7 Ekim Çarşamba günü Bilkent Üniversitesi Politik Felsefe Topluluğunun HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ ile gerçekleştirdiği söyleşiyi, topluluk yönetiminden arkadaşlar aracılığı ile izleme şansına sahip oldum. Girişte elbette bir güvenlik engeli ile karşılaşıldı. Okul dışından gelen katılımcılar ilk başta salona alınmazken, topluluk yöneticisi arkadaşın itirazları üzerine güvenlik geri adım atmak durumunda kaldı ve salona girdiğimizde söyleşi yeni başlamıştı. 35-40 civarı katılımcının bulunduğu etkinlikte Dersim Dağ önce kendini tanıttı, sonrasında kadın, ekonomi, seçim ve gençlik üzerine soruları yanıtladı.

Kadınların ezilmişlik sorunu bağlamında Kürt kadın hareketi ve kadınların siyasete katılımlarının zorluğundan oldukça söz eden Dağ, kadınların mevcut sistemin getirdiği bütün zorluklara rağmen siyasette söz söylemekte ısrarcı olduğunu; bütün baskılara rağmen sokakta ısrar ettiklerini, Kürt illerinde bu baskıların daha fazla olduğunu belirtti. Kürt kadın hareketinin Türkiye kadın hareketiyle bir bütün olması gerektiğini savunan Dağ, Rojava ve Rojhilat gibi örneklerin yanı sıra son dönemde Türkiye’deki kadın hareketinin seyrine de önem verdiğini söyledi. LGBTİ haklarına dair soruları da yanıtlayan Diyarbakır Milletvekili, bir LGBTİ kimlikli vekile sahip olmak istediklerini ancak LGBTİ örgütlerinin parlamenter siyaseti seçim zamanlarında tercih etmeyebildiğini ekledi. “Şeyh Said isyanını sahiplenirken nasıl LGBTİ haklarını savunursunuz” şeklinde gelen bir soruya ise, “Şeyh Said isyanını eleştirdiğimiz yönleri vardır, olmasaydı Şeyh Said’in partisi olurduk. Bizim Şeyh Said isyanını sahiplenişimiz isyanın ulusal karakterindendir” şeklinde cevap verdi.

Ekonomi ve seçimlere dair gelen sorularda ise Millet İttifakının Kürt sorununa yönelik tutumunu eleştiren Dağ, Kürt sorununun bir iktidar sorunu olmadığını belirtirken; Millet İttifakının bu sorunu çözmesini beklemek de bu bağlamda doğru olmayacaktır diyordu. “Sürekli muhalefet mi olmak istiyorsunuz” sorusuna “Yönetmeye talibiz ancak iktidar olmak gibi bir amacımız yok, ‘iktidar’ kavramını sevmiyoruz” derken, Emek ve Özgürlük İttifakına da dikkat çekiyordu. Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin HDP ile aynı parti olmadığının altını çizen Dağ,  “HDP’nin kendi bileşenleri vardır ancak Emek ve Özgürlük İttifakının içerisindeki partiler HDP’nin bileşeni değildir” şeklinde cevap verirken, TKP’nin neden bu ittifakın içinde olmadığı sorusuna ise TKP ile bir görüşmenin yapıldığını ancak kendilerinin bu teklifi reddettiği cevabını verdi. 6 ilde gençlik konferansı örgütledikleri bu süreçte nasıl bir mücadele platformu ortaya koydukları sorusuna ise, toplumun değiştirici gücü olarak gençleri veyahut genç kadınları gördüklerini belirten Dağ, Kürt gençliğinin oldukça örgütsüz bir dönemden geçtiğini ifade ederken, konferansta örgütsel durumlarını ve potansiyellerini tartışacaklarını ve buradan özeleştirel bir tutumla çıkacaklarını söyledi. Gençliğin ve Kürt halkının örgütsüzlüğünün birçok sebebi olduğunu belirtirken, Türkiye’nin içinden çıktığı 7 Haziran – 1 Kasım sürecinde yaşananlara dikkat çekti ve bugün siyaset yapmanın iktidar eli ile ne kadar zorlaştırıldığından bahsetti, 16 bin resmi üyelerinin tutuklu veya hükümlü olduğunu söyledi.

Kapitalist sistemin değiştirici gücü olarak gençleri ve kadınları gördüklerini belirten Dağ, işçi sınıfının rolünün ise daha ikincil bir konumda olduğunu belirtirken kadınların ve gençlerin de emekçiler olduğunu iddia etti. Düzen partisi olmadıklarının altını çizerken, mevcut sistemin çelişkisinin artık işçi sınıfı ile burjuvazi arasında olmadığını söylüyordu. Bir provokasyon girişimi yaşanmadan etkinlik sonlandı ancak salondan ayrılan bir arkadaşın çıkarken söylediklerini duyana kadar.

Etkinliği düzenleyen Bilkentli arkadaşlar söyleşi sonrasında sosyal medya üzerinden ağır eleştirilere maruz kalırken, kimileriyse yaptıklarının üniversitelerdeki demokratik atmosferi sağlaması noktasında olumlu buluyorlardı. Eleştiri yapan insanların etkinliğe katılıp sorular yöneltmek yerine böyle konforlu bir alandan eleştiriler savurması ve Bilkent’te öğrencilerin yaşadığı sorunlar karşısında aldıkları tutumsa, söylemleri ile oldukça çelişir durumda. Bilkent’te politik bir atmosferi geliştirmek için mücadele eden bu arkadaşlara geriye başarı dilemek düşüyor. (Ankara/EVRENSEL)