22 Nisan 2011 13:49

Daha iyi bir dünya yok

İyilik-kötülük, şiddetin olmazsa olmazlığı; gündelik hayatta karşımıza çıkan, yolda yürürken otobüse binerken kendi kendimize sorguladığımız kavramlar. Haksızlığa uğradığımızda şiddet bir çözüm olabilir mi yoksa aksine merhametle yaklaşarak durdurulabilir mi? Susanne Bier’in yönettiği ve bu yıl Oscar&

Daha iyi bir dünya yok
Paylaş
Janet Barış

Christian annesini kanserden kaybetmiş, kaybı onu soğuk olduğu kadar içe dönük bir hale getirmiş. Babasıyla birlikte Londra’dan çıkıp daha sakin bir yere geliyorlar. Christian yeni başladığı okulda herkesin dalga geçtiği Elias’la arkadaş oluyor. Ona yardımcı olduğu için kendisine basketbol topu fırlatan çocuğu ertesi gün sopa ile dövmesi, yani kendi yöntemleriyle cezalandırması, daha filmin başında şiddetli bir gösteriyle karşı karşıya kalacağımızın altını çiziyor. Elias ve Christian’ın dostlukları ilerlerken Elias’ın boşanmak üzere olan anne-babası ile Christian’ın annesinin ölümünden dolayı suçladığı babasıyla olan aile içi ilişkilerine de şahit oluyoruz. Özellikle Christian’ın donuk halleri zaman zaman ürkütücü olabilecek durumlar yaratıyor. Onun kendi adaletini sağlamak adına kullandığı akla gelmeyecek çeşitli yöntemler Elias’i zaman zaman korkutuyor ama o da arkadaşlığını kaybetme korkusuna yeniliyor. Sonunda her ikisi de kendilerinin de pişman olacağı bir intikam planının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalıyorlar.

KİMİN ADALETİ?

Filmde adaleti simgeleyen Elias’ın babası Anton. Christian, Elias ve Elias’ın kardeşi yanındayken bir adamın ona haksız yere vurması, Anton’un kendisinden ziyade Christian’ı çileden çıkartıyor ve bunun intikamının alınması gerektiğini düşünüyor. Baba ise tam tersine şiddetin şiddeti doğuracağına inanıyor, hatta savaşların da bu yüzden çıktığına dikkat çekiyor. Zaten kanlı bir bölgede doktorluk yapan ve iç savaşın karanlık yüzüne şahit olan Anton’un kaba kuvvetten ziyade affediciliği yüceltmesi önemli bir nokta. Dikkatli bakınca dini göndermelerin de yerli yerine oturduğunu söylemek mümkün. Christian ve Elias-belki de İlyas olarak düşünebiliriz- özellikle seçilmiş isimler, ayrıca yine Anton’un kendisine tokat atan adama karşılık vermeyip diğer yanağını dönmesi de İsa Peygamber’e bir gönderme olarak algılanabilir.
Daha İyi Bir Dünyada ismi bu filmin sadece adı değil aynı zamanda özetleyici cümlesi olabilir, burada da ona benzer bir durum var. İçinde bulunduğumuz dünyadan daha iyi bir dünya var mı, ya da şiddete engel olabilirsek affedicilikle daha iyi bir dünyaya sahip olabilir miyiz gibi soruları barındırıyor. Film zaman zaman rahatsız edici, can yakıcı olabiliyor ama gerek kuvvetli oyunculuklar gerekse de güçlü senaryo seyirciyi, koltuğa çivileyecek türden. Özellikle Christian’ı canlandıran William Johnk Nielsen, onun soğuk, zaman zaman kindarlaşan bakışlarını çok iyi yansıtmış. Üstünden bakınca salt bir dram gibi görünen Daha İyi Bir Dünyada derinlerde barındırdığı ufak ayrıntılarla birlikte keşfedilesi bir yapım. (İstanbul/EVRENSEL)

[email protected]

Daha İyi Bir Dünyada (İn A Better World)
Yönetmen:  Susanne Bier
Oyuncular: Mikael Persbrandt, Trine Dyrholm, Ulrich Thomsen.

ÖNCEKİ HABER

Emekli-Sen’de neler oluyor?

SONRAKİ HABER

EMEP: Ne egemenlik, ne de halk iradesi var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...