İ. Svevo, E Kafka, C. Pavese’nin yaşadıkları, acı çektikleri, öldükleri yerlere onu çeken de sanki yakın sonunu onlarda seyretmek, kendi acılarını onların acılarında soğutmak, onların acılarını kendininkilerle avutmaktı.

İnsanlara olan sevgi ve saygısını onların yaşamdaki bahtsızlıklarına isyan ederek de göstermiş ve bu son kitabını hemen hemen ayakta, on beş gün içinde, durmak uyumak bilmeksizin, adeta canına kıyarak, ama tertemiz yalın bir dille, bir biçemle gerçekleştirebilmişti.

Burada yazınsal düzlemde ilginç olan şey, yazarın metinler arası ilişkilerdeki özgünlüğü olmaktadır. Bu ilişki şimdiye değin izlediklerimizden farklıdır.(...) Tezer Özlü, kendi olmayı hiç reddetmeden, kendi ruhundaki acılardan taşarak akraba acıların dünyasına ulaşmaktadır. Bu ise küçümsenecek bir nitelik değildir, kalıcıdır.”

ÖNCEKİ HABER

Kadın istihdamı azalıyor

SONRAKİ HABER

Bu taslak yasalaşırsa asistanlar ne olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...