‘Fazla mesailer yüzünden aile değil ev arkadaşı olduk’
Ankara’nın Sincan ilçesinde görüştüğümüz işçiler uzun çalışma saatlerinden ve geçim sıkıntısından dert yanıyor.

Fotoğraf: Freepik
Ceylan GEÇGİN
Ankara
Sincan işçi duraklarında görüştüğümüz işçiler çok çalışmalarına rağmen geçinememekten şikayetçi. Bir gıda işçisi, içinde bulunduğu durumu şöyle özetliyor: “Herkes geliyor, uyuyor sonra çalışmaya çıkıyor. İki kişi, üç kişi çalışıyor yine geçinilemiyor. Bana sorarsan en son aile olarak ne yaptık diye bir cevabım yok. Bu devirde artık aileler ev arkadaşları gibi olmuş.”
Ankara’nın Sincan ilçesindeki duraklar fabrikaya gitmek için servis bekleyen işçilerle dolu. Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde bir gıda fabrikasında çalışan işçi, Kars’tan Ankara’ya yeni gelmiş. Konu büyükşehirde geçinme derdine gelince anlatmaya başlıyor: “Ankara’da yaşamak çok güç. İnsanlar 8 saat çalışsın diyoruz ama 8 saat çalışarak yaşayacak geliri kazanmak mümkün değil. Mesela ben günde 12 saat çalışıyorum, ama bunun yalnızca 2 saatini patron fazla mesai parası olarak veriyor düşün. Neden, çünkü 10 saat içindeki toplamı iki saat tutan molaları bile çıkararak hesaplıyor.”
Geçinmenin zor olduğunu belirten işçi, “Eskiden bir kişi çalışırdı, iki üç kişilik bir aileye bakardı. Ben her gün fazla mesaiye kalıyorum, toplam 12-13 bin lira gibi bir para geçiyor elime, yine de ailemi geçindiremiyorum” diyor.
"ARTIK DEĞİŞİM ŞART"
İşçi fazla mesailerin aile ilişkilerini de zayıflattığını söylüyor: “Bu devirde artık aileler ev arkadaşları gibi olmuş. Herkes geliyor, uyuyor sonra çalışmaya çıkıyor. İki kişi, üç kişi çalışıyor yine geçinilemiyor. Bana sorarsan en son aile olarak ne yaptık diye bir cevabım yok. Düşün ne ara yapalım, eve geldiğimiz saat akşam 9’u buluyor. E bir yandan da her gün gıda fiyatları artıyor. Bir kilo kıyma 300 lira olmuş, dışarı çıkmak bir yana, evde de yenemiyor.”
Biz henüz sormadan konu seçimlere bağlanıyor. Gıda işçisine göre bu olunca artık bir değişiklik ihtiyacı var. “Hile hurda olmazsa ben iktidarın değişeceğini düşünüyorum. Bizim iş yerimizde de bunu dile getiren, 20 sene oldu artık değişim şart diyen arkadaşlar var. Belediye seçimlerinden sonra ilk işleri kayyum atamak oldu mesela, ben Kars’tayken belediye başkanımız yolsuzlukları açığa çıkaran işçilere iyi maaşlar veren biriydi, seneye kalmadı kayyum atandı. Artık bunların olmasını istemiyoruz” diyor.
"DÖNEMİN İHTİYACI SOKAĞA ÇIKMAK"
Emekli olduğu halde çalışmaya devam eden bir başka işçi, “Halimiz kötü” diyerek konuşmaya başlıyor: “Ben 10 sene Kristal-İş Sendikasında faaliyet yürüttüm. O dönem çok çıktık sokaklara, hakkımızı aradık. Bu dönem ise öyle bir atmosferi pek göremiyorum. Oysa bu dönemde tam da ihtiyaç. Ben emekli olmama rağmen çalışıyorum çünkü elimize geçen yetmiyor. Etrafıma bakıyorum asgari ücretle geçinemeyen onlarca insan var, yine de seçimde Erdoğan’a oy vereceklerini söylüyorlar. Daha fazla fakirleşmek istiyorlar herhalde, ben böyle yorumluyorum.”
Bir işçi grubu da ekonominin kötü olduğu, yaşamanın, fazla mesai olmadan çalışmanın mümkün olmadığını söylüyor. Nasıl olacağını söylemeyi tercih etmeseler de seçimlerden sonra ülke ekonomisinin düzeleceğine dair inançları da var...
Evrensel'i Takip Et