Sizin kitabınız hangisi?

Hani deriz ya, güzel şeydir okumak, okuyanı da çevresini de besler diye… Biz de aldığımız karar doğrultusunda hemen belirledik ilk  kitabımızı; Evrensel Basım Yayından çıkan  Tulepbergen Kaipbergenov’a  ait Karakalpak Kızı. Heyecan vericiydi; bir araya geldiğimizde kadın-emek-barış ve sendikal mücadele konulu sohbetlerimizin yanında bir de kitabımız olacaktı, pek de güzel olacaktı.
Oldu da… Bugün bir araya toplandık ve Karakalpak Kızı Cumagül’ü konuştuk. Aynı kitabı okuyup sessizce düşünmek yerine, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmanın güzelliğini yaşadık. Yoksulluklar içinde, kocasından yediği dayaklar yüzünden bir an canına kıymak isteyen, sonrasında ise el kadar bebesiyle sokağa -tıpkı annesine yapıldığı gibi- atılan Cumagül’den hepimiz etkilenmiştik. Kaldı ki yoksulluğun, kadın olduğu için kocası tarafından dövülmenin alın yazısı olmadığını, yer aldığı devrim mücadelesinde, bunu pratiğiyle

gösteren bu mangal yürekli kadından etkilenmemek olanaksızdı zaten. Oldukça keyifli ve verimli bir buluşmaydı ama, tek güzellik Cumagül’ü tanımış olmak, onun ve Sovyet Devrimi’nin hakkında konuşmak değildi elbet. Bir başka güzellik daha vardı o da Sennur Sezer’di… Yürüyen bir çınar ağacı gibi sanki Sennur Abla. Bakmayın “abla” diye hitap ettiğime, insanın onu dinlerken “Bilge Ana” diyesi geliyor. Bu kadar üretken ve ardında da bu kadar birikimlerini dinledikçe daha bir okuyası geliyor insanın, kendisinin de söylediği gibi; okuyun, okuyun, okutun…
Bir sonraki kitabımız mı? Onu da belirledik elbette. Evrensel Basım Yayın’dan çıkan Müge Tuzcuoğlu’nun “Ben Bir Taşım” adlı kitabı.
Sizin kitabınız hangisi?