17 Haziran 2022 19:03

Eğitim emekçileri: İktidar çözmek yerine sorunları daha da derinleştirdi

Eğitim emekçileri düzenledikleri açıklamalarla yaşadıkları sorunları ve taleplerini dile getirdi.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

Eğitim emekçileri pek çok kentte düzenledikleri açıklamalarda 2021-2022 yılına dair sorunları anlattı ve taleplerini dile getirdi. Eğitimciler özelleştirmelere, çalışma koşullarına, hak gasplarına, yoksulluşmaya tepki gösterdi, eğitimde sürecinde yaşanan eşitsizlik, gerici ve tekçi anlayışa karşı mücadele etme çağrısı yaptı. Eğitimciler, tüm öğrencilere kamusal eğitim sunmakla görevli ve sorumlu olan MEB’e, önceliğini patronlardan yana kullanmama uyarısında bulundu.

ÖZELLEŞTİRMELERE VE ÇALIŞMA KOŞULLARINA TEPKİ

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen Eğitim Sen üyeleri "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Irkçı, gerici eğitime hayır", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları attı.

Yapılan açıklamada Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Eren Edebalı, Eğitim Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Çayan Çalık ve Eğitim Sen İstanbul 3 No'lu Şube Başkanı Ayfer Koçak konuştu. Ayfer Koçak, kamusal eğitimin darbe aldığına ve özelleştirme süreci yürütüldüğüne vurgu yaparak "Eğitimde özelleşmenin geldiği boyut yüzde 500'leri geçmiş durumda. İşin kötü yanı buralarda bir değerlendirme ve denetleme yok. Pandeminin başında özel eğitim kurumlarına bir destek verildi ama verilen destekten oralarda çalışan eğitim emekçisi arkadaşlarımıza o zaman da bir pay düşmedi, bugün de düşmüyor. Eğitim emekçileri özel eğitim kurumlarında ne kadar uzun ve zor şartlarda çalıştırıldığını hepimiz görüyoruz. Devlet okullarında da durum farklı değil. Bugün İstanbul'da kira ortalaması 7 bin lira, bir öğretmen maaşı ise 7 bin 600 lira" dedi.

Eğitim emekçileri açıklama yaptı

"ÖĞRETMENLİK HİÇ OLMADIĞI KADAR DEĞERSİZLEŞTİ"

Eğitimin niteliğinde yıllar içinde yaşanan gerileme, eğitimde yaşanan ticarileşme ve dinselleşme uygulamaları, okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlil ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler, haksız hukuksuz şekilde işinden edilen eğitim emekçilerinin görevlerine iade edilmemesi, pandemi koşullarında alınmayan önlemlerin 2021-2022  eğitim-öğretim yılında da varlığını sürdürdüğünü belirtti.

"MEB'İN ÖNCELİĞİ BAŞKA" 

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile MEB'in, Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün yetki ve görev alanını genişleterek bu oluşumlarla işbirliğinin önünü açtığından bahseden Çalık, "2021-2022 eğitim-öğretim yılında, seçmeli derslerin belirlenmesinden, yarıyıl tatilinde öğrencilerin tarikat ve cemaat kamplarına taşınmasına, yarışma adı altında düzenlenen gerici faaliyetlere öğrencilerimizin, okullara konulan kumbaralarla tarikatlara, cemaatlere bağış yapmaya zorlanmasına kadar çok sayıda uygulama adeta eğitim alanını kuşatmış durumda" diye konuştu.

Yoksulların, mültecilerin, kız çocuklarının, çocuk işçilerin, anadili farklı olan öğrencilerin ve özel eğitime gereksinimi olan çocukların, her gün eğitim alanında yeni eşitsizliklere maruz kaldığını söyleyen Çalık, "Bütün bu sorunları çözmek ve tüm öğrencilere kamusal eğitim sunmakla görevli ve sorumlu olan MEB’in ise önceliğinin başka olduğu ortadadır" dedi. 

"ATAMALAR SENDİKAL VE SİYASAL YAKINLIĞA GÖRE YAPILIYOR" 

Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde “liyakat” ilkesinin tamamen yok sayılmasını eleştiren Çalık, "Sendikal ve siyasal yakınlığa göre yapılan atamalar eğitim kurumlarını adeta çökme noktasına getirmiştir. Eğitimden tamamen uzak, yeterli özelliklere sahip olmayan kadrolarla, eğitim kurumları asıl işlevlerini yerine getiremez hale gelmiştir" diye konuştu.

"150 ÖĞRENCİNİN TALEBİNE RAĞMEN KÜRTÇE DERSİ SEÇTİRİLMEDİ"

Kimi il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin, vakıf, dernek ve cemaatlere bağlı kuruluşların, dini içerikli kimi derslerin seçilmesi için yoğun bir kampanyaya başlattığını söyleyen Çalık, "Seçmeli dersler çocukların ilgi alanlarını açığa çıkartan ve kendilerinde gördükleri ihtiyaçları karşılamak için konulur. Örneğin bu sene İl Milli Eğitim Müdürlüğün yazarak da sorduğumuz, 150 öğrencinin talebine rağmen Kürtçe dersi seçtirilmemiş, gerekçesi 'öğretmen eksikliği' şeklinde tanımlanmıştır. Ancak bu alandan mezun üniversite mezunları da binlerce öğretmen gibi atama beklemektedir" dedi. 

"ÜCRETSİZ BARINMA HAKKI SAĞLANMALIDIR"

Tarikat yurtlarında çocuklara yaşatılan acılara değinen Çalık, "Bu durum yeterli yurt yapılmaması ve kamu kaynaklarının devlet okulları yerine özel okullara, çeşitli dini vakıf ve derneklere aktarılmasıyla oluşturulmuştur. Çocuklarımız iktidarın kamusal ve laik eğitime yönelik tasfiye adımlarının kurbanı olmuştur. Eğitim kamusal bir haktır. Barınma hakkı da tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Sosyal devlet ilkesinin temel gereği olarak ücretsiz barınma hakkı sağlanmalıdır" diye konuştu. 

"ÖMK ÜZERİNDEN EĞİTİMCİLER TEKABETE SÜRÜKLENİYOR"

Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun eğitimcilerin ekonomik hiçbir sorununu ve özlük haklarını görmediğini, kariyer basamakları üzerinden eğitimcileri ayrıştırarak böldüğünü, "eşit işe eşit ücret" ilkesine aykırı olması bakımından bir meslek kanunu olmadığını ifade eden Çalık, "MEB’in gündemi ÖMK üzerinden eğitimcileri rekabete sürüklemek ama biz eğitim emekçilerinin gündemi her geçen gün yapılan zamlarla yoksullaşmamız, özellikle İstanbul gibi metropollerde maaşlarımızın kiraları dahi karşılayamamasıdır. Öğretmenler kurslar, egzersizler vb. çalışmalar ile açıklarını kapatmaya çalışırken hem kişisel hem mesleki gelişimlerine dair çalışma yapacak ne zaman ne de imkân bulamamaktadır" dedi.

"BAKANLIK YİNE PATRONLARIN YANINDA OLMAYI SEÇTİ" 

Özel öğretim kurumlarında öğretmenlerin güvencesiz çalıştığından bahseden Edebalı, "Biz özel eğitim kurumlarında onur, haysiyet mücadelesi veriyoruz. Biz bu mücadeleyi verirken bakanlığın yanımızda olmadığını gördük. Bakanlık bir eğitim öğretim dönemi boyunca yine patronların yanında olmayı tercih etti. Kıbrıs'ta, Antalya'da lüks otellerde, buradaki çalıştaylarda özel öğretim kurumlarındaki eğitimin stratejisini, sürecin geliştirilmesini konuşan bakan bir kez olsun öğretmen emeğinden bahsetmedi" diye belirtti.

İSTANBUL EĞİTİM SEN 4 NO'LU ŞUBE: GERÇEK ENFLASYON ORANINDA ÜCRETE ARTIŞ İSTİYORUZ

 

İstanbul Eğitim Sen 4 No'lu şube üyeleri de, artan hayat pahalılığına dikkat çekmek ve taleplerini iletmek için Gaziosmanpaşa Hükümet Konağı önünde açıklaması gerçekleştirdi.

Enflasyon ve artan kiralar nedeniyle mesleğe yeni başlayan eğitimcilerin yaşadıkları barınma sorununa dikkat çekilen açıklamada, göreve yeni başlayan sözleşmeli bir öğretmenin maaşının 6 bin 922 TL, 30 yıl çalışan öğretmenin ise 7 bin 883 TL olduğu ifade edildi. Şube olarak yaptıkları araştırmaya göre bölgede bulunan Gaziosmanpaşa'da 2+1 dairelerin ortalama kirasının 6 bin 98 TL, Eyüp ilçesinde 6 bin 151 TL, Sultangazi ilçesinde 3 bin 647 TL, Bayrampaşa ilçesinde 4 bin 664 TL, Arnavutköy’de ise 3 bin TL olarak hesaplandığı belirtildi.

Basın açıklamasını okuyan İstanbul Eğitim Sen 4 No'lu Şube Sekreteri Şenay Garip, taleplerini şöyle sıraladı:

  • Artık hükmü kalmamış olan TİS’in yenilenerek; bütün eğitim emekçilerinin ücretlerinde "gerçek” enflasyon oranı baz alınarak artış yapılmasını, bu çerçevede en düşük eğitim emekçisinin maaşının yan ödemelerle birlikte yoksulluk sınırı olan 19.785TL’nin üstüne çıkartımasını, 
  • “Gerçek” enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılmasını,  
  • Halkın, emekçilerin cebinden alıp zenginlere, beşli çeteye, yandaşlara aktarmanın araçları olan Kur Korumalı Mevduat Sistemi, Kamu Özel İş birliği Projeleri, Döviz Garantili İhalelerin sonlandırılmasını,
  • Kirada oturan tüm eğitim emekçilerine kira yardımı yapılmasını, 
  • Bu taleplerin 2023 Ağustos “toplu sözleşmesi” beklenmeden hayata geçirilmesini hem kamu emekçilerinin, emeklilerin hem de asgari ücretlilerin kayıpları bir an önce giderilmesini istiyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)

EĞİTİM SEN BURSA: MİLLİ EĞİTİM SORUNLARI ÇÖZMÜYOR

Eğitim Sen Bursa Şubesi, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eğitimin bir yılını değerlendirdi. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamayı Eğitim Sen Bursa Şube Başkan’ı Yüksel Bayraktar okudu.

Bayraktar, “Eğitim sorunu, ekonomide yaşanan gelişmelerin ardından halkın en önemli ve öncelikli gündemini oluşturmaktadır. Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmamaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal gibi eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştirdiği sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir” dedi.

TİCARİLEŞTİRME VE DİNSELLEŞTİRME POLİTİKALARI

Eğitim sisteminde de tekçi anlayışın sürdüğünü, farklı inanç, kimlik ve mezheplerin yok sayıldığını ve taleplerin görmezden gelindiğini ifade etti. Bayraktar, 4+4+4 düzenlemesi başta olmak üzere, çıraklık ve stajyerlik uygulamaları gibi çok sayıda düzenleme ile çocukların eğitimden uzaklaştırıldığını işçi olarak çalışma yaşamına sürüklendiğini belirtti. Bayraktar, eğitimdeki ticarileşme ve özelleştirmenin, bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşmasına neden olduğunu, okullarda artan dinselleşmenin ise kaygı verici boyuta ulaştığını kaydetti. Bayraktar, hane halkının yaptığı eğitim harcamaları payının yüzde 20,2 ile OECD ortalamasının iki katından fazla olduğunu hatırlattı.

OHAL sürecinde ihraç edilen kamu emekçilerinin yaşadıklarına da değinen Bayraktar, "Aralarında eğitimci ve akademisyenlerin de olduğu 60’ı aşkın KHK’li yaşadıkları haksızlığa dayanamayarak intihar etmiştir” dedi.

“MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Açıklamada "Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır" denildi.

 

"PATRONLARA DEĞİL ÖĞRETMENE GÜVENCE"

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası da Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 

İl Milli Eğitim Bakanı’na karne veren öğretmenler, “Özel sektör öğretmenlerini yok sayan MEB’e notumuz sıfır!” dedi. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamayı Azime Alparslan okudu.

Özelleştirme sürecinde özel öğretim kurumlarının sayısının arttığını, özel eğitim öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin giderek büyüyen bir emekçi kitlesine dönüştüğü ifade eden Alparaslan, "Patronların özel öğretimi kâr amacıyla yorumlayışı, sözleşmelerimizle bağlı olduğumuz MEB’in yüz binlerce öğretmeni görmezden gelen tavrıyla birleştiğinden biz eğitim emekçileri için katlanılmaz çalışma koşulları oluşmaktadır” dedi.

"MEB’İN ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİNE DAİR TAVRI DEĞİŞMİYOR”

Bakanlar değişse de MEB’in özel sektör öğretmenlerine dair tavrının değişmediğini belirten Alparslan, "Son olarak göreve gelen Mahmut Özer’in müjde olarak propagandasını günlerce yaptığı Öğretmenlik Meslek Kanunu tüm eğitim emekçileri için rekabetçi ve kariyerci bir programın ötesine geçememiştir. MEB bu yaklaşımıyla açıkça patronların nabzını yoklamış, sermayenin tepkisini gözeterek özel sektörde görev yapan eğitim emekçilerini görmezden gelmiş, yok saymıştır” ifadelerini kullandı.

Alparslan, “Yüz binlerce özel sektör eğitim emekçisinin iradesini alanlara taşıyan Öğretmen Sendikası olarak sizi uyarıyoruz. Patronların değil öğretmenlerin çıkarlarını korumak zorundasınız.  Öğretmenlerin gerçek taleplerini içeren bir meslek kanunu istiyoruz. 5580 sayılı kanundaki 'taban maaş' hakkımızı geri istiyoruz. Özel öğretim kurumlarında çalışan tüm dostlarımıza çağrımızdır. Haklarımız için emeğimize sahip çıkmak için sendikamızda mücadeleyi büyütelim. Sendika öğretmenlerle, öğretmenler sendikaları ile güçlenecek” dedi. (Bursa/EVRENSEL)


EĞİTİM SEN ADANA ŞUBESİ: ÖĞRENCİLERİN KAYIP 1,5 YILI TELAFİ EDİLMEDİ

Adana’da 2021-2022 eğitim öğretim yılını değerlendiren Eğitim Sen Adana Şubesi, öğrencilerin kaybedilen 1,5 yılının telafi edilmediğini, okula adapte olmaları için hiçbir şey yapılmadığını söyledi. 

Adana Heykelli Park’ta yapılan basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Hüseyin Kaya, pandemide tüm itirazlara rağmen 1,5 yıl kaybeden öğrencilerin müfredat eksiklerinin tamamlanmadığını belirtti, “Eğitimde ki temel sorunların çözümü ancak cinsiyet eşitliğine dayalı, bilimsel, laik ulaşılabilir, nitelikli, anadilde, parasız kamusal eğitim ile mümkündür” dedi.

“TÜRKİYE GENELİNDEKİ SORUNLAR ADANA’DA DA YAŞANDI”

Bilimin ve laikliğin değil, piyasanın, milliyetçiliğin, ayrımcılığın referans alındığı eğitim sisteminde  niteliğin gerilediğini ifade eden Kaya, eğitimdeki başlıca sorunların ticarileşme ve dinselleştirme, fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri, kalabalık sınıflar, çocuk ve gençlerin dini cemaat yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakaları, sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu olduğunu ifade etti.

“ÇOCUKLARIN OKULA UYUM SAĞLAMASI İÇİN HİÇ BİR ŞEY YAPILMADI”

Adana ilinde bütün öneri ve itirazlarımıza rağmen pandemide öğrencilerin 1.5 yıl örgün eğitim dışında kalmaları gerçeği göz ardı edilerek eksik konuların telafi edilmediğini ifade eden Kaya, “Bunun sonucunda çocuklarımızın başarısı bu yıl belirgin bir şekilde düşmüştür. Okula yeniden uyum sağlamaları yönünde hiçbir adım atılmamış, öğretmen arkadaşlarımız öğrencilerle iletişim problemi yaşamıştır. Özellikle ilkokul çağındaki öğrencilerimiz internet ve sanal oyunların bağımlısı haline gelmiştir” dedi.

“TEMİZLİKTE AKSAMALAR OLDU”

Okullarda kadrolu yardımcı hizmetli kalmadığını, bu eğitim yılında MEB’in okullar açıldıktan çok sonra İş Kur üzerinden yardımcı hizmetli alımları yapması temizlik konusunda büyük sıkıntılar yarattığını ifade eden Kaya,  “Daha öncede açıkladığımız gibi yardımcı hizmetli olarak alınan arkadaşlarımızın sayısı çok yetersiz kalmış, bu durumda hem arkadaşlarımızın yoğun bir şekilde emeklerinin sömürülmesine hem de okulların temizliğinde aksamalara neden olmuştur” dedi.

“HAKSIZ ATAMALARI DURDURUN”

Seyhan ilinde Proje Okula dönüştürülen Adana Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde henüz gelecek yılın öğrenci kontenjanları belirlenmeden 13 eğitim emekçisinin norm fazlası olduklarının açıklandığını dile getiren Kaya, “2 arkadaşımız da mazeretleri nedeniyle kapsam dışı bırakılmış, diğer 11 arkadaşımızın resen başka okullara atamaları yapılmıştır. Sorunun çözümü için her zaman yaptığımız gibi eğitim alanındaki diğer sendikalarla ortak bir çözüm bulmaya çalıştık. Ne yazık ki öğretmen sorunları dışında her şeyle ilgilenen bu sendikalar çağrımızı yanıtsız bıraktı. Milli Eğitim Bakanlığı ve il milli eğitim Müdürlüğünü uyarıyoruz. Bu haksız atamaları durdurun. Hiçbir arkadaşımızı mağdur etmeye hakkınız yok. Eğitim Sen olarak bu konunun da hem hukuku, hem de meşru zeminde takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz” dedi. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İBB'den 'Emirgan Korusu' açıklaması: 130 adet kuru ağaç kaldırıldı

SONRAKİ HABER

Kiraz Üreticisi Mustafa Alkan: Maliyet katlandı, fiyat geriledi; üretirken tükendim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...