Doç. Dr. Meltem Kayıran'ın Siyasal Bilgiler Fakültesinden 3’üncü kez ilişiği kesildi

Damla KIRMIZITAŞ
Ankara

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Kayıran, 3 ay önce işe dönmesinin ardından tekrar görevinden uzaklaştırıldı. Kayıran, “Kişilerin üniversitelerdeki yeterlilikleri, kalıp kalmamalarına dair kararı üniversiteler vermelidir. Bölümlerin,akademik değerlendirme yapan birimlerin kanaatlerine güvenilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Ankara Üniversitesi SBF Maliye Bölümü’nde 1990 yılından bu yana görev yapan Kayıran, 2017 yılında doçent unvanı kazanmış olmasına rağmen, dört yıl boyunca doçentlik kadrosuna ataması yapılmamıştı. 2017–2020 yılları arasında Eğitim Sen Ankara 5 No’lu Şube Yürütme Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın 14 Nisan 2021 tarihinde Ankara Üniversitesi ile ilişiği hukuksuz şekilde kesilmişti. Karara itiraz eden Kayıran, mahkeme Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nün verdiği kararın yürütmesini durdurmuştu. 1,5 ay sonra görevine iade edilen Kayıran,  üniversitenin itirazı üzerine Bölge İdare Mahkemesi işe iade kararını bozarak tekrar üniversiteden uzaklaştırılmış, sonraki kararla tekrar dönmüştü. Kayıran, rektörlüğün Bölge İdare Mahkemesi’ne yaptığı itirazın kabul edilmesi ve ilk derece mahkemesinin verdiği göreve iade kararının bozulması nedeniyle üçüncü kez görevinden uzaklaştırıldı.

"ÖĞRENCİLERİMİ YARI YOLDA BIRAKMAK İSTEMİYORUM"

Görevinden uzaklaştırma kararını Evrensel'e değerlendiren Kayıran, “İlk başta atıldığım zaman dava açmıştım. Hemen bir ara kararla yürütmeyi durdurma kararı çıktı. İşe geri döndüm. Aradan 15 gün geçti. İdare, yürütmenin durdurulma kararına itiraz etti ve tekrar atıldım.  Esas ilk derece mahkemesini kazanınca tekrar geri döndüm. Tekrar başlayalı 3 ay olmuştu. İdare, Bölge İdare Mahkemesine başvurdular, İstinaf Mahkemesine. Bölge İdare Mahkemesi de ilk derece mahkeme kararını bozdu. Kararın ardından ivedilik ile bana yazı geldi ve tekrar atılmış oldum sonuç olarak. Mahkeme kararını tartışmıyorum. Ama kişilerin üniversitelerdeki yeterlilikleri, kalıp kalmamaları dair kararı üniversiteler vermelidir. Bölümlerin, kriter komisyonunun akademik değerlendirme yapan birimlerin kanaatlerine güvenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Oysa benim kararımda Dekanlık hem bölümün hem akademik değerlendirme komisyonunun raporlarını dikkate almadı. Kriter komisyonu başarılısın diyor, bölüm oy birliğiyle başarılıdır, bizim ihtiyacım var, kalmalıdır diyor. Ama Fakülte Yönetim Kurulu daha imzasını görmediğimiz bir kararla benim atılmama karar veriyor.  Ankara Üniversitesinin doçentliğini almış araştırma görevlilerine, Dr. öğretim üyelerine ve doçent kadrosunda olanların her birine ayrı kriterler uygulaması adil midir? Eşitlik ve liyakat ilkesine uygun mudur? Araştırma görevliliğinden doçentliğe kadar her aşamada sınanarak yeterliliğini kanıtlayan akademik personelin işten atılma tehdidi altında çalıştırılması ve işsiz bırakılması üniversitelerin bilimsel niteliğine nasıl bir katkı sağlamaktadır? Dönemin ortasındayız ve öğrencinin mağduriyetine yol açacak bir durum yaşanıyor. Fakat dönemin bitmesine bu kadar az bir zaman kalmışken öğrencilerimi yarı yolda bırakmak istemiyorum” dedi.

"MUTLAKA GERİ DÖNECEĞİZ"

Eğitim Sen Ankara 5 nolu Üniversiteler şubesi tarafından yapılan açıklamada, “Doçentlik unvanını kazanmış olduğu halde 5 yıl boyunca hak ettiği kadroya atanmayan, akademik yönden öğretim üyesi kadrosu için gerekli niteliklere sahip olduğu şüphe götürmeyen, Akademik Birim Komisyonu ile Maliye Bölüm Kurulu kararlarına göre başarılı ve hizmetine ihtiyaç duyulan bir öğretim elemanı olduğu kabul edilen Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın üniversitesinden ve öğrencilerinden bir kez daha koparılmasını kabul etmiyoruz. Akademik takvimin tam ortasında verilen ilişik kesme kararı, sadece Kayıran’ı ve bölümünü değil, dersine devam eden öğrencilerini de zor durumda bırakmıştır.Meltem Hoca’nın işine dönmesi için, üniversitelerdeki atama-yükseltme kararlarının keyfi biçimde belirlenmesine son verilmesi için, her kademedeki öğretim elemanlarının çalışma şartlarının güvenceli hale getirilmesi için tüm gücümüzle ve tüm yolları deneyerek mücadele edeceğiz. Ve mutlaka geri döneceğiz” denildi.