TTB: Bir kara delik gibi büyüyen şehir hastaneleri bütçeyi yutmaya devam ediyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Sağlık Bakanlığı’nın 2023 yılı bütçe teklifine ilişkin TTB Genel Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. MK üyesi Adalet Çıbık’ın kamuoyunu bilgilendirdiği basın toplantısında, faaliyet gösteren 13 şehir hastanesinin hala bir “kara delik” gibi merkezi bütçenin yüzde 22,9’unu kapsadığı ifade edildi.

 “2022 BÜTÇESİ SONRASI YOKSUL DAHA YOKSUL, ZENGİN DAHA ZENGİN”

AKP’nin 20 yılllık iktidarı süresince; 2022 yılı itibariyle bütçenin yoksulu daha yoksul ve aç, zengini çok daha zengin yapan ekonomik ve sosyal politikaların hayata geçirilmesinin aracı yaptığı ifade edilen basın açıklamasında Dr. Adalet Çıbık, sermaye sahiplerinden 1999 yılında yüzde 46 oranında alınan verginin aşama aşama azaltılıp yüzde 22’ye düşürüldüğüne de dikkat çekti.

Açıklamasında bütçenin esasında bir yasa olduğunu hatırlatan TTB MK üyesi Dr. Çıbık, Covid-19 pandemisinin pek çok ülkenin sağlık sistemini olumsuz etkilediğini, Türkiye’de sağlık sisteminin insanların sağlığının korunması ve geliştirilmesini önceleyen değil, hastaların tedavisini önceleyen ve bunun üzerinden rant sağlamaya dönük bir sistem olduğunu görünür hale getirdiğine değindi. “Yaşanmakta olan sorunların yarattığı gereksinimler, bütçe teklifini hazırlayanlar tarafından görülmemiş olacak ki genel bütçe içinde Sağlık Bakanlığı bütçesinin payı, 2022 yılı için yüzde 6,63 iken 2023 yılı için yüzde 6,56 olarak belirlenmiş” diye konuşan Çıbık, “koruyucu sağlık programının” payınında önceki yıla göre azaldığını da kaydetti.

13 Şehir hastanesinin hala bütçede kara delik olmaya devama ettiğine dikkat çeken Çıbık, “Sağlık Bakanlığı 2023 Yılı Bütçe Teklifi; “tedavi edici sağlık programı” için ayrılan bütçenin yüzde 22,9’unun şehir hastanelerinin patronlarına kira bedeli ve hizmet alım bedeli olarak ödenmesini içeriyor. 2023 yılı itibarıyla, tedavi edici sağlık programı kapsamında kira bedeli olarak 27 milyar 716 milyon TL, hizmet alımı için de 18 milyar 946 milyon TL olmak üzere, toplam 46 milyar 662 milyon TL ödenmesinin planlandığı görülmektedir. Söz konusu bedel, Sağlık Bakanlığının tedavi edici sağlık programına ayrılan toplam bedelin yaklaşık yüzde 23’ünü, çalışan ücreti ile sosyal güvenlik kurumuna devlet pirimi giderinin çıkartılması sonrasında kalan tedavi edici sağlık programı toplam bedelinin ise yüzde 59’unu oluşturmaktadır. Böyle bir tercihi kabul etmiyoruz” dedi.

“MİLYONLARCA GÖÇMEN VE MÜLTECİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR”

Milyonlarca göçmen ve mültecinin görmezden göründüğüne de konuşmasında değinen Çıbık, bütçeden kişi başına yaklaşık 3.370 TL düştüğünü sözlerine ekledi. Çıbık, “Üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığı bir dönemde Sağlık Bakanlığı ve SGK tarafından sağlık emekçilerinin mesleki riskleri dikkate alınarak hak görülmeyen grip aşısının, 250 TL’ye satıldığı bir Türkiye’de, Sağlık Bakanlığı bütçesini kişi başına düşen miktarı üzerinden değerlendirildiğimizde de kabul edilemez buluyoruz” dedi.

“BU BÜTÇE KABUL EDİLEMEZ”

“Koruyucu Sağlık Programı” ve “Tedavi Edici Sağlık Programı” olmak üzere, iki ana programdan oluşan 2023 Yılı Bütçe Teklifinin başlangıç ödeneğinin yüzde 28,7’sinin (84 milyar 39 milyon 447 bin TL) koruyucu sağlık programına, yüzde 69,6’sının da (204 milyar 35 milyon 173 bin TL) tedavi edici sağlık programına ayrıldığı ifade eden Çıbık, “2023 yılı boyunca kişi başına koruyucu sağlık hizmetleri için 596 TL, tedavi hizmetleri için de 917 TL harcama yapılmasının planlandığı görülmektedir. Yıllık enflasyonun yüzde 180’leri bulduğu, hemen her şeyin fiyatının neredeyse ayda hatta haftada birkaç kez arttığı günümüzde, bir defa daha ‘bu bütçe kabul edilemez!’ diyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın 2023 yılı için bütçe teklifi 675 milyar TL’den, genel bütçe toplam giderinin yüzde 15’inden daha az olmamalıdır” dedi.

“Sağlık Bakanının 24 Kasım 2022 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapacağı; Sağlık Bakanlığı 2023 Yılı Bütçe Teklifi konuşmasından önce gerekli düzenlemeleri yapmalıdır” diyen Dr. Çıbık; yapılacak düzenlemelerin halkın sağlığının korunması ve geliştirilmesi önceliğiyle toplumun sağlık sorunlarının en kısa sürede ve kamusal olarak çözülmesi, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının ve özlük haklarının insan yaşamına yakışır, günümüzün koşullarına uygun hale getirilmesi ve şiddetin önlenmesi öncelikli hedefleriyle gerçekleştirileceğini belirtti. (Ankara/EVRENSEL)