30 Nisan 2023 16:09

Trans işçi Yağız: LGBTİ'ler olarak bitmeyen sömürüye karşı 1 Mayıs’ta alanlardayız

"LGBTİ'ler olarak işçi sınıfının içinde, bitmeyen sömürüye karşı, bizi toplumsal ve politik hayatın dışına itenlere, istihdamda bizi görmek istemeyenlere başkaldırmak için 1 Mayıs’ta alanlardayız."

Fotoğraf: Burcu Yıldırım

Paylaş

Burcu GÜLAÇTI
Bursa

LGBTİ hakları hareketinin ortak taleplerinden biri, bir kişinin cinsel yönelimi ve/veya cinsel kimliği sebebiyle hedef alındığı ve öldürüldüğü durumların nefret cinayeti kapsamında değerlendirilmesi. Çünkü bu cinayetler, yalnızca öldürülen kişiye yönelik bir fiil değil, onun varoluşuna benzeyen herkese de bir tehdit mesajı içerir.

Son on yıldır görüşme yaptığım insanlara LGBTİ'lerin hak mücadelesinden, sorunlarından, yaşam hakkı kavramından bahsediyorum. Yaşam hakkı anayasa tarafından güvenceye alınmasına rağmen, fiiliyatta LGBTİ'ler için böyle uygulanmadığını anlatıyorum. Devlet temsilcileri, belediye yöneticileri ya da bireyler olarak hepimizin görevi bu: Hatırlatmak. Biliyorsunu ki maalesef devlete sürekli görevlerini hatırlatmak gerekiyor.

Fabrika işçisi Yağız ile gerçekleştirdiğim röportajda da LGBTİ’lerin sorunlarını, hak mücadelelerini, yaşam hakkı kavramını konuştuk.

Yağız kimdir, bize biraz kendinizi bahseder misiniz?

1992’de Manisa’da doğdum, orada bir köyde büyüdüm. İlkokul mezunuyum. İki kardeşiz. İkinci kız çocuğu olarak doğdum ama çocukluğum sokakta top oynamakla geçti. Evcilik oynadığımızda hep baba olmak isterdim. Küçük yaşlarımdan beri hep erkek olduğumu hissediyordum. Bir fabrikada çalışıyorum ama insanların bakış ve davranışları çok rahatsız ediyor.

Cinsel kimliğinizi ailenize anlattınız mı, tepkileri ne oldu? Ameliyat olmaya nasıl karar verdiniz?

Başlarda bilmiyorlardı. Ben biliyordum ama ifade edemiyordum. Çevremdekiler bana “Erkek Fatma” diye hitap ederdi. Kendimi hep bir erkek olarak görüyordum. Hatta biliyor musunuz, 10 yaşına kadar kızların pipileri olduğunu zannederdim. Bir gece aynaya baktım ve sadece yanıtlarını benim bileceğim sorular sordum. "Ben kimim? Sen kimsin? Ne istiyorsun? Kendini gelecekte ne olarak görüyorsun?" dedim kendime ve transeksüel bir birey olduğumun o zaman farkına vardım. Ailem baskıcıdır, büyük sorunlar yaşadım. Evlendirmeye çalıştılar mesela beni. 18 yaşımda söyledim onlara. Annem “Çevre ne der” diye çok tepki gösterdi. Sağ olsun babamın desteğini hiç görmedim! Hatta söylediğimde direkt evlatlıktan reddedip psikolojim bozulmuş diye hastaneye yatırmak istedi. Ki hâlâ da babamla görüşmem. Ameliyat olmadan önceleri ben de durumumun hastalık olduğunu düşünüyordum. 20-22 yaşlarımda cinsiyet tedavisi için İstanbul’a geldim. Kendimi iyileştirmeye çalıştım. Ama inanın olmuyor, değişemiyorsunuz. Çok zor şartlarda yaşıyor böyle olunca insan. Ama artık insanların ne dediğini geçtim. Bu hayat benim hayatım.

Özellikle trans bireyler iş bulmakta sorun yaşıyor, bu konuda düşünceleriniz neler, neler yapılabilir?

Öncelikle benim fikrim trans bireyler de eşit haklara sahip olmalılar, bu yüzden devletin translara dair yasalar çıkarması gerek. İş konusuna gelecek olursak, devletten daha çok LGBTİ+ bireyler aynı çatı altında çalışırsa bir grup halinde, hem taciz edilme oranları düşer biraz da olsa, hem de kenetlenmiş olurlar. Mesela üç LGBTİ+ birleşip bir cafe açabilir, çünkü bizim bizden ve ailemizden başka kimsemiz yok.

Türkiye’de LGBTİ örgütleri ve aktivistlerinin yeterli çalışma yaptığını düşünüyor musunuz? LGBTİ örgüt ve aktivistlere iletmek istediğiniz bir mesaj veya öneriniz var mı?

LGBTİ+ derneklerine ne katıldım ne de sosyal medyada gördüm, açık konuşuyorum. Devir sosyal medya devri, bir konferans salonunda 50-60 kişi yerine YouTube’da milyonlara seslenmek hem daha anlamlı hem de daha fazla kişiye ulaşmış oluyorsunuz. Sesimizi duyuramadığımız için çoğu insan LGBTİ+ bireylerin sadece seks, cinsellik kısmını düşünerek "aktif geyi" "normal", "pasif geyi" "erkeklikten çıkmış” olarak nitelendirip pasifliği kadınsılıkla, aktifliği erkeksilikle özleştirme algısında. Bunu yıkmamız gerekir. LGBTİ+ görünürlüğü mücadelesi için LGBTİ+ birisinin milletvekili olup yükselmesi gerekiyor.

LGBTİ bireylere bir mesajınız var mı?

Trans bireylere tavsiyem, çok baskıcı bir ailedeyseler 18 yaşlarına kadar rol yapmaya devam etmeleri -Oscar'lık oynuyoruz- çünkü ailenizin de size ters tepkisi sizi çok kötü bir psikolojiye sokacaktır. 18 yaşına geldiklerinde sürece girmelerini tavsiye ederim, doktor gözetimi altında. Ve bunu bütün LGBTİ+ bireylerine söylemek istiyorum. Ne giyindiğiniz, nasıl davrandığınız, sizin muhteşem olduğunuz gerçeğini değiştirmez.

Son olarak hazır 1 Mayıs’a gidiyorken, "LGBTİ’lerin 1 Mayıs’ta işi ne" diyenlere söylemek istediğiniz bir şey var mı?

LGBTİ'ler vardır, her alanda vardır. İşçi sınıfının sömürülmesinin altında kapitalizm yatar. Kapitalizm hayatın her alanını, cinsiyet ve cinsellik dahil tahakküm altına almakta. LGBTİ+ işçiler olarak başkaldırdığımızda tacize uğruyor, ifşa ile tehdit ediliyor ve "ahlak" bahane edilerek işten çıkarılıyoruz. İşçileri koruyan yasalar, sendikalar varken LGBTİ’leri koruyan veya kapsayan bir sendikadan, yasadan, sistemden de bahsedemiyoruz. İşte tam da bu yüzden LGBTİ'ler olarak işçi sınıfının içinde, bitmeyen sömürüye karşı; bizi toplumsal ve politik hayatın dışına itenlere, istihdam alanında bizi görmek istemeyenlere başkaldırmak ve arkadaşımız Hande Kader’i de unutmadan, tüm trans kadınların ve erkeklerin sesi olmak için 1 Mayıs’ta alanlarda olmaktan vazgeçmeyeceğiz. 1 Mayıs’ta alanlardayız.

ÖNCEKİ HABER

Françoise Dubois: Fransa’da işçiler etrafında tarihsel bir birlik sağlandı

SONRAKİ HABER

Amed Şehir Tiyatrosunun mayıs programı belli oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...