8 Mayıs 2023 08:09

Atatürk Havalimanındaki gösteriş Sabiha Gökçen’de söndü

Erdoğan toplumu gerecek her yola başvuruyor. Dün mitingde de öyleydi. Akşam ise gündem AKP mitingi değil İmamoğlu’nun provokasyon karşısındaki sağ duyusu oldu.

Atatürk Havalimanındaki gösteriş Sabiha Gökçen’de söndü

Fotoğraf: TCCB/Murat Çetinmühürdar/AA

Çağrı SARI

Seçimlerin son düzlüğüne girdik. “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır.” Peki dünkü AKP mitingi neyi gösteriyor? Yeni ne söylüyor?

Her seçim önemli ama bu başka. Ekonomik kriz, deprem, adalet duygusunun yok edilmesi, hukukun yok sayılması, türlü türlü gerekçeler sayılabilir ama anketlere de yansıyan AKP’deki erime; muhalefetin yakaladığı psikolojik üstünlük “değişim”e 20 yıl sonra bu kadar yakın olunması seçimleri her kesim açısından kritik bir noktaya getirdi. 

Bu nedenle gözler hafta sonu hem Maltepe’ye hem de Atatürk Havalimanı’ndaydı. 

Erdoğan kürsüden esti gürledi. Son düzlüğe girerken, memleketi daha da gerecek pek çok söylem kullandı. Nitekim başta Erzurum olmak üzere memleketin pek çok yerinden de saldırı haberleri geldi. Ancak sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim. AKP’nin “her yol mubahtır” diyerek yola çıktığı siyaset ve provokatif girişimleri dün kendi ellerine ayaklarına dolaştı. Dün Erdoğan değil İmamoğlu konuşuldu.  

MİTİNGİN ADRESİ HAVALİMANI 

Atatürk Havalimanı kapatıldıktan sonra 2 milyar 174 milyon liraya mal olduğu ifade edilen bu koskoca alan gerçekten “milletin yatıp yuvarlandığı” bir bahçe olabildi mi, yoksa sadece büyük ihaleler, yap- işlet- devret mantığı nedeniyle terk edilen bir alan mı oldu sorusunu buraya bırakalım. Ancak böyle devasa, tarihi ve maneviyatı olan bir alanın sadece birilerinin miting ya da şovlarına gövde gösterisi olduğunu görmek üzücü. Biliyorsunuz bu alan geçen hafta da insansız savaş uçağı Bayraktar Kızılelma’ya şahit olmuştu. 

Neyse mitinge dönelim.

Tayyip Erdoğan

Fotoğraf:

TCCB/Murat Çetinmühürdar/AA

ERDOĞAN’A ‘EVET Mİ HAYIR MI’ OYLAMASI

“Yüzyılın mitingi”nin sadece bir “Cumhurbaşkanlığı” mitingi olduğunu söylemek mümkün. Evrensel’in seçimlere giderken yaptığı kent nabzı yoklamalarında AKP’nin asıl hedefinin ya da kilitlendiği noktanın Cumhurbaşkanlığı seçimi- Erdoğan’a evet mi hayır mı oylaması- olduğu tespitine yer vermişti. Bu durum, milletvekilleri adaylarının isimleri okunurken kitleden gelen cılız alkıştan da anlaşılıyor, insanların birbiriyle sohbetine de yansıyor, kürsü konuşmalarına da. 

BURAM BURAM KAMU OLANAĞI

İstanbul’da olan sokağa her çıktığında olmayan da her kanalda, bu mitingin çağrısını görmüştür. Ne de olsa “devlet imkanı” cepte. Medyanın yüzde 95’i de orda, istifa etmeyen bakanların türlü kamu imkanları da… Erdoğan’ın miting alanına Cumhurbaşkanı helikopteri ile gelmesi de buraya dahil.

Üsküdar’dan yola düştüm. 3 önemli meydanı dolaşarak (Üsküdar, Bakırköy, Şirinevler) miting alanına ulaşmayı hedefledim. Meydanlar her partinin ufak eylem alanı gibi. Elime tutuşturulan bildirilerin hepsini alsam deste olur. Bu normal çünkü bir hafta kaldı ve her propaganda önemli. Bağrış çağrışlar da müzik sesleri de birbirine karışıyor. Şirinevler’de editör arkadaşım Fırat Turgut ile -mübalağa sanatını kullanarak söylüyorum- dağları delip alana ulaşmaya başardık. 

Tabi bu çok tartışılan, şehrin göbeğindeki havaalanına ulaşımın zor olmasıyla alakalı değil. Böyle bir mitinge neredeyse tek merkezden ulaşım olmasıyla alakalı olabilir. Ya metro kullanacaksınız, ya E5 karayolunu, ya da sahil yolunu kullanacaksınız. Eskiden uçakların kalktığı pist alanı, asıl kalabalığın toplandığı yer, oraya da tek koridordan geçmek zorundasınız. Başka bir nokta söz konusu değil.

Metro tercih ettik… AKP her semtten otobüs kaldırdı ama biz kendi imkanlarımızla miting alanına gitmeyi tercih ettik. Kaçıncı trene bindiğimizi bilmiyorum. Alana ulaştığımızda alana akın eden insanlarla yürüdüğümüzü söyleyebilirim.

Güneş kavurucu, ara ara da rüzgar esiyor. Bir terliyorsun bir rüzgardan ürperiyorsun. Adı Millet Bahçesi ama bahçeden eser yok, koca boşlukta; pist alanında tek ağaç yok ki gölgesine sığınasın, sırtını yaslayasın. Arka taraflarda yerlere oturmuş insanlar var. Öbek öbek genç, yaşlı, kadın, karışık bir kalabalık.

Tayyip Erdoğan

Fotoğraf:Emrah Yorulmaz/AA

A HABER NE DİYORSA, KONUŞMALARDA O 

Miting çok kalabalıktı. Erdoğan bir milyon yedi yüz bin rakamını vermiş. Kimi yayınlar “o kadar kalabalığın bu alana girmesine imkan yok, sayı 300 bin civarındadır” diye haber geçiyordu. Bizim için sayı “evet kalabalıktı”dan ibaret. Ama “Kalabalık ne düşünüyor? Neden bu mitingde? İnsanlar aralarından ne konuşuyor?​” editör arkadaşım Fırat ile aklımızda asıl sorular bu. Her sohbete kulak kabartıyoruz, yer yer de biz soruyoruz: 

-    Kılıçdaroğlu gelirse başörtüsünü yasaklayacakmış.
-    Soğan sarımsak siyaseti yapıyorlar.
-    Eskiden yaşlılara ne kötü davranılırdı. Şimdi bir bak her şey var her şey. Nasıl iyi sosyal yardımlar. Evine kadar bakıma geliyorlar.

A haber ne diyorsa, konuşmalarda o… Erdoğan ne diyorsa konuşmalarda yine o… 

Fırat ile beraber alanı yoklamak üzere biraz ayrıldık; ikimiz de daha net sonuçlar almak üzere gazeteci değil, eylemci gibi sohbet etmeye çalıştık. Ve konuştuklarımızı birbirimize aktardık. Fırat, çok iddialı bir kesime rastlamış. “Erdoğan’ın yüzde 60 ile ilk turda alacağını söylüyorlar. Çok netler bu konuda” dedi.

Ben bir kadın ekibiyle sohbet ettim. Erdoğan mitingi için Üsküdar’dan geldiğimi ama Erdoğan’ın eskisi gibi oy alamayacağını söyledim. Endişeliyim. Ekonomik kriz var, AKP’den ayrılanlar falan oldu” dedim. Kadın bana “Ben bile geldiysem merak etme durum öyle değil. İlk defa geldim mitinge, ben normalde gelmem vefa borcum var. 20 yılın vefa borcu bu. Silip süpüreceğiz. Bizim insanımız nankör değil. Gidenler de geri geliyor zaten. Sen anketlere bakma. O anketler yalan söylüyor” diyerek ikna edilmeye çalışıldım.

Bir grup gencin kendi arasındaki sohbette, “Bir aya kadar eridik bittik diyordum abi, deprem falan, ama şimdi kendimi iyi hissediyorum moral buldum” cümlelerine şahit olduk. 

YENİ NE DENİLDİ?

Hemen her konuşmada dile gelir, ama AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş “darağacına gönderilen” diye söz ettiği Adnan Menderes’ten ayrıca bahsetmesi ve konuşmasında “millet arkasına düştü, ona destek oldu” ifadesinde yer vermesi; “darbe” tartışmasının alt metnini de vermiş olabilir ya da “Erdoğan’ın ustası”nın başına gelenler hatırlatılıp, bir tehlikeye de işaret edilebilir. 

İstanbul mitingi olunca, hele de seçimlere sadece bir hafta kalınca “yeni” bir şey duymak ister insan. Yepyeni bir vaat, bir söylem. Uzun süredir bu dilin kurulamadığını biliyoruz. Bu nedenle yine İHA, SİHA, AKINCI, 15 Temmuz, FETÖ gibi söylemler AKP’nin konuşmasının ana temasıydı. LGBTİ’ler her zamanki hedef tahtasında 12’de duruyordu. Belki de tek vaadi kamu işçisine verilecek zam oranıydı. Ancak, haftalardır gündemde olan konuyla ilgili yine rakam veremedi. 

DÜN AKŞAM AKP DEĞİL İMAMOĞLU PROVOKASYONU KONUŞULDU

Erdoğan’ın zaten “kaybetme” psikolojisinde olduğu uzun zamandır biliniyor. Bu nedenle toplumu gerecek, kutuplaştıracak her yola başvuruyor. Nitekim, bu mitingde de muhalefeti "terör" ile suçlayıp "Kılıçdaroğlu’na biz vatanı böldürtmeyeceğiz" dedi. Görüntüler hakaretler de gırla. 

Kitle sık sık Demirtaş’a dönük terörist sloganları attı. AKP, MHP, ve HÜDA PAR bayrakları “kendinden olmayanlara” tekbir sesleri eşliğinde sallandı. 

Nitekim ne oldu? Belki sadece dünkü konuşmadan değil ama yıllardan beri gelen, seçimlerle beraber yoğunlaşan hedef gösterme hali, herkesin terörist ilan edilme, nefret duygusunu pompalama, seçimleri darbe ilan etme hali, Erzurum’da İmamoğlu’na taşlı saldırı olarak karşılık buldu. Bir çocuk yaralandı. İmamoğlu mitingi yarıda kesmek zorunda kaldı. Uzun süre seyirci kalan polis, seçim otobüsünü takip etmeyi sürdürenlere TOMA ile müdahale etti. Başta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere İmamoğlu’nu korumakla görevli devlet yeni provokasyonlara gebe olacak açıklamaları peş peşe sıraladı.

Apar topar İstanbul’a gelen İmamoğlu’nu ise binlerce kişi Sabiha Gökçen Havalimanında karşıladı. İmamoğlu soğukkanlı bir tutum sergiledi. Provokasyon boşa çıkartıldı. Dün akşam da konuşulan "Yüzyılın Mitingi" değil İmamoğlu’na yapılan provokasyon, Valinin partizan ve kışkırtıcı tavrı ve “hak hukuk adalet” sloganları oldu.

Ekrem İmamoğlu

Fotoğraf:CHP Basın

Evrensel'i Takip Et