İyi hal müessesine kısa ve genel bir bakış
Bariz ve son derece vahim suç hallerinin vücut bulduğu durumlarda dahi uygulanmaktan geri durulmayan iyi hal indirimleri kamuoyunun vicdanını sızlatmakta, hukuka ve adalete duyulan güveni sarsmaktadır

Fotoğraf: Şehlem Kaçar/csgorselarsiv.org
İLGİLİ HABERLER

Kadın ve çocuğa dönük suçlarda iyi hal ve tahrik indirimleri - Av. Yelda Koçak'la konuştuk | Ekmek ve Gül
Hukuk Fakültesi Öğrencisi Berkan
Adana
Türk Ceza Kanunun “cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi” başlığı altında ve 62. Maddesinde takdiri indirim nedenleri olarak düzenlenen, kamuoyunda 'kravat indirimi' ya da 'saygınlık indirimi' olarak da bilinen müessese; iyi hal müessesi.
Bu müessesenin temelinde, kanunda soyut bir şekilde suç olarak düzenlenen filleri kusuruyla ihlal eden faillere verilecek olan cezaların somutlaştırılması işlemi yatmaktadır.
Suçun işleniş şekilleri ile faillerin gösterdikleri özellikler her olayda farklılık arz etmektedir. Buna göre, hakim kanunda öngörülen alt ve üst sınırlar arasında verilecek olan cezayı belirken suçu, suçlarım işleniş biçimlerini; faili ve faillerin gösterdikleri özellikleri göz önünde bulundurarak adalete ve hakkaniyete uygun düşecek olan cezayı tayin edecektir. Bu değinilen noktalar, fail açısından, fiiliyle orantılı ve adil bir cezanın verilmesini sağlamayı; mağdur açısından da uygun giderimin sağlanması bakımından önem taşımaktadır.
Kanun, takdiri indirim nedenlerini failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri olarak saymış, maddenin devamında “…gibi hususlar göz önünde bulunundurulabilir ” denilmek suretiyle sınırlı olmamak üzere ve örnekler halinde belirtmiştir. Bu düzenleme ile hakime verilen takdir yetkisi keyfiyet anlamına gelmemektedir. Bu yetki kapsamında uygulanacak indirimler makul olmalı, hukuk kurallarını zedelememeli ve vicdanları rahatsız etmemelidir.
Lakin birçok mahkeme kararında ağır, bariz ve son derece vahim suç hallerinin vücut bulduğu durumlarda dahi uygulanmaktan geri durulmayan iyi hal indirimleri kamuoyunun vicdanını sızlatmakta, hukuka ve adalete duyulan güveni sarsmaktadır. Nitekim, eşini 23 yerinden bıçaklayan kocaya ya da kızlarına cinsel istismarda bulunan babaya uygulanan iyi hal indirimlerinin hiçbir akli ve hukuki bir dayanağı bulunmamakta, vicdanları yaralamaktadır. Oysa, bu gibi durumların varlığı halinde, bunların kesin olarak kabul edilemeyeceğinin gösterilmesi gerekirken, müsamaha gösteriliyormuşçasına bir izlenim yaratılmaktadır. Suç oluşturan fiillerin hafifletilmesi ve indirim yapılarak alt sınırdan ceza tayin edilmesi de cezaların caydırıcılık etkisini kaybettirmekte ve düzenleme ile ulaşılmak istenen amaca gölge düşürmektedir. Bu durumda artık fail olanlara yaptırım uygulanması yönünde bir kararlılıktan söz edilemeyeceği gibi, suçun ağırlık ve derecesi ile verilen ceza arasında açık bir orantısızlık meydana gelecektir.
Son zamanlarda bu kurum ile ilgili değişikliğe gidileceğine ve revize edileceğine dair söylemler mevcuttur. Yapılması gereken, kişilerin ruhsal ve fiziksel varlıklarını kanunlar aracılığıyla koruma yükümlülüğü bulunan adli makamların, bu yükümlülüklerini adil bir biçimde yerine getirilmesinin sağlanması yönünde olmalıdır. Yine bu kapsamda, salt mahkemeyi ve hakimi etkilemek maksadıyla sergilenen boyun eğme, el bağlama, takım elbise giyme ve kravat takma gibi davranışların iyi hal, yani takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmemesi yönünde yapılacak olan düzenleme yerinde olacaktır. Kanunun 'gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir' şeklindeki sınırlı olmayan ifadesi de kaldırılmalı, yerine indirilebilecek hususlar sınırlı bir şekilde sayılmalıdır. Ancak bu takdirde sızlayan vicdanların bir nebze de olsa dindirilmesi sağlanabilecektir.
Evrensel'i Takip Et