Daha fazla inisiyatif daha fazla mücadele
"TİS’e yönelik bir komite oluşturduk, böylece temsilciler dışında görev almak isteyen üyeler daha fazla söz sahibi olabilecek diye umut ediyoruz."

Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İzmir’den Sağlık-İş üyesi bir işçi
Hak mücadelemizde yaşanan süreci, sesimizi her daim duyuran, haberlerimizi yapan Evrensel gazetesi aracılığıyla sorunlarımızı bir kez daha dile getirmek istiyoruz.
Hastanemizde bir süredir hastane yönetiminin “desteği” ile başlayan “İşçi örgütlülüğünü bölme çabaları” var. Kimi rüşvetle, kimi tehditle, türlü türlü dolaplarla Sağlık-İş’ten istifa ettiriliyor. Bu şekilde istifa eden arkadaşlarımızla gidip konuştuğumuzda ise ya geri dönüyorlar ya da “Gönlüm sizle ama...” diye başlayan cümlelerle açıklamalar yapıyor. Yani, istifa eden arkadaşların hiçbirinin gerekçesi sendikal çalışmada gördüğü bir hata ya da eksiklik değil aslında.
Gelişmesi gereken yönleri, zayıflıkları mutlaka vardır sendikal çalışmamızın ancak genel bir güven havasının hakim olduğunu söyleyebiliriz.
TİS SÜRECİNE DAHİL OLMAMIZ ÖNEMLİ
Sendikamızın taşerondan kadroya geçilmesinden sonra yapacağı ikinci toplu sözleşme var önümüzde. Sık sık işçi arkadaşlarımızla bir araya gelip toplu sözleşmede yer alması gereken taleplerimizi konuşuyoruz.
TİS görüşmelerine yönetimin ve temsilcilerin yanı sıra sendika üyesi işçilerin katılımı noktasında da beklentimiz var. İşçinin sendika yönetimine güvensizliğinden dolayı değil bu beklenti; ama akıl akıldan üstündür sonuçta. Ayrıca işçinin TİS sürecine sahip çıkması için de katkısı olacaktır.
Ortak talepler tabii ki vazgeçilmezimiz olmalı, insanca çalışma koşulları ve insanca yaşamak isteği çok net, tamam; ancak somutlaştırmak gerek. Çamaşırhanede çalışanın alerjisi olması, fiziksel engelli olanların yeterli olmadığı alanlarda çalışmak zorunda kalması, erkek gücü gerektiren (Özellikle ağır kaldırmak gereken) işlerde kadınların çalıştırılması vs...
AYRIŞMADAN UZAK DURMALIYIZ
Örneğin teknik hizmetler, yoğun bakım çalışanları fark istiyor, ilk bakışta haklı bir talep gibi ama tartışılmalı, çünkü bazı yerde ayrıştırıyor bizi. Klinikler de çok yoğun, iş yükü çok ağır. Klinikte bir temizlik işçisi bazen 50-60 yatağa tek başına bakıyor. Bu durumda personel sayısının iş yoğunluğu, yatak sayısı ve hasta sirkülasyonuna uygun olarak artırılması sağlanmadan ücret farkları istemek ne kadar adil olacaktır? Bu nedenle ayrışmaya sebep olmadan her birimde çalışan işçilerle ayrı toplantılar yapıp kendilerine özgü sorunları ifade etmeyi hedefliyoruz. Başka bir örnek ise temizlik işçisinin kıyafeti çamaşır suyu lekesi tutmayan bir kumaştan olmalı. Bu yüzden kendimiz dışarıdan kendi cebimizden kıyafet parası verdik, biz de düzgün temiz görünümlü iş giysileri ile çalışmak istiyoruz.
İşçi arkadaşlar arasında eğitim farkına farklı ücret ödenmesi talebi var, ikimiz de aynı işi yapıyoruz o neden benden çok alsın, diyen de var tabii, eşit işe eşit ücret diyen de. Bunların tartışılması gerekiyor. Talep belki de eğitim durumuna göre görevlendirme olmalı ya da kurumun kadro ihtiyacının öncelikle mevcut personel arasından o kadroya uygun görevlendirme ile sağlanması. Sendika yönetimi değil kurulacak özel bir komite ile kadro ihtiyacının ve görevlendirmelerin belirlenmesi bir seçenek olabilir mi? İşimize, işçimize ve kadromuza sahip çıkmak için böyle bir madde etkili olur mu?
KADINLARA AYDA 1 GÜN REGL İZNİ
Kadın arkadaşlar ayda bir gün regl izninde ısrarcı, kimisi bunu ifade etmekten utanır mı kaygısında; hak olsun da istemeyen kullanmasın, değil mi? 8 Mart’ın resmi tatil olması, sendikal çalışmamızı daha daha verimli kılabilmek için daha uzun süreli sendikal izinleri kullanabilmek de mutlaka talep edilmeli. 1500 civarında üyemiz var ve hepsine dokunabilmek, herkesin fikirlerinden yararlanabilmek, sürekli iletişimde olabilmek en büyük ihtiyacımız.
Bir dosya hazırlanması yararlı olabilir mesela; ortak sorunlar ve talepler. Farklı birimlerde çalışanların kendine özgü sorunları net olarak ifade edilirken, dosya işçiye sunularak tartışma ortamını sağlayabilir, işçiden gelen geri bildirimlere güncellemeler yapılır. Böylece işçi mücadele ve karar sürecine dahil olabilir.
‘İNİSİYATİF ALMALIYIZ’
Aslında herkeste biraz yorgunluk var. Hem çalışmaktan hem taleplerin yerine gelmemesinden. “Talep ediyoruz ama olmuyor” deniyor. Temsilciler arasında bunları konuşuyoruz ama şube yönetiminden bağımsız kararlar alınması noktasında, işyeri inisiyatifi geliştirilmesi konusunda eksikler olabiliyor. İşçinin kendi sorunlarına sahip çıkması sağlanmadan da bu inisiyatif gelişmeyecek farkındayız. Son dönemde en çok yaygınlaşan tepkilerden biri dilekçe yazmak oldu, sendika temsilcileri “arzuhalci” gibi dilekçe yazar oldu. Tek tek her sorun için dilekçe yazmak, tutanak tutmak, yazıların altında sendika temsilciliği imzası bile olsa bireysel kalıyor ve sonuç alınamıyor.
Sendika biziz, sendika işçidir diyoruz ya hep bunu pratikte yaşamamız gerekiyor. Bu amaçla, TİS’e yönelik bir komite oluşturduk, böylece temsilciler dışında görev almak isteyen üyeler daha fazla söz sahibi olabilecek diye umut ediyoruz.
İsteklerimiz bir, sorunlarımız bir, yolumuz bir. Sırf bunun için bile birleşerek mücadele etmek çağrımızdan vazgeçmeyeceğiz.
Evrensel'i Takip Et