Depremden sonra belirsizliklerle boğuşan çiftçi: Bu fiyatlarla ekmeye korkuyoruz
Karaali Köyü’nde küçük çapta çiftçilik yapan köylüler, ürünlerini zararına satma endişesi yaşadıkları için geçmişe göre daha az alanda ekim yaptıklarını söylüyor.
Volkan PEKAL
Hatay
BM Dünya Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) paylaştığı verilere göre, depremler Türkiye’de tarımsal üretiminin yüzde 20’sinden fazlasının zarar görmesine neden oldu, tarım sektöründe 5,1 milyar dolar kayba neden oldu. FAO’ya göre, depremden etkilenen bölgelerdeki nüfusun üçte birinden fazlası hayatta kalabilmek için tarıma bağlı.
Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Karaali Köyü’nde üretim yapan köylüler, artan girdi maliyetleri nedeniyle arazilerinin bir bölümünü boş bırakırken, süt ineklerini kesime göndermek zorunda kalan çiftçiler ise depremle birlikte sorunların ağırlaştığını ancak bu sorunların çözümü için hiçbir adım atılmadığını anlattı. Karaali Köyü’nde küçük çapta çiftçilik yapan köylüler, ürünlerini zararına satma endişesi yaşadıkları için geçmişe göre daha az alanda ekim yapıyor. Her geçen gün yükselen girdi maliyetleri nedeni ile zarar etme kaygısı taşıyan üreticiler ektikleri ürünleri azaltıyor, ekenler ürünlerinin maliyetinin üstünde alınmasını istiyor. Küçük üretici bu bölgede uzun süredir Çiftçi Kayıt Sistemi’nde kayıtlı değil. Alacakları destek primi, Bağ Kur’u bile karşılamadığı için ÇKS kaydı yaptıramadıklarını ifade eden çiftçiler üretime devam edebilmeleri için üretimde kullandıkları girdilere destek ödemelerinin arttırılmasını ve kendilerine de ödenmesini istedi.
Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel
“EKMEZSEK AÇ KALACAĞIZ”
Mehmet Aydınlı da depremden etkilenen üreticilerden: “Karaali köyünde doğmuşum. 73 yaşındayım. Doğduğumdan beri çiftçilik yapıyoruz” diyen Aydınlı’nın çiftçilik dışunda bir gelir kaynağı yok. Yaşanan depremle ve artçılar nedeni ile evi az hasar gören Aydınlı’nın aynı köyde bulunan oğlunun evi yıkılmış. Bir süre serayı çadır olarak kullanmışlar, sonra sera için kullanılan mikadan çadır yapmışlar. Tarlasına domates ekerken karşılaştığımız Mehmet Aydınlı, deprem nedeni ile ürünlerinin ellerinde kalması endişesi taşıdıklarını anlattı. Depremden önce tüccarların gelip ürünlerini aldığını ya da kendilerinin hale ürün gönderdiğini ifade eden Aydınlı, “Şimdi hali sökmüşler. Satılmamasından korktuğumuz için eskiden 100 sıra ekiyorsak şimdi 50 sıra ektik” dedi.
“Ekmezsek aç kalacağız” diyen Aydınlı, “Geçen sene gübrenin torbasını 100 liraya alıyorduk. Şimdi 500 lira, bin lira. Naylonu geçen sene 25 liraya aldık bu sene 70 lira. Geçen sene 100 lira aldığımız ilaçları bu sene 700 liraya alamıyoruz. Artık alamıyoruz. Bunu düşünerek az ektik. Pahalı olduğu için ekemiyoruz. Destek bekliyoruz. Gübre çok pahalı en azından gübre desteği istiyoruz” diye konuştu.
“TRAKTÖRÜMÜZÜ ÇALIŞTIRMAYA KORKUYORUZ”
Depremden önce ektiği çileklerin hasat zamanı yaklaşırken ektiği ürünlerin elinde kalacağı endişesi taşıyan Nebil Aydınlı, “Bir iki haftaya hasat edeceğiz ama nasıl satacağımızı bilmiyoruz. 25 liradan aşağı giderse çiftçi ölmüş demektir. Kimse çıkıp da açıklama yapmıyor. Bundan dolayı endişeliyiz. Zaten çiftçi burada perişan. Gübresini artık alamıyor. Geçen yıl 100 liraya aldığı gübreyi bu yıl 700 liraya alamıyor. Geçen yıl aldığı ilacı artık yetiştiremiyor. Traktörümüzü çalıştırmaya korkuyoruz artık. Mazot yetmiyor, atlarla çift sürüyoruz” dedi.
Geçen yıl 2 dönüm ekerken 500 metrekareye düşürdüklerini ifade eden Aydınlı, “10 dönüm eken 2 dönüme düşürdü. Tarlalar boş. Bu kadar masraf koyduk. Devletten Mazot, gübre, ilaç desteği bekliyoruz. Hiçbir şekilde yetiştiremiyoruz. Ekmeme durumuna kadar geldik çiftçi ölmüş artık” dedi.
“TOPLAM 48 İNEĞİM VARDI. 7 TANE KALDI”
Ahırının bir bölümü depremde zarar gören Orhan Erbaş, “Depremden önce süt fiyatları az, yem pahalıydı. Ama bir şekilde geçinip gidiyorduk. Elektrik kesildi, su kesildi. Fabrikalar yıkıldı. Süt hiç satılmaz oldu. Sütü dökmek zorunda kaldık. Dağıttık ama ne kadar dağıtsan da gene olmadı. Çünkü kimsenin evi kalmadı, nerede ısıtacak? Yem de alamaz olduk, çünkü ancak kendi karnımızı doyurmaya gücümüz yetti. Baktık çaresi yok, sattık. Toplam 48 ineğim vardı. 7 tane kaldı. Bunlara da ot toplayıp veriyoruz” dedi.
Bir ineği 18-19 bin liraya sattığını ifade eden Erbaş, “Alan adam fiyatından aldı ama şimdi bir inek 70-80 bin diyorlar. Zaten kredi borcumuz, yem borcumuz vardı. Yemi kapattık. Kredi kaldı. O da 6 ay ertelendi. 200 bin liraya yakın borcum var. O zaman gelsin. Tarla mı satacağız, ne satacağız bakacağız” dedi. Artık 70 bin liraya inek alamayacağını ifade eden Erbaş, “Artık hayvancılık yapamam. Kurtarmaz. İşçilik yapacağım artık” dedi.

Evrensel'i Takip Et