11 Ocak 2013 11:51

Hakkını aldıkça azmin artıyor

Kiraz Atılgan, çocuk yaşta evlenmiş, on bir yılda beş çocuk annesi olmuş ve yirmili yaşlarında eşini kaybedince yirmi iki yıl süren çalışma hayatına atılmış emekli bir sağlık emekçisi. Ülkemizde kadının çalışmasının önündeki tüm engelleri, çalışma koşullarının tüm zorluklarını yaşamış bir k

Hakkını aldıkça azmin artıyor
Paylaş
Fadime Alkan / Rabia Tuncer

Eşim öldükten sonra Okmeydanı Eğitim ve Araştırma hastanesinde işe başladım 1984’te. Gece 11’de işe giderdim, cesur gibi görünmeye çalışırdım, ama biri ‘Poh!’ dese herhalde bayılırdım. Elimde hep şemsiyem olurdu, hep önüme bakarak yürürdüm. Kimse bir şey söylemesin diye etrafa bakamazdım.  17 sene çocuk servisinde, 5 sene de kulak burun boğaz kliniğinde hasta bakıcı  olarak çalıştım, 2006 yılında da emekli oldum.

KEŞKE HİÇ UYKUM GELMESE

İşe başlamadan önce 10-11 yıldır İstanbul’daydım ama tek başıma 2-3 durak öteye bile gidemezdim. Köy yaşamından daha kötü bir mahalleye girdik ve oradan çıkamadım. Çalışmaya başlayınca neyin ne olduğunu öğreniyorsun. Gece hastanede çalıştım, gündüz ev işlerine gittim, yorgan yaptım yani bulduğum her fırsatı değerlendirmeye çalıştım. Hastanede buldukça para ile hasta baktım. Keşke hiç uykum gelmese de hep çalışsam diyordum.  Maaşlarımız yeterli olsaydı, tek bir işte çalışsaydım daha iyiydi. Bunu şimdi anlıyorum, gençken çalıştım şimdi vücudum tekliyor, ağrılarım çok fazla.
İşe başladığım yıllarda hasta bakıcılığının yanında, hastanenin temizliği, yemek dağıtımı gibi işleri de biz yapıyorduk. İlk yıllar daha zordu, teknolojik açıdan her şey gerideydi. Mesela hazır çocuk bezi satılmazdı yıkanıp tekrar takrar kullanılırdı. Eskiden 1,5 yaşa kadar tüm çocuklar aynı yerdeydi sonraları yaş gruplarına göre ayrılınca daha iyi oldu.
Bir hasta bakıcıya 10-15 çocuk düşerdi. Daha sonra devlet yeni personel almayınca işin içine taşeron şirketler girince ilk zamanlarda beş bayanın çalıştığı kliniğe tek bayan bakmak zorunda kaldı. 54 çocuğa baktığım günler bile oldu. 54 çocuğa baktığım geceyi hiç unutamam. Nöbetten çıkınca eve gittim, çocuklarıma çok yorgun olduğumu söyledim, ayaklarım çok ağrıyordu, tuzlu su hazırladım ve öylece uyuya kalmışım. Akşam tekrar işe gidecektim, bu koşullar hiç de insancıl değildi.

SENDİKAYLA DEĞİŞENLER

Karşı çıkmaya korkuyorsun, mecburdum çalışmaya. Daha sonra sendika ile tanıştık, sendikanın kazanımlarını görünce azimlendim. Sendika ile mecbur kılınan mesaileri kaldırttık. Gönüllülük geldi. Hafta sonları evde olmak ne kadar güzelmiş o zaman anladım. Sendikanın içine girene kadar ben de diğer insanlar gibi oraya toplanmışlar boş boş bağırıyorlar derdim. Öyle olmadığını hakkımı aldıkça gördüm. Hala bile sendikayı gereksiz görenler,sendikadan korkanlar var. Onlar hakları için mücadele etmeli, hakkını aldıkça azmin artıyor. Sendika ile sadece iş yeri ile ilgili hak kazanımlarımın dışında sosyal bir ortamımız da oldu. Farklı bir ortam, diğer işyerlerinden arkadaşları da tanıyorsun. Eskiden sadece işe gidip gelirdik daha sonraları sendika ile tiyatro ya gittik, sinemaya gittik. Gece eğlencemiz olurdu. Mesela ben ilk kez sendika ile tiyatroya gittim daha önce hiç tiyatroya gitmemiştim. Yaşam değişiyor, daha da güzel oluyor.
Keşke herkes hakkına sahip çıksa ortam böyle olmazdı, ne yazık ki hakkımıza sahip çıkamıyoruz bana ne deyip geçiyoruz, sonra o sorun gelip bizi de buluyor. Sendika yöneticileri ne söylediyse hepsi gerçekleşti.

SAĞLIĞIMIZA KOTA KONDU

Eskiden eczaneler hastanelerin içindeydi o eczaneler çoğaltılsaydı, dışarıya eczaneye gidince insanlar sevindi ah ne güzel rahat rahat alıyoruz dediler ama çok geçmeden  nasıl çiftçiye kota konuyorsa bizim sağlığımıza kota kondu. Yok o ilacı alamazsın yok bu ilaç için fark ödeyeceksin. Sigortamız için çalıştık, ömrümüzü verdik. Para ile aldıktan sonra sigortamız ne işe yarar acaba?
Özel hastanelere yönlendiriyorlar şimdi, özel sigorta yap diyorlar. Sanırım gün gelecek devlet hastanesi bile kalmayacak hepsi özelleşecek. Ufak ufak oraya doğru gidiyoruz. Karşı çıkanların da kafasını ezmeye çalışıyorlar ama herkes birlik olsa o zaman herkesi ezemeyeceğine göre hastanelerimiz bize kalır.
Mücadele edilmeden hiçbir şey kazanamayız. Mesela ekmeği koparmadan ağzına atamazsın ağzında yine çiğneyip öğütmeden yutamazsın, bunun gibi beraber olup mücadele etmezsen hiçbir şey kazanamazsın.

ÖNCEKİ HABER

KCK Şırnak davasından tahliye çıkmadı

SONRAKİ HABER

Asgari yaşam, karanlık oda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...