ASM’ler de sağlığımız da kaderine terk
ASM'ler kamuya ait olmayan binalarda fahiş kiralar ve yetersiz personel nedeniyle çıkmazda. Dr. Emrah Kırımlı, ASM’lere sıkışıp kaldıklarını belirterek “Bu yüzden 2022'de hala kuduzdan ölen var" dedi.

Fotoğraf: Evrensel
Nisa DEMİREL
İstanbul
Sağlık ocaklarının kapatılmasıyla yerine kurulan aile sağlığı merkezleri (ASM) adeta kaderine terk edilmiş durumda. Koruyucu sağlık hizmeti vermesi gereken ASM’ler, kamuya ait olmayan binalarda kiracı konumunda, yetersiz personelle zor koşullarda sağlık hizmeti vermeye çalışıyor. Artan enflasyon, yüksek kiralar, doğal gaz, elektrik faturaları hatta tıbbi malzemelerini karşılamakta zorlanan bazı ASM’lerde temizlik personeli dahi yok.
ASM’lere Sağlık Bakanlığı bütçesinden ayrılan pay da yıllar içinde istikrarlı bir biçimde düşüyor. 2011’de Sağlık Bakanlığı bütçesinden aile hekimliği hizmetlerine ayrılan pay yüzde 19 iken, 2021’de yüzde 14, 2022’de ise yüzde 12’ye düştü. ASM’lerin binaları, içine alınacak demirbaşlar ve tıbbi malzemeler, merkezde çalıştırılacak personel gibi hizmetlerin giderleri de aile hekimleri tarafından karşılanıyor. Kira, fatura gibi giderler için ASM’lere 8 ila 16 bin TL arasında ödenen tutar ise yetmiyor.
‘ASM’LERE BAKKAL MUAMELESİ YAPILIYOR’
Bu miktarın yetersizliğine dikkat çeken Türk Tabipler Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı “Bu tutarların özellikle büyük şehirlerde ve yeni açılan ASM’lerin fahiş kiralarını karşılaması mümkün değil. Sarıyer’de ortalama kira 25 bin TL olmuş örneğin. ASM’ler artık kamuya ait bir sağlık kuruluşu olarak görülmediğinden de kirayı ödeyemediğinizde mülk sahibi, orası sanki bir bakkalmış çıkarıyor sizi” dedi.
‘10 ASM’DEN 1’İNDE TEMİZLİK PERSONELİ YOK’
ASM’lerin artan masraflara yetişemediğinden sağlık hizmetlerinde kesintiye gitmek zorunda kaldıklarına dikkati çeken Kırımlı “Şu anda Türkiye’de her 10 ASM’den birinde temizlik personeli yok. Çünkü hekimler işveren değil ve bu masrafları karşılayamıyorlar. Örneğin grip salgını var şu anda, dil basacağı gibi basit bir şeyi almak bile sıkıntı olabiliyor” diye konuştu.
‘ASM’LERE SIKIŞIP KALMIŞ DURUMDAYIZ’
Yetersiz personel nedeniyle koruyucu sağlık hizmeti vermesi gereken ASM’lerin tedavi edici sağlık hizmetine gömüldüğüne dikkati çeken Kırımlı “Aşılamalar, gebe takipleri, evde kalan yaşlı insanların bakımı için ASM’nin dışına çıkmanız gerekiyor. Ama şu anda biz sadece tedavi edici hekimlikle boğulmuş durumdayız. Hemşireler de aynı şekilde. Kuruma gelebilen hastaların bakımıyla uğraştığımızdan koruyucu sağlık hizmetlerine vakit ayıramıyoruz artık. İşte bu yüzden 2022 yılında hâlâ kuduzdan ölen insanlar var maalesef. Çünkü kuruma gelmeyen insanlar aşılanamıyor artık, eğer o insanlara ulaşıp aşı yapabilseydik ölmeyecekti o insanlar” ifadelerini kullanarak dışarıdaki hasta takibi için sadece yarım günleri olan hekimlerin artık koruyucu hizmetleri vermekte son derece zorlandığını söyledi.
‘ASM’YE GELEMEYENLER SİSTEM DIŞINDA KALDI’
Sağlık ocaklarında sahaya çıkmak için görevli olan ayrı bir personel varken ASM’lerde tedavi etme, koruyucu hizmetleri verme ve hasta takibi yapma işlerinin tamamının aile hekimi ve hemşirenin sorumluluğunda olduğunu belirten Kırımlı “Yarım günde tüm bunlara yetişebilmek mümkün değil. Yeni doğmuş bir bebeğin evde bakıma ihtiyacı var ve o bebek sizin yarım gününüzü beklemez. Hastaneden çıktıktan sonra birkaç gün içinde o bebeği görmeniz lazım. Ertelemiş oluyorsunuz bakımı. O zaman da onları kuruma çağırmaya başlıyorsunuz artık. Herkes gelemiyor, gelemeyen hastayı kaybetmiş oluyorsunuz” dedi. Göçmenler, geçici tarım işçileri, yazın köye giden yaşlı nüfus gibi herhangi bir ASM’ye kayıtlı olmayan hastaların da sistemin dışaında bırakıldığını belirten Kırımlı “Bu nüfus birinci basamağın dışında kalıyor. Ama bu insanların da sağlık hizmetine ihtiyacı var. Zaten bizim odamızdan çıkacak halimiz kalmamış, kuruma kapanmış durumdayız. Dışarıdaki insanın da gelecek durumu yok, o zaman bu insanları tek başına bırakmış oluyorsunuz. Büyük bir kayıp yaşıyoruz orada. Mesela biz çocuk felci, kızamık gibi hastalıklara karşı aşılama kampanyaları yapıyorduk. Dışarı çıktığınız zaman kuruma gelemeyen insanları da aşılayabiliyordunuz, onlara ulaşabiliyordunuz. Bulaşıcı hastalık dönemlerinde de bu insanların daha çok ihtiyacı var” diye konuştu.
‘KANSER TARAMALARI AZALDI, ÜREME SAĞLIĞI PARALI OLDU’
Bu sisteminin yarattığı eksikliklerden birinin de kanser taramalarında yaşandığını dile getiren Kırımlı “Çoğu aile hekiminin kanser taraması yapmaya zamanı yok. Bu yüzden ilerleyen ve tedavisi geciken hastalıklar birçok farklı probleme neden oluyor. Hastalık ilerlediğinde EKG’ler, filmler çekiliyor, anjiyolar yapılıyor. Hastaya inme iniyor mesela, sonra evde bakım parası yatırılıyor. Bunu da çok büyük bir hizmetmiş gibi servis ediyorlar. Sosyal hizmeti oralarda vermeyi tercih ediyor devlet. Buna ayırdığı kaynağı, bakıma ihtiyacı olmayacağı hizmetlere ayırmıyor. Sistemin kendisi sağlıksız olunca toplum da sağlıksız oluyor” dedi. Diğer yandan 4 yıldan beri ASM’lere üreme sağlığı malzemelerinin gelmediği bilgisini veren Kırımlı “Bu yüzden sadece parası olanlar bu hizmete ulaşabiliyor. Kondom, doğum kontrol hapları son derece pahalı malzemeler artık. Biz bunları ücretsiz sağlıyorduk ama o da bitti maalesef. Bu nedenle istenmeyen, planlanmamış doğumlarla karşı karşıya kalıyoruz” dedi.
‘10 BİN NÜFUSA 1 ASM VAR’
TTB olarak ASM’leri gezdiklerini ve Bilecik’te 10 bin nüfuslu Pazaryeri ilçesinde tek bir ASM’de 5 aile hekimi ve 3 hemşireyle sağlık hizmeti verilmeye çalışıldığını gördükleri bilgisini veren Kırımlı “7/24 hizmet diye bir şey de yok tabii. Sonuçta sağlık kesintisiz ya, biz greve gittiğimizde kesintisiz sağlık hizmetini aksattık diye bize dava açan Sağlık Bakanlığı iş buraya gelince o ilçedekilerin nasıl kesintisiz hizmet alacağını düşünmüyor” dedi. Sağlık ocaklarının bir ayağı olan toplum sağlığı merkezlerinin (TSM) ise bürokratik işlerden sorumlu olduğunu dile getiren Kırımlı “TSM yetkilileri denetleme için ASM’lere gönderiliyor. TSM de problemlerin farkında, onlar da görüyor. Sağlık sistemindeki sorunları örtmek için sanki biz TSM ile karşı karşıyaymışız gibi lanse ediliyor. Sağlıkta şiddet de bu ortamdan besleniyor. Sağlık emekçileri toplumla farklı taraflardaymış gibi gösteriliyor. Sürekli bunlarla uğraştığımız için de bir türlü herkes için eşit, nitelikli, ulaşılabilir sağlık hizmeti mevzusuna gelemiyoruz” diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et