‘İşkence yok’ açıklamasını başvurular yalanlıyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Cezaevlerimizde ve Türkiye'de işkence yoktur. Yapanlar da karşısında hukuku bulur" dese de başvurular bu açıklamayı yalanlıyor.

Fotoğraf: DHA
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, geçtiğimiz günlerde İş Yurtları Kars Et Entegre Tesisi açılışında "Cezaevlerimizde ve Türkiye'de işkence yoktur. Yapanlar da karşısında hukuku bulur" diye açıklamada bulundu. Diyarbakır İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane Komisyonu Üyesi Ercan Yılmaz, hapishanelerde işkence uygulamalarının yaşandığı ve işkencecilerin korunduğunu söylerken, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır (TİHV) Temsilcisi Murat Aba ise, Türkiye genelinde son bir yılda 871 kişinin işkence gördüğü gerekçesiyle kendilerine başvurduğunu dile getirdi.
BAKANLIĞIN AKSİNE İŞKENCE SAYILARI ARTIYOR
TİHV Diyarbakır Temsilcisi Murat Aba, işkencenin Türkiye’de giderek artış gösterdiğini belirterek, sadece son bir yılda 871 kişinin işkence gördüğü gerekçesiyle TİHV’e başvuru gerçekleştirdiğini söyledi. Aba, “Adalet Bakanı’nın söylediklerinin aksine işkence sayıları artıyor TİHV verilerine bakıp söyleyebiliriz. En yüksek başvuruyu aldığımız yıl 2021, Adalet Bakanının dediğinin tersi veriler elimizde var. 2021 yılında 972 başvurudan 871’i Türkiye’de işkence gördüğü gerekçesiyle başvurmuş. Bu sayının kendisi durumun vahametini gösteriyor. Bu durumun münferit bir olay gibi gösteremez adalet bakanlığı. Sistematik olarak işkence Türkiye’de devam ediyor. 2016 yılından sonra artışa geçti. 2022 yılında haziran sonuna kadar 164 kişi TİHV Diyarbakır Temsilciliğine işkence gördüğü gerekçesiyle başvurdu. Sadece temmuz ayında 14 başvuru yapıldı” dedi.
İŞKENCE TV’LERDE CANLI YAYINLANDI
Adalet Bakanı Bozdağ’ın konuşmaların gerçekle bağı olmadığını belirten Aba, Bakanlığın işkence iddialarına karşın yapılan hukuki işlemleri açıklaması gerektiğini söyledi. Aba, “871 kişi Türkiye’de işkence gördü diyoruz. Bu sayının üzerine gidilmesi lazım. Türkiye’de işkence yoktur gibi cümleler hamasi cümlelerdir. Bu kadar işkence iddiasına karşın işkence yaptığı iddia edilen kolluk görevlilerinin ya da görevlilerin kaçı hakkında bakanlık soruşturma başlatmıştır. Çıkıp veri vermesi gerekiyor. Adalet Bakanı’nın yapması gereken şu kadar yasal işlem yapıldı demesi gerekiyor. Türkiye’de hiçbir zaman işkence, yetkililer tarafından kabul edilmedi ve devlet bu işkencenin üstünü kapatmaya çalıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra askerlerin bir kısmının işkence görüntüleri TV’lerde canlı yayınlandı. İşkence mutlak yasaktır, hiçbir şartta yapılamaz. Siz o görüntüler üzerine oradaki görevliler hakkında bir işlem yaptınız mı? İşkence mazur görülemez, TCK’de bunu yasaklamıştır. Cezaevinde de savaş halinde de yapamazsın” dedi.
AÇIKLAMA, İŞKENCE YAPANA SORUŞTURMA AÇMAYACAĞIM DEMEKTİR
İşkencenin Türkiye’de artmasının bir diğer nedenin ise iktidarın yaptığı açıklamalar olduğu ifade eden Aba, “İşkencenin bu kadar artmasının nedeni de Adalet Bakanı’nın bu açıklamalarıdır. İşkence iddialarında memurlara dava açılması için mülki amirlerin izin vermesi lazım, bazen izin dahi alamıyoruz. Çoklu işkence uygulanıyor. Kişi eylemden alınıyor işkence görüyor, araç içinde işkence görmeye devam ediyor, gözaltı merkezinde işkence görmeye devam ediyor ve cezaevinde işkence görmeye devam ediyor. Kişi şikayette bulunduğunda işkence yapan görevliler mukavemetten dava açıyor. Bizim işkence gördüğü gerekçesiyle yaptığımız başvurularda kovuşturmaya yer yok denip dosya kapatılıyor ama kolluk görevlilerinin açtığı davalar devam ediyor ve işkence gören ceza da alabiliyor. İşkence yaptığı için ceza alan memur sayısı neredeyse sıfır. Adalet Bakanı’nın açıklaması işkence yapana ben soruşturma açmayacağım demektir. İşkence yok diyor, yok diye kabul ediyorlar, neyi araştıracaklar? Bu açıklamasında sonra sosyal medya hesaplarında yüzlerce insan işkence gördüğünü söyledi. Ters kelepçenin kendisi işkencedir, yoğun gaz kullanımı işkencedir gözümüzün önünde yapılıyor ve TV’lerde yayınlanıyor. Uluslararası hukukta işkence tanımı mevcuttur, Adalet Bakanlığı’nın işkence tanımı nedir de yoktur. Adalet Bakanı’nın farklı bir işkence tanımı mı var?” diye sordu.
İNFAZ KORUMA MEMURLARI KORUNMA TAAHHÜDÜ ALTINDALAR
İHD Diyarbakır Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Ercan Yılmaz, hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamelenin ciddi boyutlarda olduğunu belirterek, “Bizim işkence ve kötü muamele olarak tabir ettiğimiz tecrit altında tutulmaları hem diğer mahpuslar hem de aileleriyle görüşmelerinin engellenmesidir. Tecrit başlı başına zaten bir işkence yöntemi. Yine mahpusların devletin anladığı şekliyle dayak, kaba kuvvetin ileri boyutunun da olduğunu işkence hali de var. Kitaplarına el koymaktan, mektuplarını göndermemeye, giydikleri kıyafete, konuşacakları dile müdahale eden uygulamalara varıyor. Diyarbakır’da T3 No’lu hapishanesinde şubat ayında meydana gelen işkence iddiaları var. Bu iddiaları dile getiren mahpuslar da çok ayrıntılı bir şekilde işkence yapan infaz koruma memurlarının isimlerini vererek aktarıyorlar. Aydın’da kamera kayıtlarına yansıyan işkence vakası oldu orada infaz koruma memurları hakkında basit yaralamadan kamu davası açıldı. Bu da gündem olduğu için inkar edilecek durumdan çıkmıştı. Dava açılırken de bu fiile karşın verebilecek en az cezaya uygun yargılama yapılarak basit yaralamadan dava açıldı. Bu da ceza infaz koruma memurlarının neden bu kadar pervasızca davrandığını ve işkence ve kötü muamele uygulamalarına devam ettiklerinin bariz kanıtıdır. Çünkü yargılanmama, korunma gibi bir taahhüt altındalar” dedi.
DÜZENLEMEDE M. EMİN ÖZKAN CEZAVİNDE KALMAYA DEVAM EDECEK
Bozdağ’ın infaz yasasına ilişkin düzenleme yapılacağı söylemine de dikkat çeken Yılmaz, Hasta mahpuslara yönelik düzenlemede siyasi mahpusların yer almadığını belirterek siyasi mahpusların mağduriyetinin devam edeceğini söyledi. Yılmaz, “Türkiye’de bazı dönemlerde af uygulanıyor, yargı reformu dedikleri kısmi aflar çıkarıyorlar. Bu afların tamamına bakıldığına zaman 2004’ten TMK’ye muhalefetten, düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmaktan dolayı siyasi mahpusların bundan faydalanmadığını görüyoruz. Kovid-19’dan kaynaklı bir düzenlemeyle adli mahpuslar 6 yıla kadar almış olduğu cezayı bir gün bile yatmadan dışarı çıkarılırken diğer düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandığı için bir tweet atmaktan 2 yıl hapis alan bir mahpus o cezanın neredeyse bir yılını cezaevinde geçirmesi gerekiyor. Aynı zaman da hasta mahpuslara ilişkin biz düzenleme yapılacağını ve mağduriyetlerin giderileceği söyleniyor. Akabinde yapılan bir açıklamada TMK’ye muhalefet eden kişilerin bunlardan yararlanamayacağını söylüyor. Önümüzde hasta mahpus listesi var. Bu mahpusların yüzde 90’nından fazlası zaten siyasi mahpuslar, uzun süre cezaevinde kalmaktan kaynaklı hastalıklar baş gösteriyor. Bu mahpusların içerisinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldıkları için vücutlarında kalıcı tahribatlar oluşmuş durumda. Bundan dolayı hapishanede tek başına kalamaz duruma gelmişler, Adalet Bakanlığı hasta mahpuslara ilişkin bir düzenleme yapıp siyasi mahpuslara kapsam dışına bıraktığı zaman, bahse konu mağduriyetlerin büyük çoğunluğu giderilmemiş olacak. Bu düzenleme ile hasta mahpus M. Emin Özkan hapishanede kalmaya devam edecek. Burada ayrımsız hasta mahpusların, sağlık durumlarının öncelenmesi gerekiyor” dedi.
Evrensel'i Takip Et