"İktidara gelecek partinin daha ileri kararlar almasını sağlayacak güç, halkın örgütlü gücüdür"
Demokratik ortamı sağlamak sınıflarımızda, fakültelerimizde, kampüslerimizde kuracağımız demokratik mekanizmalardan geçiyor.

Fotoğraf: Evrensel
Nilya Kara
Ankara Üniversitesi öğrencisi
Yeşil Sol Parti Ankara 1. Bölge milletvekili adayı ve Emek Gençliği üyesi Sıla Altun, geçtiğimiz günlerde Ankara Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi. Üniversite öğrencisi birinin milletvekili adayı olması bağlamında adını sıklıkla duyduğumuz Sıla Altun’un biz üniversite öğrencilerinin sorunlarına ne yanıtlar vereceğini merak ederek katıldım ben de etkinliğe.
PARTİLERİN SÖYLEMİ DEĞİL ÖĞRENCİLERİN MÜCADELESİ
Üniversite öğrencilerinin aldığı 1250 liralık KYK kredileriyle 1 ay geçinmesi beklenirken bu krediler ulaşım, beslenme, kültürel aktiviteler bir yana; hiçbirimizin kirasını bile karşılamaya yetmiyor. Artan enflasyonun karşısında eriyen KYK kredileri birçoğumuzun tek geliri. Tek gelirimizin hiçbir temel ihtiyacımızı karşılamaya yetmeyen bu KYK kredileri olması, birçoğumuzu okurken çalışmaya mecbur kılıyor. CHP’nin bu konuda faizlerin silinmesi gerektiğini söylemesinin ardından geçtiğimiz sene AKP, KYK kredilerinin faizlerinin silindiğini açıkladı. Fakat Sıla etkinlikte bunun yalnızca CHP’nin söylemesiyle değil, öğrencilerin geçtiğimiz yıllarda KYK kredilerinin silinmesine yönelik yürüttükleri mücadelenin bir sonucu olduğu konusuna dikkat çekti. Geçtiğimiz senelere baktığımızda “Eğitim Hakkımız, Burs İhtiyacımız, KYK Borçları Silinsin” gibi birçok kampanyanın düzenlenmiş olması, Sıla’nın söyleminin haklılığını gözlerimiz önüne seriyor.
"DEMOKRATİK ORTAMLAR KURACAĞIMIZ MEKANİZMALARDAN GEÇİYOR"
Ankara Üniversitesi hibrit eğitim kararını uygulama inisiyatifini fakültelere bıraktı fakat hem yüz yüze eğitimin koşullarının sağlanmasını talep eden öğrencilere karşı hibrit eğitim kararı alan YÖK hem de bu kararın uygulanması inisiyatifinin verildiği dekanlıklar; üniversite bileşenlerinin seçtikleri kişiler değil, AKP iktidarı tarafından atanmış kişiler. Biz üniversite öğrencileri olarak; tek adam ve sermayenin sonucu olan bu atanmışlığın, üniversitelerimizin akademik, idari ve mali özerkliğini yok saydığının farkındayız. Millet İttifakı’nın mutabakatında da YÖK’ü kaldırarak YÜK adı altında yine bir üst kurum kurmayı hedeflemesi, üniversitelerde iktidardan ve sermayeden tam özerkliği sağlamayı amaçlamadığını gösteriyor. Sıla’nın da etkinlikte parasız, bilimsel, demokratik üniversitelerin yolunun kampüslerimizde ve fakültelerimizde kuracağımız demokratik mekanizmalardan geçtiğini vurgulaması üzerine düşündüğümde ilk aklıma gelen şey; ÖTK’lerin kaldırılması, öğrenci topluluklarının işlevsizleştirilmesi ve üniversite bileşenlerinin rektör seçme hakkının gasp edilmesinin üniversitelerimizin demokratik ortamına yönelik saldırılar olduğu. Gerçekten de bu demokratik ortamı sağlamak sınıflarımızda, fakültelerimizde, kampüslerimizde kuracağımız demokratik mekanizmalardan geçiyor.
"KAMPÜSLERDE GÜVENDE DEĞİLİZ"
Konuşmalarımızın bir diğer noktasında etkinliğe katılan ben ve diğer kadın arkadaşlarım gerek günlük hayatımızda, gerek kampüslerimizde yaşadığımız güvenlik problemlerini dile getirdik. Özellikle geçtiğimiz aylarda bir sıra arkadaşımızın erkek şiddetine maruz kalması ve rektörlüğün bu konuda kayda değer hiçbir açıklama yapmaması üzerine en çok vakit geçirdiğimiz kampüslerimizde güvende hissetmediğimizi konuştuk. Kemal Kılıçdaroğlu; bu bağlamda değindiğimiz 6284 ve İstanbul Sözleşmesi’nin seçim sonrası hemen uygulanacağını söylerken, ittifak ortağı Karamollaoğlu’nun İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik görüşlerini belirtmesi bir kadın olarak beni de tedirgin ediyor. Millet İttifakı’ndaki bu gibi çelişkiler hakkında konuşurken Sıla, “Altılı Masa’nın birbirinden çok farklı politik tutumları barındırdığını görüyoruz. Seçim sonrasında mevcut iktidara kıyasla biraz daha rahatlayabilecek olsak da bütün sorunların çözülüp düzene girdiği bir ortamın oluşacağını düşünmüyoruz” cümlelerini kurdu. Baktığımızda, İstanbul Sözleşmesi özelleştirme konularında mutabakat metninde madde bulunmaması, bulunanların da ucunun açık olması Sıla’nın söylediklerini doğrular nitelikte.
Herkes gibi ben de sıra arkadaşlarımla yan yana geldiğimde konuşmalarımızın ana konusu yaklaşan seçimler oluyor. Gerek arkadaşlarımla konuştuğum, gerek etkinlikte konuştuğumuz konularda dile getirdiğimiz gibi; seçimlerden sonra iktidara gelecek partinin daha ileri kararlar almasını sağlayacak güç, pekala halkın örgütlü gücüdür. Buna vurgu yaparak etkinliği de Sıla’nın “Sömürüyle kar elde edilen bu kapitalist düzenin son bulması, biz öğrencilerin de sermaye iktidarı tarafından sömürülmesine son vermek adına büyük önem taşıyor. Bu noktada taleplerimizi hep birlikte haykırmak ve dayanışmayı büyütmek için işçi sınıfıyla birleşmeliyiz” cümleleriyle buluşmalarımızı sonlandırdık.
Evrensel'i Takip Et