16 Ağustos 2022 04:46

İşçi mektubu: Yapmamız gerekeni Standard Profil işçileri gösterdi

Bir Ford Otosan işçisi: "Ben aldığım zam ile ne çocuğa aldığım beze gelen zammı, ne aldığımız mamaya gelen zammı, ne de ekmeğe gelen zammı karşılayabilirim."

İşçi mektubu: Yapmamız gerekeni Standard Profil işçileri gösterdi

Fotoğraf: Evrensel

Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Merhaba Evrensel okurları, TÜİK’in temmuz ayı enflasyon verisi yüzde 2.37. Her zaman ki gibi komik ve gerçek dışı rakamlar. Burada ezilen yine işçi sınıfı oldu. Ben Ford Otosan’da çalışan, iki çocuk babası bir işçiyim. Evde tek çalışan benim, bir çocuğumuz küçük olduğu için eşim çalışamıyor. Takdir edersiniz ki geçinemiyoruz. Böyle olduğu için de gözümüz hep gelecek zamda oluyor. Bütün umudu oraya bağlıyoruz. Yılda iki kere enflasyon zammı alıyoruz. Öyle ki enflasyonun yüksek çıkması aslında cebimize zarar biliyoruz ama yüksek çıksın diye de dua eder hale geldik. Çünkü o ne kadar yüksek çıkarsa maaşa da o kadar yüksek zam alırız. Sanıyoruz ki aldığımız maaş bu sefer yetecek, rahat geçineceğiz. Asla öyle olmuyor, zammı aldıktan bir ay bile geçmeden eski halimizden beter hale geliyoruz. Demem o ki gün geçtikçe geriye gidiyoruz.

Beş ayda çıkan enflasyon yüzde 24.62, diğer ay da üç çıktı desek, yüzde 27.62 gibi bir zam alacağız. Ben o aldığım zam ile ne çocuğa aldığım beze gelen zammı, ne aldığımız mamaya gelen zammı, ne de ekmeğe gelen zammı karşılayabilirim. Sadece karşılayabileceğimi sanıyorum. Hepimiz de böyle sanıyoruz. Bu maaşlarla bir bekarın bile geçinmesi zorken bir aileyi geçindirmek ne kadar zor bir de siz düşünün.

Yaz ayı geldi, havalar çok sıcak. Dışarısı böyleyken fabrikanın içi ayrı bir sıcak oluyor. İş çıkışı akşam serinlemek için bile sahile inmeye korkar olduk. Sahilde bir çay içmek bile nerdeyse çok zor. Sorsan buna da lüks derler. Kendileri lüks otomobillerde gezip, lüks otellerde kalırlar, hak ediyor olurlar. Ama ben çocuklarımı parka götürmeye çekinir hale geliyorum, canları bir şey isterse alamam diye.

Faturalar, genel ihtiyaçlar derken zaten elde avuçta kalmıyor, bu sefer ne oluyor, esnek hesap kredi kartı kendi kendini döndürüyor. Maaş yatar yatmaz borçlara gidip anında uçuyor. 30 gün çalışıp 1 saatte paranın bitmesi çok üzücü bir durum. Sabah işe gelirken simit alırdım, artık onu da almıyorum. Fabrikada çay 1.75, simit 5 lira olmuş. Sabah sabah saatlik ücretimin yüzde 20’sini bir simit ve çaya vermiş oluyorum. Onun için kahvaltı yapmaktan da vazgeçtik, öğlen yemeğine kadar sebilden suya devam ediyoruz, öğlen güzel yemek çıkarsa karnımızı doyuyoruz.

Sendikamız bu konuda hiç çaba göstermiyor. Biz ek zam talep ediyoruz, enflasyon farkı hariç maaşlarımıza ek zam istiyoruz. Gelen geldiği gibi gitmesin, yaşadığımızı da anlayalım istiyoruz. Bize verdikleri cevap sözleşme zammının yaklaştığı oluyor. Yaklaştı tamam da biz yüzde 27’lik vergi dilimine girdik. Zaten maaşın büyük bölümünü devlete verdik. Üzerimden patron kazanıyor, devlet kazanıyor. Kendi kazandığım parayla, emek verdiğimle bir ben geçinemiyorum, benden başka herkes geçiniyor. Her şeyi istedikleri gibi işlerine gelince kılıfına uyduruyorlar. Demek ki onlar isteyince oluyor. O zaman biz isteyince de olmalı.

Neredeyse herkesin durumunun bana benzer veya yakın olduğunun farkındayım. Tüm arkadaşlarım buna benzer durumdalar. Bizim istediğimiz de olsun istiyorsak talep etmeliyiz. Sendika çalışsın istiyorsak o kapıyı aşındırmak zorundayız hep beraber. Sabır taşı olsa bunların karşısında çatlardı. Bizim de patlamamıza az kaldı, zamanımız geldi diye düşünüyorum. Gelecek enflasyon zammında, ismine ek zam mı dersiniz, refah payı mı dersiniz bilmem ama ne olursa olsun talep etmek zorundayız diye düşünüyorum. Ayrıca buradan Standard Profil isçilerine de selam olsun, direnişleri bana güç verdi. Mücadele ettiler kazandılar, yüzde 28 ek zam aldılar. Bu çok iyi bir kazanım. Bizim de yapmamız gereken budur, mücadele etmeden asla karşılığını alamayız.

Evrensel'i Takip Et