Böyle davaya böyle 'delil' yakışır
‘KCK’ basın davasına delil skandalı damgasını vurdu. İddianamede DİHA muhabiri Çağdaş Kaplan’ın aleyhine dava dosyasına delil olarak konulan fotoğrafın Konya’ya bağlı Kandil Kasabası önünde çekilen fotoğraf olduğu ve fotoğraftaki kişinin de başkası olduğu ortaya çıktı. Silivri’de görülen du

Silivri’de görülen duruşma öncesi askerler güvenlik gerekçesiyle araçlarda arama yaptı. TGS’nin “Gazetecilere Özgürlük Platformu” amblemli, “Hapisteki gazetecilere özgürlük” ve “Gerçeğin peşindeyiz teslim olmayacağız” pankartlarına askerler tarafından el konuldu.
3. duruşma Silivri Ceza İnfaz Kurumu 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Dosyaya iki sanığın eklenmesiyle tutuklu gazeteci sayısı 33’e yükselirken yargılanan gazeteci sayısı 46’ya çıktı. Emniyetin Savcılığa delil olarak gönderdiği fotoğrafta Kaplan’ın PKK’nin Kandil Kampı’nı ima ederek poz verdiği öne sürülmüştü. ‘Delil’ olarak gösterilen fotoğraf Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Kandil kasabası karayolu tabelası önünde çekildi. Çekilen fotoğraftaki kişinin Çağdaş Kaplan olmadığının ortaya çıkması da davadaki skandalı gözler önüne serdi. Avukatlar fotoğrafın dava dosyasına eklenmesini önceki duruşmada talep etmişti. Fotoğrafla ilgili iddiaları başından beri kabul etmeyen Çağdaş Kaplan, Konya’ya da hiç gitmediğini belirterek, iddiaları yalanlamıştı.
ANA DİLDE SAVUNMAYA ‘USUL’ ENGELİ
Yoklamadan sonra söz alan Avukat Sinan Zincir, ana dilde savunmayı içeren yasanın kabul edildiğini hatırlatarak, “Avukatların görevi tercümanlık yapmak değildir. Müvekkillerimiz kendileri dertlerini anlatacaklar. Müvekkillerimiz kendilerini savunamadan haklarında beraat ve mahkumiyet kararı verildi” diye konuştu. Zincir, cuma günü tercüman aracılığıyla tahliye taleplerinin alınmasını istediklerini söyledi. Kürtçe tercümanın savunma aşamasında mahkemeye getirileceğini söyleyen Mahkeme Başkanı Ali Alçık, yine de talebi değerlendireceklerini söyledi.
SANIK LEHİNE YASADA KIYAS YAPILABİLİR
Avukat Baran Doğan, savunma hakkının yargı ve idari uygulamalarla daraltıldığını söyledi. Sanık haklarını daraltmayan yasalarda kıyas yapılabileceğini ifade eden Doğan, “Sanık yargılamanın delil ikamesinde bulunabilir. Sanık iddianameyi veya davanın seyrini etkileyebilecek deliller sunabilir. Bu yüzden yargılananlar her aşamada kendisini ifade edebilmeli” dedi. Doğan konuşmasında 9 ÇHD’li avukatın tutuklanmasına da tepki gösterince Mahkeme Başkanı Alçık, “Burası mahkeme. Tepkinizi dışarıda basın açıklaması yaparak gösterin” diye karşılık verdi. Bunun üzerine Doğan, “Yarın benim de burada olmayacağımın bir güvencesi yok” dedi. Avukatların konuşmalarının ardından iddianamenin okunmasına geçildi.
HÜKÜMET DE OKUMALI
Duruşmanın görüldüğü sırada basına açıklama yapan BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, “Keşke hükümet de bu iddianameyi okuyabilseydi” dedi. Kaplan devamında şunları söyledi: “Bu bir hukuk belgesi değil kes yapıştır yöntemiyle hazırlanan torba bir iddianamedir. Gazetecilerin bütün mesleki faaliyetleri iddianamede suç olarak yer alıyor. Ben sıkıyönetim döneminde basın davalarında avukatlık yaptım orada bile böyle bir yargılama görmedim.” Gazeteci Çağdaş Kaplan’ın da amcası olan Hasip Kaplan, yeğeni ile ilgili ortaya çıkan sahte fotoğrafın takipçisi olacaklarını söyleyerek, fotoğrafı iddianameye koyanların cezalandırılması gerektiğini söyledi. Kaplan, “ÖYM’ler kaspatılmalı ve gazeteciler serbest bırakılmalıdır” dedi.
ANA DİLDE SAVUNMA İZİN VERİLMELİ
Duruşmayı izleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) Silivri Ceza İnfaz Kurumu önünde açıklama yaptı. Açıklamada söz alan GÖP Dönem Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu Üyesi Recep Yaşar, sonuna kadar davanın takipçisi olacaklarını dile getirdi. Sınır Tanımayan Gazetecilerin son açıkladığı raporda Türkiye’nin 179 ülke arasından 154. sırada olmasının utanç verici olduğunu dile getiren Yaşar, Türkiye’nin gazetecilerin hapsedildiği bir ülke olmaktan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı. Yaşar, Kürt gazetecilerin ana dilde tahliye talebinde bulunmasının mahkeme tarafından kabul edilmesini istedi. Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanı Arne König de, başından itibaren duruşmayı takip ettiklerini dile getirerek, “Bugün burada meslektaşlarımıza yönelik suçlamalar aslında tüm gazetecilere yöneliktir. Eğer bir editör ve muhabir arasındaki haber görüşmeleri suç sayılıyorsa gazeteciliği ortadan kaldıralım” diye tepki gösterdi. Kürt gazetecilerin serbest bırakılması için verilen mücadelenin çok önemli olduğuna vurgu yapan König, “Eğer siz mücadeleyi kaybederseniz aynı mücadeleyi biz Avrupa’da kaybedeceğiz. O zaman birileri hangi bilginin yayınlanacağına, neyin haber yapılacağına karar verecek” diye uyardı.
DAVAYI İZLEYENLER
Duruşmaya tutuklu, tutuksuz yargılanan gazeteciler, avukatlar ve ailelerinin yanı sıra Türkiye TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, EFJ Başkanı Arne König, TGC Yönetim Kurulu Üyesi Recep Yaşar, Özgür Gündem Gazetesi Eş Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol, Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, CHP’li milletvekilleri Melda Onur, İlhan Cihaner, Veli Ağbaba ve müzisyen Ferhat Tunç katıldı. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et