Adil Seçim Platformundan açıklama: Sansür yasası, adaletsiz bir seçim için bir adım daha

AKP-MHP’nin ‘dezenformasyonla mücadele’ iddiasıyla Meclis’e gönderdiği kanun teklifine tepkiler sürerken bir açıklamada Seçim Güvenliği Platformundan geldi.

“Teklif ile eşitsiz propagandanın önü açılacak” denilen açıklamada “Teklif, sosyal medyadan medyaya kadar pek çok konuyu düzenliyor ve 40 madde ile eşit propaganda hakkını yok ediyor. Seçim Kanunu ile seçim düzenlemesini tek elde toplarken, burada da basından sosyal medyaya kadar her türlü iletişim aracına müdahale ederek bir anlamda dezenformasyon ve sansürün artırılmasının önü açılıyor.” ifadeleri kullanıldı.

“SEÇİM KANUNU İLK AYAKTI”

Seçim Kanunuyla birlikte eşitsiz bir seçime yol açacak maddelerin hayata geçtiğini belirten platform, bu yasanın en temel sorununun da Cumhurbaşkanı’na seçimler konusunda yasaksız yetkiler vermesi olduğunu ifade etti. Seçim kanunu TBMM’de görüşülürken muhalefet partilerin yeterince ilgi göstermediğinin belirtildiği açıklamada “14 Parti’nin sadece altısı komisyon toplantılarında yer almış, Genel Kurul görüşmelerine milletvekili katılımı ise sınırlı kalmıştı. İncelediğimiz tutanaklardan “zaten gidecekler” diyen bir rehavetin hakim olduğu görülmüştü. Nitekim kanun teklifi elektronik oylama bile yapılmadan geçmişti.” denildi.

ADALETSİZ SEÇİM İÇİN BİR ADIM DAHA

Sansür yasası ile daha adaletsiz bir seçim için bir adım daha atıldığını belirten platform

“Seçim sürecini ve özgürlüğü bu denli etkileyecek olan teklife karşı parti teşkilatlarını ve seçmeni bilgilendiren etkili bir çalışma görmedik. Bu teklifin geleceği çok önceden belli idi. İçeriğine dair basında pek çok haber çıkmıştı. Seçim için iki önemli adımın arkasının geleceğini de biliyoruz. Üçüncü dalga düzenlemesinin bağımsız bilgi üreten kurumlara yönelik olacağını, örneğin TÜİK’e alternatif bağımsız ENAG gibi yapılara izin verilmeyeceğini önceki haberlerden öğrenmiştik.” dedi. 

ADİL BİR SEÇİM İÇİN ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?

Açıklama şu ifadelerle son buldu: “Seçim kurallarının bir kişi tarafından belirlendiği bir seçim düzenlemesine kuralsız, kısıtsız bir sansür ve engelleme hakkı veren bir basın düzenlemesi de eklenirse 2018 seçimlerinden daha adaletsiz bir seçim ile karşı karşıya kalacağımız açıktır. Partilerin, milletvekillerimizin bu kanun teklifini önlemek için Genel Kurul oturumlarına tam kadro katılmalarını talep ediyoruz, bekliyoruz. Seçim Güvenliği Platformu olarak dezenformasyonun önünü açacak, seçimde halkın bilgilendirilmesine sınır getirecek bu düzenlemeye dair basın örgütleri ve medya emekçileri ile aynı yerde durduğumuzu belirmek istiyoruz. Bizler sessiz bir seçim istemiyoruz, adil bir seçim, adil bir propaganda ve bilgilenme hakkının da olduğu demokratik bir seçim istiyoruz.”

YASA TEKLİFİNDE ÖNE ÇIKAN NOKTALAR NELER?

40 Maddeden oluşan teklifin yasalaşması durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun 217. maddesine “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçu eklenecek. Maddeye göre “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis” cezasıyla cezalandırılacak. Teklifte ayrıca “suçun failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilen ceza yarı oranında artırılacak.” ifadesi de yer alıyor.  İnternet haber siteleri de Basın Kanunu kapsamına alınarak, ‘süreli yayın’ kategorisinde kabul edilecek. Böylece haber siteleri savcıların yanı sıra Basın İlan Kurumunun da denetimine tabi olacak. Basın İlan Kurumundan resmi alan alabilecek olan haber siteleri, gazetelerde olduğu haberlerin nedeniyle BİK tarafından denetlenecekleri için haberleri üzerinden ilan cezası da alabilir. (İstanbul/EVRENSEL)