28 Temmuz 2022 16:22

Fed faiz artırdı, IMF “büyüme yavaşlayacak” dedi | 8 maddede, küresel ekonomide ne oluyor?

Fed faiz artışına devam etti. IMF raporu küresel ekonomik büyümenin yavaşlayacağını kaydetti. Prof. Dr. Mustafa Durmuş, 8 maddede küresel ekonomik gelişmeleri özetledi.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Uğur ZENGİN
İstanbul

ABD Merkez Bankası Fed, politika faizini 75 baz puan artırdı. Fed’in faiz hamlesinin ardından dolar endeksi küresel çapta yükselirken, dolar/TL kuru 18 sınırına dayandı. Fed’in bu politikasını yıl sonuna kadar, faiz oranı yüzde 4’ü bulana değin, sürdürmesi bekleniyor.

IMF temmuz ayı World Ekonomik Görünümü Raporu’na göre ise bu yıl ve 2023’te dünyada hem büyüme oranları ciddi biçimde düşecek. Enflasyondaki artış ise sürecek.

Son olarak, Rusya’nın, kış yaklaşırken Avrupa’ya olan doğal gaz sevkiyatının iyice azaltacağı yani bu ülkenin kendisine karşı yürütülen yaptırımlara karşılık olarak enerjiyi bir silah olarak kullanacağı anlaşılıyor.

Ekonomi-Politikçi Prof. Dr. Mustafa Durmuş, Fed ve IMF raporundan hareketle küresel ekonomideki gelişmeleri 8 maddede özetledi:

DÖVİZ KRİZİ DERİNLEŞECEK

  • Azgelişmiş ülkelere doğru olan sermaye girişleri yavaşlarken, bu ülkelerden olan spekülatif sıcak para çıkışlarında artışlar olacaktır. Bu da ödemeler dengesi (döviz) krizini derinleştirecektir.

EKONOMİK BÜYÜME YAVAŞLAYACAK

  • Ekonomik büyüme yavaşlayacaktır. Nitekim IMF bu son raporunda, küresel ekonomik büyüme tahminini bu yıl yüzde 3.6’dan yüzde 3.2’ye, 2023’te ise yüzde 2.9’a düşürdü. Fon, yüksek enflasyon ve Ukrayna savaşından kaynaklanan risklerin kontrol altına alınmadığı takdirde, dünya ekonomisinin resesyonun eşiğine gelebileceği uyarısında bulundu. Çin ise son 40 yılın en düşük ekonomik büyümesini yaşayacak.

IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini de düşürerek; bu yıl için yüzde 4, gelecek yıl için yüzde 3.5 olarak belirledi.

TEMERRÜT İHTİMALİ ARTTI

  • Ekonomik büyümedeki yavaşlamayı işsizlik ve yoksulluktaki artış ve dış borçlar başta olmak üzere borçların geri ödenmesindeki zorluklar, hatta temerrütler takip edebilecek.

ENFLASYON ARTACAK

  • Yavaşlayan büyümeye karşılık, kısmen artan gıda ve enerji fiyatları yüzünden enflasyon daha da artacak. Bu yıl enflasyonun gelişkin ekonomilerde yüzde 6.6’ya, yükselen ekonomilerde ve azgelişmişlerde yüzde 9.5’e ulaşması bekleniyor. Türkiye’de ise hali hazırda hiper enflasyon dinamikleri işlemeye başlamış bulunuyor.

Enflasyondaki yükseliş ise yoksulların başta gıdaya erişimi olmak üzere, temel mal ve hizmetlere erişimini zorlaştıracak, bu da onların durumunun iyice kötüleşmesiyle sonuçlanacak.

FAİZ ORANLARI YÜKSELECEK

  • Enflasyondaki yükselişe karşı dünyada faiz oranlarının yükseltilmesine devam edilecek. Seçim ekonomisi siyaseti izleyen Türkiye’de ise seçim sonrasında iş başına gelecek olan iktidar (eğer dış fon temininde zorlanırsa) kaçınılmaz olarak çok yüksek ve peş peşe faiz artırımları yapmak durumunda kalacak. Böyle bir sıkılaştırma Türkiye gibi ülkelerde borç temerrüdünü hızlandıracak.

DOĞAL GAZ KESİNTİLERİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK

  • Doğal gaz arzında yaşanacak ilerdeki kesintilerse başta AB ülkelerinin ekonomik büyümelerini yavaşlatarak, dolayısıyla da Türkiye’nin bu ülkelere olan ihracatlarını azaltarak mevcut krizin iyice derinleşmesiyle sonuçlanacaktır. Yani artık sadece uluslararası sermaye hareketlerinin değil, aynı zamanda enerjideki ‘ani duruş’ etkisinden söz edilebilecek.

SEÇİM SONUNDAN İTİBAREN TÜRKİYE’DE TABLO AĞIRLAŞACAK

  • Durum böyle iken bir seçim sürecine girmiş olan Türkiye’de iktidarın gerekli önlemleri almaktan ziyade, iktidarını koruma ihtiyacı ve gayreti daha ağır basacak, popülist genişletici para ve maliye politikaları sürdürülecek, bu da seçim sonundan itibaren çok daha ağır bir ekonomik ve mali enkazın ortaya çıkmasıyla sonuçlanacak.

‘ÜÇÜNCÜ İTTİFAKA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR’

  • ‘Millet İttifakı’ kapitalizmin yapısal sorunlarını ele almaktan ziyade yüzeydeki sorunlarla uğraştığından, bu gelişmelere ilişkin köklü önlemler öneremediği gibi, ideolojik ve sınıfsal konumlanması gereği bu gelişmelerin emekçileri nasıl etkileyeceğinden ziyade makroekonomik ve politik etkilerine odaklanmış durumda.

Kısaca ana akım muhalefet de emekçi halklardan yana her hangi köklü bir krizden çıkış stratejisi ve buna uygun politikalar önermiyor. Bu durumda emekçi halklardan yana strateji ve politikaların geliştirilmesi, kaçınılmaz olarak ‘Üçüncü İttifak’ın görevi oluyor.

ÖNCEKİ HABER

ABD ekonomisi yüzde 0,9 daraldı

SONRAKİ HABER

Beyoğlu'nda şiddet uygulayan polisler hakkında soruşturma başlatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...