23 Nisan 2011 09:16

Geylani: Cemil Çiçek ölüm organizatörlerinin başta gelenidir

BDP'nin, polis şiddetine ilişkin yaptığı, "Hükümet Özür dilesin" şeklindeki açıklamaya Cemil Çiçek, "Çocuk katilleri ne zamandan beri vicdandan, ahlaktan bahsediyor ki" cevabını verdi. Ancak İHD'nin raporlarına göre sadece AKP iktidarı döneminde 60'ı aşkın çocuk yaşamını yitirdi. B

Geylani: Cemil Çiçek ölüm organizatörlerinin başta gelenidir
Paylaş


YSK'nın, "Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu"nun desteklediği 7 adayın da içinde olduğu 12 aday ile ilgili verdiği "veto" kararı kamuoyunda infiale neden olurken, karar geri alındı, ancak 3 gün süren olayların bilançosu ağır oldu. Polis tarafından kullanılan, gerçek ve plastik mermi ile gaz bombaları bir kişinin ölümüne, onlarcası ağır olmak yüzlercesinin yaralanmasına neden oldu. Eylemlere karşı kolluk gücünün orantısız güç kullanmasını meşru gören hükümet, faturayı yine kadın ve çocuklar ile BDP'ye kesti. Başbakan Tayip Erdoğan'ın 2006'da söylediği "Çocuk da olsa, kadın da olsa gereken yapılır" şeklindeki sözlerinin ardından bu kez AKP'li Cemil Çiçek, BDP'yi kast ederek, "Birilerinin gayri meşru, insansız tutumlarına karşı, başına demokratik lafı getirilerek kanunsuzluğa karşı meşruluk kazandırılmaya çalışılıyor" iddiasında bulundu.

Yaşanan olaylara ilişkin BDP Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada "Vicdanları varsa çıksınlar özür dilesinler" yönündeki sözleri değerlendiren Çiçek, "Çocuk katilleri ne zamandan beri vicdandan, ahlaktan bahsediyor ki. Kısa bir süre önce minibüsün geçtiği yola bomba koyup 2 yaşındaki çocuğun sakat kalmasına, 9 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep olanlar ne zamandan beri vicdandan bahseder oldu" diye cevap verdi.

GEYLANİ: GERİCİ SİSTEM OTUZ YILLIK SAVAŞI BİTİREMİYORSA SORUMLUSU KENDİSİDİR

Çiçek'in BDP'yi yeniden hedef tahtasına koyan sözlerine ilişkin Dicle Haber Ajansı'na konuşan BDP'nin yeni Genel Başkanı Hamit Geylani, çocuk katillerini tüm Türkiye ve ayrıca dünya kamuoyunun bildiğini vurguladı. "30 yıllık çatışmalı ortamda kaç çocuğun katledildiği, kaç hamile kadının öldürüldüğü ve kaç gencin yaşamını yitirdiği olaylar ortadadır" diyen Geylani, yaşanan çatışmaların ve meydana gelen ölümlerin nedeninin sistem ve organizatörleri olduğunu söyledi. AKP hükümetinin 9 yıllık iktidarı boyunca bu sistemin organizatörlüğünü yaptığını hatırlatan Geylani, Cemil Çiçek'in ise organizatörlerin en tepesinde yer alan insanlardan biri olduğunu ifade etti. Barıştan ve demokrasiden yana olan kurumların ölümlerin yaşanmaması için bu güne kadar ağır bedeller ödediğini hatırlatan Geylani, "Cemil Çiçek gibi bu hadiselere neden olanların yıllardır yaptıkları ortadır. Bakın sürekli bu tip patlamalarla ilgili, her hangi bir patlayıcı maddenin vuku bulması sonucu çok geçmeden hemen faturayı başka yere yükleyerek adres çarpıtmaya çalışıyorlar. Bu hadise ile ilgili detaylı araştırma yapmadan bu sorumluluğu üzerinden atmak için başka adres gösteriyor. Bakınız hukukta çok önemli bir tespit var. Kusur olmadan sorumluluk var. Eğer gerici sistem otuz yıllık savaşı bitiremiyorsa bunun en büyük sorumlusu kendisidir. Gerçek hukuk normları yaşama geçmeden sorumlular sistemdir ve görevlileridir" diye kaydetti. (Diyarbakır/DİHA)


RAPORLAR HÜKÜMETİ YALANLIYOR

Hükümet yetkilileri bu açıklamalarda bulunurken, bölgede yaşanan gerçekler ise tersi bir manzarayı gösteriyor. İHD raporlarına göre 2002 yılından beri 607 kişi faili meçhul ve yargısız infazlara kurban giderken, resmi kayıtlara göre öldürülenlerden 18'i çocuk. İHD'nin en son kamuoyu ile paylaştığı rapora göre 2002'de 41, 2003'de 80, 2004'te 68, 2005'te 43, 2006'da 72, 2007'de 103, 2008'de 52, 2009'da 91, 2010'da 57 olmak üzere toplam 607 kişi faile meçhul ve yargısız infaz kurbanı oldu.

Bölge illerinde çatışmaların yoğunlaştığı 1989 yılından günümüze kadar asker veya polis tarafından 350'den fazla çocuk öldürüldü. En çok çocuğun öldürüldüğü yıl ise 1992 yılı oldu. Anne karnında öldürülen çocuklar hariç yıllara göre öldürülen çocuk sayısı ise şöyle: 1989 yılında 2, 1990 yılında 41, 1991 yılında 22, 1992 yılında 115, 1994 yılında 94, 1995 yılında 17, 1997 yılında 7, 1998 yılında 8, 1999 yılında 12, 2000 yılında 3, 2002 yılında 11, 2004 yılında 4, 2005 yılında 4, 2006 yılında 22, 2008 yılında 5, 2009 yılında 9, 2010 yılında 13. 2011' 4 çocuk öldürüldü.


Cemil Çiçek'in BDP'lileri kast ederek sarf ettiği, "Çocuk katilleri ne zamandan beri vicdandan, ahlaktan bahsediyor ki" sözlerini boşa çıkaran çocuk cinayetleri ise şöyle ortaya çıkıyor: "2001 Pınar Turan (6), 2004 Uğur Kaymaz (12)-Mardin, 2006 Abdullah Duran (9)-Diyarbakır. Enes Ata (8)-Diyarbakır, İsmail Erkek (8)-Diyarbakır, Fatih Tekin (3)-Batman, Ahmet Araç (17)-Mardin, Mahsum Mızrak (17)-Diyarbakır, Emrah Fidan (17)-Diyarbakır, Mizgin Özbek (10)-Batman, 2008 Yahya Menekşe (12)-Şırnak, 2009 Abdülsamet Erip (14)-Hakkâri, Ceylan Önkol (12)-Lice, Mehmet Uytun (4)-Cizre, 2010 Fırat Basan (14)-Şırnak, Canan Saldık (16)-Van, Enver Turan (15)-Hakkari, Ahmet İmre (12)-Şırnak. Türkiye'de son 20 yılda polis ya da askerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren çocuk sayısı 400'e yakın olurken, AKP iktidarı döneminde yaşamını yitiren çocuk sayısı da 60'ı geçti.

Kürt sorununun çözümü konusunda temaslar devam ederken, Kürt çocuklarına karşı uygulanan şiddet ise hız kesmeden devam ediyor. Ağrı'nın Patnos İlçesi'nde askere ait T-40 bombaatar mermisinin patlaması sonucu ağır yaralanan Baran Özyolcu'nun (8) yaşamını yitirmesi ve Silopi'de Nuh Mahallesi'nde düzenlenen bir düğünde, akrep tipi zırhlı aracın geçişi sırasında küçük çocukların taş attığı gerekçesi ile gaz bombası kullanan polisin, 2 yaşındaki Elif Güngen'in ağır yaralaması akıllara AKP iktidarı döneminde asker veya polis tarafından öldürülen çocukları getirdi. Kürt illerinde son 20 yılda polis ya da askerin açtığı ateş sonucu en az 400'e yakın Kürt çocuğu öldürüldü. En fazla çocuğun öldürüldüğü yıllar ise 1992 ile 2006 yılları oldu. Polis veya asker kurşunu ile öldürülen çocukların yanı sıra birçok çocuk da ya polis veya asker tarafından vurularak yaralandı ya da yapılan operasyonlar sonucu tutuklanarak yaşlarından büyük cezalara çarptırıldı. Türkiye'de yaşanan çocuk ölümleri tablosuna bakıldığında Türkiye'nin tablosunun İsrail kadar karanlık olduğu ortaya çıkıyor.

Muş'un Şenyayla bölgesinde yaşamını yitiren 14 HPG'liden 4'ünün cenazenin 28 Mart 2006 yılında Diyarbakır'a getirilmesi ile başlayan ve bir çok bölge iline yayılan olaylarda kolluk gücünün açtığı ateş sonucu yaşamını yitirenlerin çocukların isimleri ise şöyle isimleri şöyle:

Fatih Tekin (3): Batman'da 29 Mart 2006 günü çıkan çatışmalarda plastik mermiyle eylemcileri dağıtan polisin açtığı ateş sonucu parkta oyun oynarken boğazına isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi.

Abdullah Duran (9): 29 Mart 2006'da evinin balkonundan sokaktaki olayları izlerken, 'güvenlik güçlerinin' açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Otopsi tutanağı ölümün, ateşli silah mermisiyle kalp ve her iki akciğer yaralanmasından gelişen iç kanama ve kanama şoku sonucu meydana geldiğini ortaya koydu.

Enes Ata (8): 3 sivil yurttaşın 30 Mart 2006 tarihindeki cenaze töreni esnasında polisin ateşli silah kullanması sonucu, Kuruçeşme Semti'nde vücuduna isabet eden mermi sonucu yaşamını yitirdi. Otopsi raporunda Enes'in kalbiyle midesi arasına saplanan kurşunla öldüğü kaydedildi.

Mahsum Mızrak (17): 30 Mart 2006 günü 10 Nisan Polis Karakolu tarafından gözaltına alındı. Ailesi günlerce aradı. En son 3 Nisan 2006'da Devlet Hastanesi Morgu'nda cesedi bulundu. Cesedin 30 Mart 2006 tarihinden beri kimliği belli olmayan ceset olarak morgda tutulduğu ortaya çıktı. Otopsi tutanağı Mızrak'ın ateşli silah mermisi yaralanmasına bağlı beyin harabiyeti ve kanaması sonucu öldüğünü ortaya koydu.

Emrah Fidan (17): 29 Mart 2006'da polisin açtığı ateş sonucu yaralandı ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. 3 Nisan 2006'da yaşamını yitirdi. Otopsi tutanağı Fidan'ın ateşli silahla beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdiğini kanıtladı.

İsmail Erkek (8): 28 ve 29 Mart 2006 tarihlerinde öldürülen 3 sivil yurttaşın 30 Mart 2006'daki cenaze töreni esnasında polisin tekrar ateşli silah kullanması sonucu, 10 Nisan Polis Karakolu civarında vücuduna isabet eden mermi nedeniyle yaşamını yitirdi.

PANZER YAHYA MENEKŞE'Yİ EZDİ

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin yıl dönümü dolayısıyla 15 Şubat 2008'de bölgede yaşanan olaylar karşısında, Erdoğan'ın "Vatandaşımızın huzuruna kast edenlere güle güle diyemeyiz" yönündeki tehditkar açıklamalarının hemen ardından bu kez de Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde 16 Şubat günü 16 yaşındaki Yahya Menekşe panzerle ezilerek öldürüldü.

Polis'in yanında AKP hükümeti döneminde askerler tarafından öldürülen çocukların arasında öne çıkan isimlerden Uğur Kaymaz, 21 Kasım 2004 tarihinde Mardin'in Kızıltepe ilçesinde İskenderun'a gitmek üzere babası Ahmet Kaymaz (31) ile birlikte kamyonlarına binerken askerlerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Minik bedenine 13 kurşun isabet eden Kaymaz, "silahlı örgüt üyesi olmakla" suçlanıyor. Diğer yandan 28 Eylül 2009 günü koyunlarını otlatan Ceylan Önkol, Tapantepe Taburu'ndan atılan havan mermisi sonucu parçalanarak can verdi. Cesedi saatlerce arazide bekletildi. Olay yerine ne Cumhuriyet Savcısı, ne de jandarma ekipleri gitmedi. Üstelik Ceylan cinayetini gizlemek için devlet organları elinden geleni yaptı.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasının yıl dönümü dolayısı ile Cizre'de 9 Ekim 2009 tarihinde düzenlenen gösterilere polisin sert müdahalesinin ardından evlerinin balkonunda annesi tarafından emzirilen 18 aylık Mehmet Uytun, polis tarafından atılan gaz bombasının kafasına isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdi.

2010 yılında yaşanan bazı çocuk ölümleri ise şöyle:

11 Kasım: Şırnak'ın Cizre ile İdil arasında yer alan Aslantepe Köyü yakınlarında, eski bir karakol bahçesinde oyun oynarken buldukları cismin patlaması sonucu 4 ve 6 yaşlarındaki Beşir ve Rojivan İdem adlı iki kardeş ağır yaralandı, ancak Rojivan hayatını kaybetti.

10 Ekim: Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde yaşandı. Cudi Mahallesi'nde düzenlenen 9 Ekim komplosunu protestolarında polisin attığı biber gazından kaçarken, yedi yaşındaki Umut Furkan Akçil yoldan geçen bir aracın altında kalarak öldü.

6 Ekim: Şırnak'ın Güçlükonak İlçesi'ne bağlı Fındık Beldesi Gümüşyazı Köyü kırsalında buldukları metal bir cismin patlaması sonucu 12 yaşındaki Ahmet İmre öldü, aynı yaştaki başka bir çocuk ağır yaralandı. Çocukların oynadığı alan askeri bölge yakınındaydı.

29 Eylül: Hakkâri'nin Yüksekova İlçesi Esendere Beldesi sınırı bölgesinde askerlerin ateş açması sonucu İranlı 14 yaşındaki İsa İbrahimzade adlı çocuk hayatını kaybetti. İran'ın Urmiye kenti Siro kasabasına bağlı Fireziyan Köyü nüfusuna kayıtlı İbrahimzade'nin Türkiye sınırları içerisinde asfaltlı yolda öldürüldüğü öğrenildi.

22 Temmuz: Van'ın merkez köylerinden Kurubaş'ta pikniğe giden 16 yaşındaki Canan Saldık kafasına isabet eden kurşunla öldürüldü. Ateşin yerleşim birimi içindeki Hacıbekir Kışlası'ndan açıldığı ve kurşunun asker silahından çıktığı raporlarla tespit edildi.

22 Haziran: Şırnak'ta bir polis aracının çarptığı 14 yaşındaki Birem Basan yaşamını yitirdi.

25 Mayıs: Van'ın Özalp İlçesi'nde, Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası atış poligonunu çevreleyen tel örgülerin yaklaşık bir metre dışında, çocukların oyun oynadığı sırada patlama meydana geldi. 13 yaşındaki Oğuzcan Akyürek öldü. Dört çocuk yaralandı. Çocuklar kışladan bir askerin kendilerine patlayıcıyı verdiğini iddia etti.

23 Nisan: Mardin'in Yeşilli İlçesi kırsalında Kabala beldesinde hayvan otlatan 14 yaşındaki İzzettin Boz, bulduğu bir cismin patlamasıyla hayatını kaybetti. Mühimmatın askeriyeye ait olduğu öğrenildi.

2 Nisan: Van'ın İran sınırına 10 kilometre uzaklıktaki Çaldıran İlçesi'ne bağlı Hangedik köyü'nde, Çatak Anadolu Lisesi birinci sınıf öğrencisi, 14 yaşındaki Mehmet Nuri Tamçoban askerler tarafından vurularak öldürüldü.

21 Kasım: Kızıltepe'de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın 6. ölüm yıldönümünde Şırnak'ın Kumçatı (Dêrgulê) Beldesi'nde 12 yaşındaki Ahmet Açar, askerler tarafından vurularak ağır yaralandı.

23 Mart 2011 tarihinde Van'ın Saray İlçesi'ne bağlı Korucan (Kurcan) Köyü'nde İran'a mazot getirmeye giden Yaşar Vural (15) ile Turgay Vural (17) dönüşte saat 01.00 sıralarında askerlerce tarandı. Karnından yaralanan ve 2 saat olay yerinde kalan Yaşar Vural yaşamını yitirdi.

2011 yılında Ağrı'nın Patnos İlçesi'nde askere ait T-40 bomba atar mermisinin patlaması sonucu Baran Özyolcu (8) isimli çocuk yaşamını yitirdi.

YSK'nın "Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloğu"nun desteklediği 12 adayın başvurusuna "veto" kararını vermesinin ardından Bismil'de çıkan olaylarda polis tarafından silahla vurulan Halil İbrahim Oruç (17) yaşamını yitirdi. (Diyarbakır/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Bu eylem çok popüler olacak

SONRAKİ HABER

Suriye’de OHAL fiilen devam ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...