30 Eylül 2022 05:34

Petrokimya işçisi: TOKİ sosyal konut projesi işçiye ne vadediyor?

AKP’ye bu zamana kadar oy vermiş olan işçiler de dahil bir hayal kırıklığı ile karşılaştılar. Eminim ki benim çevremdeki insanlar bu şartlarda TOKİ projesinden vazgeçti.

Petrokimya işçisi: TOKİ sosyal konut projesi işçiye ne vadediyor?

Fotoğraf: MA

Bir petrokimya işçisi
Gebze

Merhaba Evrensel okurları. Ben Gebze’de bir petrokimya fabrikasında çalışan işçiyim. Sizlere son günlerde tartışmalarına şahit olduğum TOKİ sosyal konut projesine dair görüşlerimi aktaracağım.

Erdoğan ve Cumhur İttifakı, seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte oy kayıplarını en aza indirmek için seçim odaklı birtakım vaatlerle işçi ve emekçileri oyalama içerisine girmiş durumda. Bir yanda ise pandemiyle birlikte yoksulluğun derinleşmesi ve bu yoksulluk, hayat pahalılığı karşısında işçi ve emekçilerin ülkenin her yerinde hak arama arayışı içerisine girme eğilimi, iktidarı buna zorlayan pozisyona getirdi. Bir nebze de olsa bu “Homurdanmayı” bastırmaya çalışsalar da yeterli olmadığının farkına vararak harekete geçmiş gözüküyorlar. Asgari ücretliden vergi alınmaması, asgari ücrete ara zam yapılması, önümüzdeki yıl içinde işçilere “Asgari ücret yüksek olur” havasının şimdiden verilmeye başlaması, önümüzdeki birkaç yıla ülke sınırları içerisinde “Bulunan doğal gaz ve petrol kuyuları”yla enerjiye ödediğimiz ücretlerde düşüş olacağı ve son dönemde TOKİ sosyal konut projesiyle evi olmayana ev müjdesi gibi gibi birtakım vaatler silsilesi devam ederken, biz bunların gerçek hayatta karşılığına bakalım ve değerlendirelim istedim.

Erdoğan’ın “Cumhuriyet tarihinin en geniş, en kapsamlı konut kampanyasını başlatmış olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dediği parası olana TOKİ projesine bir bakalım. Ev kiralarının Gebze’de en az 3-4 bin TL olduğu, evlerin 2-3 milyon TL olduğu bu dönemde bu haber fabrikalarda işçiler için bir umut yarattı. “Uyguna ev sahibi olabileceğiz” sevinci saman alevi gibi yanması ile sönmesi bir oldu. Çünkü sözde sosyal konut projesi adı altında bizlere servis edilen bu proje ödemelerinin de uygun olması beklenirken her 6 ayda bir memur enflasyon zammına göre zamlanması, her geçen ay ödemelerin gittikçe katmerleşmesi birçok işçiyi vazgeçirdi. Birçok işçi arkadaşım iptal etti yaptığı başvuruları. İçlerinde AKP’ye bu zamana kadar oy vermiş olan işçiler de dahil bir hayal kırıklığı ile karşılaştılar. Eminim ki benim çevremde olan işçiler gibi birçok yerde de insanlar bu şartlarda TOKİ projesinden vazgeçmiştir. İnsanın en doğal hakkı barınma ve yaşam hakkıdır. Barınma hakkı için sosyal konut deniliyorsa, bu projelerde evsiz her vatandaşa ücretsiz ev verilmeli. Yaşamak için de yaşam kaynaklarına ulaşabilmesi için çalışmak gerekir. Bunun için de iş güvencesi verilmelidir. Bunların bu düzende olmayacağını biliyoruz. Kapitalizm koşullarında bir karış toprağa bile para ödüyoruz, o zaman da şu soru geliyor aklıma, “Bu vatan kimin?​” İşçilerin, emekçilerin mi, yoksa sermaye sınıfının mı?

Bir diğer dikkatimi çeken konu ise fabrikalarda doğal gaz ve elektrik yardımı adı altında işçilere gift kart aracılığı ile yapılan ödemelerin karta bağlı kalmaksızın 1000 TL’ye kadar olan kısmının vergiye tabi olmayacağının duyurulması. Bunun da nisan 2023’e kadar süresi var. Yani hükümet sanki her işyerinde işçilere yakacak adı altında ödeme zorunluluğu getirmiş de, bununla ilgili vaatler veriyor. Sorarım size, sendikalaşmanın bu kadar düşük olduğu Türkiye’de kaç işyeri işçisine yakacak yardımı adı altında ödeme yapıyor? Ayrıca yapan da ne kadar yapıyor? Maalesef ki çok çok az iş yeri ekstra olarak görünen bu tür sosyal yardım yapıyor ve yapan da çok cüzi miktarlarda belki 1000 TL’yi bulmayan ödemelerle. Eee, ne anladık bu işten?

PEKİ, NE YAPMALI?

Birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok. Kira fiyatlarından, temel tüketim mallarına, doğal gaza, elektriğe kadar tüm yaşam alanlarımızı sarmış zam yağmuruna karşı yaşam hakkımız, barınma hakkımız için işçiler olarak mücadele etmekten başka yolumuz yok. Sermaye sınıfının değil halkın kendi kendini yönettiği, halk demokrasisinin hayata geçirildiği bir Türkiye için sokaklarda, fabrikalarda, mahallelerde sesimizi duyurmak için birlikte mücadele etmeliyiz.

Evrensel'i Takip Et