16 Eylül 2022 17:28

Mehmet Ağar'ın yargılandığı "Ankara JİTEM" davası ertelendi: Bize adaleti verin

Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında olduğu 19 sanığın yargılandığı “Ankara Jitem” davası 20 Ocak 2023 tarihine ertelendi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Meltem AKYOL
Ankara

"Bu dava Türkiye’nin bir döneminin aydınlatılması iddiasıyla açılmış bir dava. Fakat sanık sandalyesinde avukatlar oturuyor. Kendinizi benim yerime koyun, 15 yaşındaydım. Okuldan geliyorum. Babamın öldüğü bilgisi geliyor. Ankara’da değil Diyarbakır’da ya da köyde yaşayan biri olsaydınız intikam ateşi ile yaşardınız. Ama ben intikam istemiyorum, adalet istiyorum. Bize adalet verin.” Bu sözler, 1994'te kaçırılarak öldürülen avukat Yusuf Ekinci'nin kendisi gibi hukukçu olan oğlu Sertaç Ekinci’ye ait.

Ekinci, 1993-96 yılları arasında işlenen 19 'faili meçhul' cinayete ilişkin aralarında eski İçişleei Bakanı Mehmet Ağar'ın da olduğu 19 kişinin yargılandığı Ankara JİTEM davasının mağdurlarından biri.

Davanın Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen beşinci duruşmasında söyledi bu sözleri. Değişen mahkeme heyetinin ilk kez çıktığı dava yine ertelendi. Bir sonraki duruşma 20 Ocak 2023 tarihinde görülecek.

BOZMA KARARI SONRASI BEŞİNCİ DURUŞMA GÖRÜLDÜ

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 1. Ceza Dairesi’nin verdiği bozma kararının ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlayan “Ankara JİTEM” davasının 5. duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesi, infaz edilmesine ilişkin; eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında, “suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak” ve “adam öldürmeye iştirak etmek” suçlarından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, bütün sanıklar hakkında beraat kararı verilmişti.

Karar, istinaf mahkemesine taşınmıştı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Dairesi, 5 Nisan 2021 tarihli kararında; Mehmet Ağar, emekli Yarbay Korkut Eken ve eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın gibi isimlerin de aralarında olduğu 19 sanık hakkındaki beraat kararlarını bozmuştu. Beraat kararı yeniden yapılan duruşma mahkeme heyetinin değiştirildiği ortaya çıkmıştı.

DEĞİŞEN HEYETİN İLK DURUŞMASI

Değişen mahkeme heyetinin ilk kez çıktığı duruşma, dosya avukatlarından Yusuf Alataş’ın beyanı ile başladı. İstinaf mahkemesinin verdiği bozma kararını hatırlatan Alataş, “İstinaf kararı ‘verdiğiniz karar denetime elverişli değil, inandırıcı sağlam gerekçeye dayanmamış’ diyerek bozuyor. ‘Delillerin maddi olaylarla uyuşup uyuşmadığını araştırmamışınız. Sanıkların kimliklerine, siyasi konumlarına bakarsanız bu sistematik bir cinayettir. Faillerin birbirleri ve devlet ile ilişkileri üzerinde hiç durulmamış’ diyor o karar.

Şimdi bu duruşma sizin bozmadan sonra girdiğiniz ilk duruşma. Sizden önceki heyet istinaf kararıyla ilgili olarak bir sayfalık yazılı görüş belirtmişti, ‘istinaf kararı yerinde değildir’ diye. Heyetiniz bu yazılı görüşlere ne diyecek” diye sordu.

Mahkeme başkanı “bunu açıklamak zorunda değiliz, yargılamaya devam edelim” diye yanıtladı.

"AMAÇ SANIKLARI YARGI YOLUYLA AKLAMAK"

Avukat Alataş devam etti: “Bozmadan sonra yargılama yapılmadı. Mahkeme zaten düşüncelerini açıklamıştır. Bunu söyleyen mahkemenin yeni delil toplanması mümkün mü, değil, öyle de oluyor. Başından beri gerçeği açığa çıkarmaya yönelik bir yargılama yapılmadı. Bu yargılamada amaç şuydu: Sanıkları yargı yoluyla aklamak. Ne iddia makamı bir kez sanığa soru sordu ya da şu sorulsun, şu delil toplansın demedi. Yargılama yapıyormuş gibi yapılıyor.”

Yargılama sürecinde yaşananları “doluya koyduk olmadı, boşa koyduk dolmadı” diye açıklayan Alataş, “Bu dava aslında sanıkların yargılandığı bir dava değil, bu dava devletin yargılandığı bir dava. Çünkü bu insanlar devlet kararı ile öldürüldü. Kararlar alındı, kayda gitmeyen uziler kullanıldı bu cinayetlerde. Eğer bu memlekette ceza kanununa konulan ‘insanlığa karşı suç’ kavramı bir tek davada uygulanacaksa o da bu davadır. Ama adam öldürmekten dava açılmıştır. Geçen duruşmada da söyledim, siz yoktunuz ‘bugün karar verseniz, istinaf, yargıtay aşaması derken zamanaşımı doluyor” dedi.

EĞER MAHKEMELERE GÜN VENMEYECEKSEK…

Adalet Bakanlığı’nın her duruşma sonrası mahkemeden rapor istediğini, mahkemenin de Adalet Bakanlığı’na rapor verdiğini belirten Alataş, “Hani mahkemelere kimse talimat veremezdi” sordu. Alataş son olarak şunları söyledi: Bu devlet kararının uygulandığı bir cinayetler serisidir. Biz şunu bekliyoruz, yargıç olarak, savcı olarak gerçeğin olabildiği kadarıyla gerçeğe ulaşma çabası gösterilsin. Eğer ben bu ülkede mahkemeye güvenemeyeceksem o zaman yargılamaya gerek kalmaz.”

"BİR CİNAYETİN FAİLİ BULUNMUYORSA FAİL DEVLETTİR"

Ardından Avukat Mehmet Cantürk söz aldı. Taleplerinin hiçbir aşamada dikkate alınmadığını söyleyen Cantürk, “Zaten dava açıldığında delil toplayacağımız koşullar kalmamıştı. Davaların açılması özellikle geciktirildi, deliller yok edildi. Burada ‘biz sanıkları yargıladık, delilleri araştırdık, sanıklar da beraat etti’ denilmek için yapılıyor bu yargılama.

Ortada Meclis raporları da dahil çok sayıda rapor varken, Ayhan Çarkın’ın ifadeleri ile bu raporları doğrularken hiçbir şey yapılmadı. Şunu söylemeliyim: Bir cinayetin faili bulunamıyorsa onun faili devlettir. Ki burada devletin talimatı ile bu cinayetleri işledikleri çok açıktır. İşin içerisinde Tansu Çiller var, Mesut Yılmaz var… Sanıklardan Mehmet Ağar duruşmaya getirilmedi, mahkeme odasında ifadesi ‘güya’ alındı. ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum’ şeklinde ifade verdi” dedi.

"SANIK SANDALYESİNDE AVUKATLAR OTURUYOR"

1994'te kaçırılarak öldürülen avukat Yusuf Ekinci'nin kendisi gibi hukukçu olan oğlu Sertaç Ekinci, mahkemenin yaklaşımının hukuki değil siyasi olduğunu söyleyerek “Çok açık deliller var. Ayhan Çarkın’ın ifadeleri var. Babamın Haymana’da, Doktorlar Sitesi’nin yakınında ölüsü bulunmuştu. Buna dahil olmayan bir insanın bunu bilmesi mümkün değil. Sayın mahkeme bu ifadeleri dikkate almak yerine daha yargılamanın ilk duruşmasında bu şahsın adli melekelerinin yerinde olup olmadığının tespiti için bu sahsı adli tıp kurumuna sevk etti.

19 kişinin öldürüldüğü bir dava, Türkiye’nin bir döneminin aydınlatılması iddiasıyla açılmış bir dava. Fakat sanık sandalyesinde avukatlar oturuyor. Türkiye’nin bir döneminin aydınlatılması için ortaya atılmış bir dava. Kaçıncı heyet olduğunu hatırlamıyorum. Dosyaya giren delilleri sanıklara soramadık.”

Avukat Ekinci, babasının Uzi marka 9 mm silahla öldürüldüğünü söyleyerek, 1993- 1994’te Türkiye’ye Hospro firması tarafından hibe edilen silahların olduğu bilgisini hatırlattı. Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin’in talimatıyla bu silahların Antalya’daki bir eğitim kampına götürüldüğünün bilindiğini vurgulayan Ekinci, “Gümrükten girişi yapılan 100 Uzi marka silahın 90’ı envantere giriyor. Bir kısmının eksik olduğu görülüyor” dedi.

Bu dosyanın sadece bir cinayet dosyayı olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Ekinci, “Bu cinayetler Kürt sorunu ile doğrudan ilişkili. Türkiye’de bir kutuplaşma var ve devlet de burada taraf. İnsanlar öldürülünce biter dediler, bitmedi. Katmerlenerek devam etti” dedi.

Mahkeme başkanı “Siyasi arena değil, dava ile ilgili görüşlerinizi alalım. Burası siyasi arena değil” diyerek Ekinci’nin sözlerini kesti.

BİZE ADALETİ VERİN

Ekinci sözlerine şöyle devam etti: “Neden bu oluyor, neden Türkiye cumhuriyetti memurlarının kendi vatandaşlarının öldürülmesi için icazet verdi. Kendinizi benim yerime koyun, 15 yaşındaydım. Okuldan geliyorum. Babamın öldüğü bilgisi geliyor. Ankara’da değil Diyarbakır’da ya da köyde yaşayan biri olsaydınız intikam ateşi ile yaşardınız. Ve intikam intikamı getirir. Ama ben intikam istemiyorum. Bize adalet verin” diye konuştu.

19 CİNAYET VAR AMA TEK BİR TUTUKLU YOK

Avukat Levent Kanat, dosyadaki sanıklar 19 kişinin öldürülmesi ile suçlanan sanıklar olduğunu ve hepsinin tutuksuz yargılandığını hatırlattı. Kanat şunları söyledi:

“Böyle bir dosya gösteremezsiniz. Bu dosya öyle bir dosya. Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür mahkeme huzurunda çok ciddi beyanlarda bulundu, başka bir dosyada olsaydı bunlar ciddi anlamda cezalandırmaya gidilebilirdi. Bununla yetinilmedi gazeteciler beyanlarda bulundu. Susurluk Raporu girdi dosyaya, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, beyanda bulundu. Ama bunların hiçbir dikkate alınmadı. JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan’ın beyanları vardı, dikkate alınmadı. Faik Candan’ın öldürülmesinde faillerin bulunduğunu, yakalandığı sonra da bu isimlerin emirle serbest bırakıldığını anlatan ifadeler var. Bunu biz değil, devlet memuru söyledi ama bunlar dikkate alınmadı. Bu delilleri tutuklama gerekçesi yapmıyorsanız bile en azından duruşmalardan vareste tutulmamalarının gerekçesi yapılmalıydı. Mehmet Ağar ‘ben sizin mahkemenizi tanımıyorum’ dedi adeta. Tansu Çiller’in dinlenmesi kararını veren mahkeme heyeti değişti, yeni gelen heyet bir gecede 300 klasörü incelediğini iddia etti ve Tansu Çiller’in dinlemesi kararını geri aldı. Biz bunu gördük."

EREN BASKIN: UMUDUMUZU KAYBETMEK İSTEMİYORUZ

1993 yılında öldürülen Ankara Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın oğlu, avukat Eren Baskın sözlerine “İçimizdeki umudu yok etmek istemiyoruz” diye başladı. “Ama” dedi devam ederken: “Ben babamı sevip sevmediğimi bile bilmiyorum, onunla bir anım yok. Ben sırf bunun için avukat oldum. Burada bir avukat olarak değil bir mağdur olarak konuşmak istemiyorum. Biz babamızın öldürüldüğünü bile söyleyemedik. İnsanlar bize söylemeyin başınıza bir şey gelir diyorlardı.

Sonra bir fotoğraf gördük, 2011 yılına. Babamın katilleri vardı o fotoğrafta. Sonra bir umut doğdu, babamın katillerinin bulunabileceğine dair. Geçen 12 yılda sanıklar yargılanmadı, beraat kararı verildi. Benim ailem yasını tutamadı, ben bugün sizden şunu istiyorum: Eğer niyetiniz yine aklanmalarını sağlamanız ise bunu hemen yapın da biz yasımızı tutalım. Ben bu sanıkların ceza almasını istiyorum.”

ER YA DA GEÇ…

İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise talepleri sıraladı: “Sanıklar hakkında derhal tutuklama kararı verilmeli, sanıklar duruşmalara getirilmeli ve biz onlara sorular sorabilmeliyiz. Sanıkların buraya getirilmesi ve beyanlarının alınması gerekir. Ondan sonra ne olduğunu ve olacağını bilebiliriz. Bunun yapılması gerekiyor. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı işlemez. Umarım mahkemeniz bu yola gitmez, giderse bu yargılama devam eder. Yaşadıkları sürece bu salonlarda yargılanacaklar.”

Van Barosu da davaya katılma talebinde bulundu.

İDDİA MAKAMI DOSYA İÇİN MÜTALAA VERİLMESİNİ TALEP ETTİ

Sanık İbrahim Şahin’in avukatın Basri Aydın, Van Barosu’nun davaya katılması talebinin reddedilmesi gerektiğini söyledi, “Yeniden karar verilmesinin gerekli olmadığı isabetli olacaktır” dedi. Mehmet Ağar’ın avukatı Abdulkadir Turuç da Avukat Aydın’ın taleplerini tekrarladı.

Dava savcısı katılma ve tutuklama taleplerinin reddedilerek dosya için mütalaa verilmesi gerektiğini söyledi.

SANIKLARIN TUTUKLAMASI TALEBİ REDDEDİLDİ, DURUŞMA 20 OCAK’A ERTELENDİ

Mahkeme ara kararını verdi. Sanıkların tutuklanması, dosyanın genişletilmesi taleplerini reddeden mahkeme, Van Barosu’nun davaya katılma talebini de reddetti. Dava dosyasının heyet değişikliği nedeniyle incelenmesi kararı veren heyet bir sonraki duruşmayı 20 Ocak 2023 saat 09.00’a erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

1990’lı yıllarda öldürülen iş insanı ve yazarların failleriyle ilgili 20 Aralık 2013’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca iddianame düzenlendi. Dosyada eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, eski Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin, eski özel harekat polisleri Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel ve Enver Ulu da dahil 19 sanık bulunuyor.

İddianamede sanıklar, 1993-96 yılları arasında işlenen 19 'faili meçhul' cinayetle suçlanıyordu. O isimler ise şöyle: “Abdülmecit Baskın, Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan, Faik Candan.”

ÖNCEKİ HABER

Ankara’da avukatlar yoksulluk kıskacında genel kurula gidiyor

SONRAKİ HABER

Erdoğan-Putin görüşmesi: Türkiye, Rus doğal gazı için ödemelerin yüzde 25'ini ruble ile yapacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...