30 Temmuz 2022 03:00

Çimse-İş üyesi cam işçisi: Bu saltanat bitecek söz işçilerin olacak

"İşçilerin hakları için bir araya gelmesinden hem sendikacılar hem de patronlar korkuyor. O yüzden bu saltanat bitecek, söz karar yetki tabanın olacak."

Çimse-İş üyesi cam işçisi: Bu saltanat bitecek söz işçilerin olacak

Fotoğraf: Burak Yılmaz/Evrensel

Çimse-İş üyesi cam işçisi
Manisa

Merhabalar sevgili arkadaşlar. Son dönemde temel tüketim maddelerine yapılan zamlar yüzünden elektrikten suya, yumurtadan patatese yani anlatacağınız bizim için yaşamsal olan ne varsa bir adım daha uzaklaştığımız günlerden geçiyoruz. Ancak bir farkla; daha öncesinde olsa “Ne yapalım alıştık artık” denir ve bir anlamda isteksizce de olsa kabullenirdi insanlar, elbette ki kabullenmeyip mücadele edenler de her zaman oldu.

Bu dönem ise özellikle sendikaların tutumu ve çoğu sendikacının kendi koltuğu için satış sözleşmesi imzalaması bu dönemi daha iyi özetler. Nitekim öncesi bir yana ama özellikle TPI Composite işçilerinin onurlu ve kararlı, sarsılmaz inanç ve birlikteliği hem patronu hem sendikayı hem de iş birlikçilerini dize getirip işçilere emekçilere yol gösterici ve öğretici olmuştur. Evrensel gazetesinde bunula ilgili çok haber çıktı. Petrol-İş İzmir Şube Başkanı Orhan Zengin’in sözleşmenin bittiğini açıklarken sarf ettiği cümle dikkat çekiciydi. Kimlerin kimlerle olduğunu çıplak hale getirdi.

Aynen şu cümleyi kurdu: “Genel merkez ve yöneticileri niye burada değiller diye eleştirenler oldu. Ben de gelmeleri bizim hayrımıza demiştim, nihayetinde biz buradayken genel merkezimiz bir yandan İçişleri ile bir yandan Çalışma Bakanlığı ile bir yandan da Cumhurbaşkanlığından gelen baskılara karşı uğraşıyorlardı.”

Peki bu koca üç bakanlık kim için uğraşıyormuş? Tabi ki Amerikan şirketi sahiplerinin çıkarı için, bir an önce eylemi bitirin diye. İşte siyaset sermaye birlikteliği böyle bir şey. Tersine işvereni sıkıştırıp “Yahu kardeşim hem yurt dışından gel hem ucuza işçi çalıştır hem teşviklerden faydalan dünya kadar kâr et ve bu paraları ülkene götür hem de benim yurttaşlarımın haklı taleplerini görmezden gel, yok öyle yağma” demesi gerekmez miydi?

Serel Seramikte de işçiler birikmiş sorunları karşısında yalnız bırakıldıklarını düşünüp sendika değiştirmiş, patron ise “Benim sendikamdan vazgeçemezsin yoksa sizi işten atarım” demiş ve atmış. İlginç değil mi? Bir patron düşünün ki işçi sendikasını değiştiriyor diye o sendika için fabrikada üretime ara vermiş, yetmemiş Çimse-İş Genel Merkezi de buna saygı duymak ve hatalarından ders çıkartmak yerine işçi temsilcilerini suçlamış ve tüm sorumluluğu onlara atarak işin içinden çıkmak istemiş. 

Yok öğle yağma. Ben de Çimse-İş üyesiyim. Bir temsilci 7 yıl boyunca sendikaya ihanet edecek ve sen bunu bilmeyeceksin, 7 yıl sonra işçiler haklarını aramak için mücadeleye atıldığında birden aklınıza gelecek. Karşınızda çocuk yok. Hepimiz yaşımızı başımızı almış, birçok mücadele deneyiminden geçmiş işçileriz ve sizlerin gerçek yüzünüzü biliyoruz. 

Korkunun ecele faydası yok çünkü zincirlerinden yani işimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok ama sizin var. Altınızdaki araba dahil her şey bizim aidatlarımızla karşılanıyor. Yedikleriniz, içtikleriniz, edindiğimiz mal, mülk, makam vs. hepsi gidecek, korkunuz ondan.

İki örnekle Çimse-İş’i anlatayım size. Manisa’da geçen dönem zammı beğenmeyen ve bunu öyle ya da böyle dile getirenleri kışkırtıcı deyip çıkarmadınız mı? Sonra biz bu temsilciden rahatsızız deyip hem de mola saatlerinde imza toplayıp gerekli çoğunluğu sağlayan ve buna öncülük edenleri işten çıkarmadınız mı? Gerekçe neydi peki? Arkadaşları Bolu, Tekirdağ yani işletmenin diğer illerdeki fabrikalarına sözde transfer ettirmek istediniz onlar da kabul etmeyince işten çıkarttınız.

Siz sağcı, solcu, dinci diye insanları ayrıştırıp bizleri sahipsiz bıraktıranlar... İşçiler bunların hesabını birçok yerde soracak.

Mücadele eden TPI ve Serel işçilerinin haklı mücadelesi işverenlere ek zam verdirtti. Serel’de başlayan hareketlilik sonrası aynı sanayi bölgesinde olan bizim fabrikamızda temmuz ayında geçerli olmak üzere yüzde 10, eylül ayında da yüzde 5 zam verileceği duyuruldu. Bu gösteriyor ki işçilerin hakları için bir araya gelmesinden hem sendikacılar hem de patronlar korkuyor. O yüzden bu saltanat bitecek, söz karar yetki tabanın olacak.

Evrensel'i Takip Et