17 Şubat 2023 03:27

Mülteciler için gitmek de zor kalmak da

Volkan PEKAL
Hatay

Mülteciler bir şehre sonradan gelmenin dezavantajlarını depremde de yaşıyor. En ağır ve güvencesiz işlerde çalışıp en kötü koşullarda barınan mülteciler, depremde de en sahipsiz kalan kesim.  Antakya’da da kendi kaderlerine terk edilmiş mülteciler, bir yandan hırsızlık, yağmacılıkla suçlanıyor. Gitmek istiyorlar ama ne gidecek yerleri ne de gitmeye imkanları var.

ÇOCUKLARIN AYAKLARINDA AYAKKABI YOK

Geleceğe dair tüm hayatlarını geride bırakarak Türkiye’ye gelmek zorunda kalan mülteci işçiler daha iyi bir yaşam için geldikleri Türkiye’de depremle sarsıldı. Birçok alanda ön yargılarla mücadele ederek yaşamalarını sürdürmeye çalışan mülteciler depremle birlikte yağma ve hırsızlıkla suçlandı.  Tarım, inşaat, tekstil gibi iş kollarında güvencesiz olarak çalıştırılan mülteciler depremden sonra asayiş sorunu gibi gösterilmeye çalışıldı. Çok sayıda mültecinin şehirden izole şekilde yaşadığı Hatay’ın Antakya ilçesine bağlı Emek Mahallesi’nin arka sokaklarında halen şehri terk edememiş mülteciler evlerinin yanına kendi imkanlarıyla kurdukları çadırda yaşam savaşı veriyor. Mahallede yüksek binaları geçtikten sonra girilen dar sokakları yıkıntılar kaplamış. Yıkıntılar arasında ilerleyince mahalleyi terk edememiş mültecilerle karşılaşıyoruz. Şehir merkezinde depremzedelere yapılan yardımların çoğu burada yok. Evin dışına ve bahçesine branda gererek yaptıkları 2 çadırda 6 aile 26 kişi birlikte yaşadıklarını anlatıyorlar. Aileler çadırda yardım beklerken çocuklar her şeye rağmen buldukları bir topla su birikintileri içerisinde oynuyor. Dondurucu soğuğa rağmen çocukların botu yok, bazılarının ayaklarında terlik var. Yakacakları çevreden buldukları tahtalarla sağlıyorlar.

Antakya'da yıkılmış evler.

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

"NE HIRSIZLIĞI, EKMEKLERİNİ KAZANMA DERDİNDE İNSANLAR"

Mahallede kendileri gibi depremzede olan bir yurttaşın tercümanlığı aracılığı ile konuşuyoruz. Hırsızlık iddialarını ve mültecilere yönelen şiddeti sormak istediğimizde tercümanlığımızı yapan yurttaş onlardan önce cevap veriyor, “Bu adamların ne yağmalamada, ne bir şeyde suçu var. Onların üzerine atılıyor. Kendi ekmeklerini kazanmaya çalışan insanlar.”

"HIRSIZLIĞA ASLA RAZI DEĞİLİZ"

Muhammed Hüseyin Basal, “Bizim üzerimize atılıyor. Böyle bir şeyi biz asla kabul etmeyiz” diyor. Saldırılar nedeniyle tedirgin olduğunu ifade eden Basal, “Hırsızlığa karşıyız. Biz asla böyle şeylere razı değiliz” diyor. 2016 yılında Türkiye’ye gelen Basal, burada inşaat işçiliği yaparak ekmeğini kazanıyor. Düşüp kolunu yaralayan Basal, içinde platin olan kolunun tedavisi bitmeden depreme yakalanmış. Kolundan ameliyat olduğu için çalışamayan Basal, maddi durumu iyi olmadığı için Hatay’dan çıkamadığını ifade ediyor.

"ANTALYA’YA TAHLİYE İSTEDİM, ‘YER YOK’ DENİLDİ"

Antakya’yı terk etmek isteyen İbrahim Abdulhak isimli mülteci, çevresinde kendisine yardım eden yerli yurttaşların yardımı ile Antalya’ya gitmek için başvuru yapmış. Ancak başvurusu “Yer yok” denilerek geri çevrilmiş. Şehirde kalmak zorunda olan Abdulhak, en acil ihtiyaçlarının, barınacakları bir ortam olduğunu söylüyor. Hırsızlık suçlamalarına dair konuşan Abdulhak, “Suriyeli, Türkiyeli fark etmiyor, hırsızlık hırsızlıktır. Ben de kaçınca evde 8 bin liralık altınım kaldı. Depremden kaçtım, döndüğümde çalınmıştı. Ben de mağdur oldum” dedi.

Evrensel'i Takip Et