10 Şubat 2023 16:42

Betondan tabutlar

“Bugün farklılıklarımızı göz ardı ederek kurduğumuz bu dayanışma ağını, yarın depreme dayanıklı konut talebimiz ve bilimsel deprem politikaları için sürdürürsek başka karanlıkların önüne geçebiliriz.”

Betondan tabutlar

Fotoğraf: DHA

Beyaz yakalı bir işçi

İstanbul

Sabah işe gitmek için bindiğim otobüste iki kişi aralarında konuşuyorlar. Biri diğerine deprem bölgesinde yaşayan komşularından haber alamadığından bahsediyor. Kimse şaşırmıyor buna. Çalıştığım fabrikada, sokakta, markette konuştuğum kim varsa, mutlaka deprem bölgesinde yaşayan bir yakını var çünkü. Kendisinin yoksa bile arkadaşının yakını var.

Benim de Hatay’da enkaz altında yakını olan, herkes gibi iyi haber bekleyen bir arkadaşım var. Ona umut vermek, teselli etmek istiyorum ama bir yandan günler geçmesine rağmen hâlâ kurtarma ekiplerinin gitmediği/gidemediği haberlerine bakıyorum. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Öyle korkuyorum ki ondan alacağım haberden, elim telefona gitmiyor durumunu sormaya.

Çalıştığım fabrikadaki arkadaşlar ile konuşuyoruz. İstanbul’da yaşayanlar olarak hepimiz tedirginiz. Antep depreminde olduğu gibi İstanbul depremi için de bilim insanları uyarıyor ve konuştuğum herkes de İstanbul depreminin ne kadar yıkıcı olabileceğinin farkında.

Ülkemizde ‘99 depreminden beri kalıcı olarak deprem vergisi toplanıyor, kentsel dönüşüm projeleri yapılıyor, 2000’den sonra yapılan binaların deprem yönetmeliğine uygun olduğu ve güvenli olduğu söyleniyor. Peki neden bir yıllık binaların altında kaldı insanlar? Fabrikada bir arkadaş söylemişti depremin ilk günü: “Ben şimdi ev alsam ne olacak? Başıma yıkılıp yıkılmayacağını nasıl bileyim?​” Üstelik bu evleri almak için insanlar yıllarca gecesini gündüzüne katarak çalışmak zorundalar.

Elbette herkes farkındadır ki, bu yaşadıklarımızın bir telafisi, özrü, geri dönüşü olmayacak. Yaşamımızdan asla silinmeyecek bir karanlık olarak taşıyacağız hep bugünleri. Ama bu karanlığın içinden gülümseyen bir parça ışık varsa, o da her şeyini ortaya koyarak, canını dişine takarak birbirine sahip çıkan insanlar. Tüm ihmallere, geç kalınmışlıklara rağmen bugünleri el birliğiyle aşmaya çalışan insanlar.

Sayısız dayanışma kampanyasına sayısız insan destek veriyor. Ben de Emek Partili arkadaşlarımın dayanışma kampanyasına destek vermek için kendi fabrikamdaki arkadaşlarımla konuşuyorum. Kimden destek istediysem bir şekilde üyesi olduğu dernek veya internette gördüğü kampanyalar yoluyla dayanışma göstermiş olduğunu söylüyor. Herkes gücü yettiğince bu dayanışmanın bir parçası oluyor ve yaşadığımız karanlığı bir nebze aydınlatmaya çalışıyor. Belki bu karanlığı tümüyle aydınlatamayız çünkü kaybettiklerimizi geri getiremeyiz. Ama bugün farklılıklarımızı göz ardı ederek kurduğumuz bu dayanışma ağını, yarın depreme dayanıklı, ulaşılabilir konut talebimiz ve bilimsel deprem politikaları için sürdürürsek başka karanlıkların önüne geçebiliriz.

Biz artık betondan tabutlar istemiyoruz. Bedelini çoktan ödemiş ve hâlâ ödüyor olduğumuz yaşanılabilir şehir ve güvenli konutlar istediğimizi haykırmalıyız.

Evrensel'i Takip Et