İktidarın kibri karşısında dayanışma yaşatır!
"Krizin iktidar tarafı konsolide oluyor. Sol tarafta hâlâ tartışmaların sürmesi dışarıdan bakan biri için anlaşılır değil. Siyaset elbette uzun erimlidir. Kısa erimlere takınıldığında sonuç alınamaz."
Fotoğraf: Pixabay
Prof. Dr. Mehmet TÜRKAY
Türkiye’de siyaset bir tür yapboz oyununa döndü ve sonuçta taraflar netleşti. Bir tarafta kadim sağın siyasi artıklarını toplamaya çalışan AKP iktidarı, diğer tarafta bir sosyal demokrat parti öncülüğünde ancak sağ bir temsiliyet üzerinden kurulmaya çalışılan bir başka ittifak. Bu toprakların insanları bundan farklı bir tablo yaşamadı on yıllardır. Çünkü toplumun önemli bir kesimi geleneksel muhafazakar. Geleneksel muhafazakarların oranı, siyasi muhafazakarlardan fazla. Bu seçimde geleneksel muhafazakarların tavrı önemli olacak.
Ancak muhafazakar cephenin taraf olduğu kadim tablo değişmiş görünüyor. AKP güç kaybettikçe daha radikal sağa yanaşmaya başladı. Bilindiği üzere radikal sağ sadece siyasi bir temsiliyet değil, silahlı bir güce de dayanır. Ama ne zaman devreye gireceğini bilemeyiz. Belki de başlamışlardır farkında değiliz! AKP’nin iktidarı kaybetmemek üzere her yolu deneyeceği aşikar. Geçerli siyasi teamüller çerçevesinde kaldığında pek şansı yok gibi değerlendiriliyor. Ancak mümkün bütün yolları deneyeceklerdir. Bu anlamda genel olarak muhalefetin kendi içindeki sorunları öteleyip, bu süreç için ne yapılabilir sorusuna dair bir anlayışa odaklanması önemli. Önemli çünkü toplumun devlete dair talepleri var ve muhalefet devlete talip durumda.
Burada hükümet ayrı, devlet ayrı gibi bir tezin karşılığı kalmadı, AKP iktidarında devlet ve hükümet bir çatı altında toplandı. Eğer seçimler kazanılırsa yeni yönetim mevcut iktidar olanaklarını yeniden inşa için kullanmak zorunda. Zorunda, çünkü mümkün yeniden inşa sürecinin taşıyıcısı olacak kurumlar zapt edilmiş ve dönüştürülmüş durumda. Elbette buralarda bazı direnç noktaları olacaktır ama artık devlete karşı olmak durumunda. Eskiden muhalefet kendini mevcut hükümete karşı konumlandırırdı. Eğer bir dönüşüm olursa bir süre AKP kendini devlete karşı konumlandıracak. Burada önemli olan AKP’nin denetiminde olan bu yapının AKP’ye ne kadar, nasıl cevap vereceği. Burada sorun, iktidar muktedirdir anlayışına sahip olanlarla olmayanlar üzerinden yaşanacak. Bu elbette bir çözülmeye işaret eder.
Yirmi yıllık iktidarın çözülmesi de zaman ister. Ancak, AKP’nin kaybetmediği bir duruma karşı muhalefetin bir hazırlığı var mı? Bilinmiyor. Her ihtimale karşı, muhalefetin insanlara, böyle bir durumda neyi nasıl tasarladığını da anlatması gerek. Bilindiği üzere, Emek ve Özgürlük ittifakı tüm zorluklara rağmen Türkiye’de yaşayan bütün halklar için bir yol göstermek üzere tutum aldı.
Kriz, karar sürecidir aynı zamanda. Krizin taraflarına bakıp karar vermek bu şartlarda zor olmasa gerek. Krizin iktidar tarafı konsolide oluyor. Sol tarafta hâlâ tartışmaların sürmesi dışarıdan bakan birisi için anlaşılır değil. Siyaset elbette uzun erimlidir. Kısa erimlere takınıldığında sonuç alınamaz. Türkiye’de sosyalistler bu ikilemi aşan siyasi süreci zorlamaktadır. TİP özelinde düşünüldüğünde dört milletvekilinin performansı çok başarılı ve önemli. Ancak meselenin sadece parlamentodan ibaret olmadığının da daha görünür hale getirilmesi önemli. Örneğin, EMEP köklü bir parti ve parti olarak siyasi olgunluğa sahip. İşçi örgütlenmeleri üzerinden siyaset yapıyor ve içinde bulunduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan, HDP’nin de seçime gireceği Yeşiller ve Sol Gelecek listelerinden kendi adaylarıyla seçime gireceğini açıkladı. TİP, yeni kurulmuş, elbette bir siyasi tecrübeden gelen insanların oluşturduğu bir oluşum, yeni bir yapı olması da siyaseten zaman ister. Ancak TİP’in kendini siyaseten sınamasının zamanında değiliz. Kimse bir hüsranla karşılaşmak istemiyor. TİP bu haliyle devam ederse mevcut iktidara yarar sağlayacak ve kendisi de gördüğü teveccühün hakkını veremeyen, başlarken tıkanan bir yapıya dönüşecektir. Sol siyasetin iç kibri mümkünse dursun. Zor zamanlardayız. Zor zamanların tarifi, son ‘yirmi yıldır’ yaşananlar düşünüldüğünde hiç de zor değil.
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
