20 Aralık 2022 16:47

Daha kaç mültecinin ölmesi gerekiyor?

Evrensel'e mektup yazan İranlı Habip sığınmacıların BM’deki dosyalarının değerlendirilmediğini belirterek "Sığınmacılarının sorununun çözülmesi için daha kaç mültecinin ölmesi gerekiyor" diye sordu.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İranlı mülteci Habib
Denizli

Ben Habib. İran uyrukluyum, 2016’dan beri sığınmacı olarak Türkiye’de yaşıyorum. Azeri kökenliyim, boyumuz Oğuz Han’dan gelmedir. Türk milleti ile yaşadığım için şeref duyuyorum.

Hepimizin bildiği üzere bu topraklar 5 milyonun üzerinde sığınmacı ve mülteciyi geçici olarak barındırmaktadır. Fakat sığınmacılık süresi normal şartlardan daha fazla uzadığı için türlü sorunlar ve mahrumiyetlerle karşı karşıya gelmekteler.

Sığınmacıların BM’deki dosyaları artık değerlendirilmiyor ve bu husus 3’üncü ülkeye gönderilmelerini aksatmaktadır. Bir sığınmacı için huzursuzluk, akademik tahsil yapmanın imkansızlığı, iktisadi gelişimin olmaması ve her şeyden önemlisi vatansızlık acı verici ve diz çökerticidir. Dolayısıyla depresyona yakalanıp yaşamaktan usanmış duruma geliyorlar. Benim tanıdığım birçok İranlı sığınmacı var. Bazıları psikolojik olarak çökmüş vaziyette. Günlük bir avuç dolusu psikiyatri ilacı kullanıyor. İntihara teşebbüs edenler ve hatta intihar edenler oldu.

Tanıdığım birkaç sığınmacı, çalıştığı yerde iş kazasına uğradı, sakatlandı. Fakat çalışma izni olmadığı için herhangi bir tazminat alamadı. Üstelik izinsiz çalıştığı için ses çıkarmayarak kendi sessizliğinde kahroldu. Ama sorunu orada bitmedi, çünkü tedavi olma şansını da kaybetmişti, neden diye soracak olursanız 2018’den itibaren mültecilerin sağlık sigortaları kapatılmıştır. Yani bir mülteci hastalandığı zaman hastaneye gitmekte ve ilaçlarını almakta artık zorluk çekiyor.

Tabii hepimizin bildiği üzere tüm bu sorunların sorumluluğu Birleşmiş Milletlerde. Çünkü vazifesinden caymış ve sığınmacıları unutmuş gibidir. Geçtiğimiz yıllarda BM sığınmacıların başvurusunu değerlendirmedi ve bu hassas görevi valiliğe bağlı göç idaresinin üstüne atarak gözlerden kayboldu. Böyle bir durumda hâlâ sığınmacılar geceleri yatarken yarın hoş bir haber alacaklarını umut ediyorlar. Tüm bu söylediklerimin kesinlikle bir nedeni ve müsebbibi var. Acaba kusur ve ihmal kimlerde veya hangi kurumda? Bazen kendi kendime diyorum ki, bu sıkıntıların giderilmesi için acaba kaç mültecinin kafayı yemesi, iş kazasında ölmesi ya da sakatlanması, okyanusların karanlık sularında boğulması gerekiyor?

ÖNCEKİ HABER

Türk-İş asgari ücret teklifini 9 bin TL olarak açıkladı

SONRAKİ HABER

Sezgin Baran Korkmaz kimdir?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...