Güvenli bir ev bizim için lüks
"İstanbul’da yaşayan işçi emekçiler olarak beklenen İstanbul depreminden korkuyoruz. Depremden beri uyuyamaz olduk."

Fotoğraf: DHA
Metal işçisi bir kadın
Esenyurt-İstanbul
Merhaba Evrensel okurları.
Ben metal fabrikasında çalışan bir kadın işçiyim. Depremin üzerinden neredeyse bir ay geçti. Enkazın altında hep işçi emekçiler kaldı. Deprem hayatımızın her anında. İş yerinde arkadaşlarla her gün depremi konuşuyoruz. “Afetin önüne geçilmiyor”, “Devlet yetişemedi”, “Çok büyük bir felaketti” diyen arkadaşlar bile konuştukça büyük ihmal olduğunu kabul ediyorlar. Zamanında müdahale edilseydi, askerler ve madenciler erken gönderilseydi, bence can kaybı epey az olabilirdi.
“Tek yürek” diye güya yardım kampanyası başlattılar. Fabrikada bazı arkadaşlar, “Allah devletimize zeval vermesin, Allah işverenlere daha çok kazandırsın” diyorlar. İşverenler bizden çaldıklarını verdiler. Bunları arkadaşlara anlatıyorum. İnsanlar soğuktan öldü. Bu kadar destek ve bağış almasına rağmen deprem bölgesine çadır kuramayan Kızılay elindeki çadırları da Ahbap’a sattı. O çadırlar zaten halkın çadırı değil mi?
Fabrikadaki bazı arkadaşlar müdahalede gecikildiğini ve yardımların yerine ulaşmadığını görünce devlete yakın kurumlara güvenini kaybedip Ahbap’a bağış yapmışlardı. Bir yandan Kızılay’ın bu ihtiyaçları parayla satması, diğer yandan güvendiğimiz kuruma yaptığımız bağışın dönüp dolaşıp yine güvenmediğimiz yerlere gitmesi...
İstanbul’da yaşayan işçi emekçiler olarak beklenen İstanbul depreminden korkuyoruz. Depremden beri uyuyamaz olduk. Ben ölmekten korkmuyorum, hatta hemen ölsem iyi diyorum. Enkaz altında kalsak kaç gün sonra İstanbul’a müdahale edilecek? Kim bize ulaşacak? İşyerindeki arkadaşlar da benim gibi düşünüyor. Her gün bunları düşünüp konuşuyoruz.
İş yerinde de güvencemiz yok. En ufak sallantıda her şey kafamıza düşecek gibi. Ne deprem tatbikatı ne bilgilendirme var. Toplanma alanı yok. Ne iş yerinde ne de evde güvende hissediyoruz. Binamız yıkıldıktan, biz öldükten sonra yapılan müdahalenin ne anlamı var? Ki Maraş depreminde gördük, o da yapılmıyor. Evlerimizi kontrol ettirip uygun olmayan yerleri boşaltalım desek, daha güvenli bir binaya taşınmak biz işçilere emekçilere lüks. Kiralar aldığımız asgari ücretlere denk. Hatta üzerinde bile.
Binalarımız ayaktayken ve biz yaşarken gerekli önlemler acilen alınmalı. İstanbul depremine hazırlık için seferberlik ilan edilmeli. Bu depremde halk büyük zorlukların dayanışmayla nasıl aşılabileceğini gösterdi. İstanbul depreminin felakete dönüşmesini önlemek için de bu dayanışmayı örgütlemeye devam etmeliyiz.
Evrensel'i Takip Et