12 Nisan 2023 13:19

2. Şişli Evrim Günleri | “Sahtebilim”e karşı bilimsel bilgi mücadelesi verilmeli

2. Şişli Evrim Günleri sonuç deklarasyonunda toplumdaki bilime dair olan güvensizlik ve belirsizliğe dayanan “Sahtebilim”e karşı bilimsel bilgi mücadelesi verilmesi gerektiği vurgulandı.

2. Şişli Evrim Günleri | “Sahtebilim”e karşı bilimsel bilgi mücadelesi verilmeli

Fotoğraf: Şişli Belediyesi

8-9 Nisan’da Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde Pangaltı Evrim Atölyesi, Avcılar Evrim Atölyesi ve Kadıköy Evrim Atölyesi öncülüğünde Şişli Belediyesi ve Şişli Kent Konseyi’nin destekleriyle gerçekleşen “Sahtebilim” temalı “2. Şişli Evrim Günleri” yoğun ilgi gördü.

İki gün boyunca sahtebilimin ne olduğuna, sahtebilimin siyasal ve ideolojik tezahürlerine, çeşitli örneklerine ve bilim iletişimi vb. konularına değinilen konferansa üniversiteli öğrencilerin katılımı göze çarptı.

Birçok tartışmanın sürdürüldüğü konferansa dair Evrim Atölyeleri “2. Şişli Evrim Günleri Sonuç Deklarasyonu” yayınladı.

Şüphe etmenin bilimsel bilginin keşfinde ve tartışılmasında önemli olduğu, rasyonel olgularun da şüphe edilebilen ifadeler olması gerektiği belirtilen deklarasyonda; “Bilim de burada şüphelenileni ve sorgulananı test eden, insanlık tarihinin birikimiyle ve kolektif biçimde ortaya konan bir araçtır. Sorgulamanın kendisi meşru iken; ihtimallerin çokluğu, bilgilerin gerçekliği ile de ilişki içerisindedir” denildi.

“ASRIN FELAKETİ” VE “KADER PLANI” GİBİ SÖYLEMLER KENDİNE ALAN BULUYOR”

6 Şubat’ta yaşanılan depremin de konferansta gündem edilen meseleyle doğrudan ilişkili olduğunun altı çizilen deklarasyonda şöyle denildi; “Deprem gerçeği sadece doğa bilimlerinin tartışması değildir; hatta yaşanılan bu felaket devletin deprem bölgesindeki çalışmalarının yetersizliğinden, yaptığı yardımlarda bile sermaye gruplarını düşünmesinden ve onların çıkarları doğrultusunda hareket etmesinden doğru olmuştur, ekonomi-politik olarak da incelendiğinde görülmektedir. Deprem bölgesinde de “mülksüzleştirme” operasyonu sürmektedir. “Asrın felaketi” ve “kader planı” gibi söylemler de yine gündem ettiğimiz gibi toplum içerisindeki çeşitli güvensizlik ve belirsizlikle beraber, aynı zamanda belirli şeyleri görünmez kılmaya çalışan inançlardan da kaynaklı kendine alan bulmaktadır.”

Akıllı tasarımın, aslında yaratılışçılığın art arda dizilmiş farklı kelimelerle ifadesinden başka bir şey olmadığı ifade edilen deklarasyonda; “Özellikle Türkiye’de de 80’ darbesi sonrası basılan çeşitli kitaplarla da toplum içerisinde yaygınlık kazandırılmaya çalışılmıştır. Akıllı tasarım sadece tarihsel olarak değişen, kendine farklı bir görünüm katarak gizlemeye çalışan bir sahtebilim fikri olmakla birlikte bilimsel olarak da birçok makaleyle ayrıntılı olarak çürütülmüştür” denildi.

“BİLİM KİSVESİ ALTINDA YER BULMAYA ÇALIŞIYOR”

Sahtebilim ve bilim ayrımını yapabilmeyi kolaylaştırmak için; bilimin işaretlerinde denetleme ve düzeltme mekanizmaları, kuramsal erdemler gibi başlıklardan bahsedebileceği ifade edilen deklarasyon şöyle devam etti; “Sahtebilimin işaretleri olarak ise atıf yokluğu, atıfta muğlaklık ve gerçek-dışı atıflar gibi başlıkları sayabiliriz. Sahtebilim örnekleri genelde muhtelif yerlerde kendine alan bir şey olmakla birlikte üniversitelerde konferanslara, hatta sertifikalı eğitimlere kadar girmiştir. Bu tartışmalar aynı zamanda çarpıtılmış başlıklara sahip kitaplarla bilim kisvesi altında, bilimsel çeşitli kavramları kullanarak -aslında çarpıtarak- toplum içerisinde yaygınlık kazanmaya çalışmaktadır.”

“KANITA DAYALI AKIL YÜRÜTMEK ÖNEMLİDİR”

Sahtebilim gibi çok etkeni olan bir meselenin farklı perspektif ve disiplinlerden tarafından da incelemesi gerektiğine işaret edilen deklarasyonda; “Bu sebeple psikolojik açıdan da bu sorun ele alınmalıdır. Bilincimiz dünya algımızı şekillendirirken, sahtebilim olan fikirlerin yayılmasını kolaylaştıran çeşitli unsur ve durumlar, bunu çeşitli çarpıtmalarla kendi istekleri doğrultusunda şekillendirmek istemektedir. Bilimsel bilginin toplumsal sonuçlarını keşfetmek ve kanıta dayalı akıl yürütmek de ayrıca önemlidir. Bilim insanlarının sorumluluklarından biri de kanıta dayalı uygulamaları teşvik etmektir” denildi.

“BİLİM İLETİŞİMİ, BİLİM İLE TOPLUM ARASINDAKİ İLİŞKİDE ÖNEMLİ”

Bilim iletişiminin, bilim-toplum arasındaki ilişkide ayrıca önem kazandağına dikkat çekilen deklarasyonda şu ifadelere yer verildi; “Bilimsel uzmanlığı halka açık hale getirmenin yanında daha geniş kamuoyu bilgilendirmelerine; hatta bilim insanlarının burada ayrı bir sorumlulukla toplumsal algılar ve beklentiler hakkında bilgilendirilmesine ihtiyaç vardır. Burada araçların medyadan popüler bilim kaynaklarına, bilimsel bilgi kaynaklarından internete kadar çeşitlendiği durumda bilimsel bilgiyi tartışırken, bilimin gerekli ve belli ölçüde sadeleştirilmelerle sunulması da ayrıca önemlidir. Bilimsel okur-yazarlığının önemi de es geçilmemesi gereken bir konuyken yurttaş biliminin halkı bilimsel araştırmaya dahil eden, toplumu bir bütün olarak etkili bir şekilde bir araya getiren potansiyeli de bulunmaktadır.”

“ÜNİVERSİTELERDE, LİSELERİDE BİR ARAYA GELİP SAHTEBİLİME KARŞI MÜCADELE VERİLMELİ”

Toplumda yaygınlık kazanan çeşitli komplo teoriler ve sahtebilim görüşlerinin, toplum içerisindeki bilime dair olan güvensizlik ve belirsizlikten faydalandığının altı çizilen açıklamada; “Bu güvensizlik ve belirsizlik ortamı da özellikle neoliberal dönemle birlikte yaratılmaya çalışılan “birey” odaklı bir ortamdır. Tarihsel ve toplumsal bir özne olmaktan çıkartılan bireyin bilimsel bilgiden uzaklaşarak böylesi inançlara yönelmesi de mücadelenin odağının neresi olması gerektiğini de açık etmektedir

Biz sahtebilimin, burada tartıştığımız, gündem ettiğimiz meselelerin sadece tartışmalar yürütülerek çözülemeyeceğini biliyoruz. Bugün bu görüşlerin ortaya çıkmasında etkili olan koşulların değişmediği, bu koşulları değiştirmediğimiz sürece bu görüşlerin toplum içerisinde sürekli yaygınlık kazanmaya çalışacağını da görüyoruz. Bu yüzden tekrarlıyoruz ki, bu konferans, gelecekte hiçbirimizin “Böyle bir şey de yapılmıştı, çok güzeldi” deyip sadece anacağı bir şey olarak kalmamalıdır. Üniversitelerde, liselerimizde, mahallelerimizde, semtimizde yan yana gelelim; bu tartışmaları sürekli kılabileceğimiz alanları hep birlikte yaratalım. Tartışılıp geçilen konular değil, mücadeleyle kökünü kazıdığımız safsatalar olsunlar” denildi. (HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et