03 Nisan 2022 23:53

Onur Selamet ve Özgürcan Uzunyaşa: Ucubeyi anlamak bizim için kıymetliydi

20 yazarın ‘ucube’ temalı öykülerinden oluşan ‘Tüm Panayırların Heyulası’ yayımlandı. Antolojinin hazırlayıcıları, “Ucube kavramını anlamanın yolunun kurmacadan geçtiğine inandık,” diyor.

Tüm Panayırların Heyulası'nın tanıtım görseli

Paylaş

Özlem ERTAN

Edebiyatla ilgilenenler arasında Kayıp Rıhtım’ın adını duymayan pek yoktur. Çoğunlukla korku, fantazya, bilim kurgu gibi türlere meraklı olanların düzenli olarak takip ettiği Kayıp Rıhtım internet sitesi, uzun yıllardır edebiyat haberleri, kitap kritikleri, dosya konuları, söyleşiler, hatta öykülerle kendine bu alanda sarsılmaz bir yer edindi. Geçtiğimiz günlerde İthaki Yayınları’ndan çıkan ve fantazya, korku, bilim kurgu, polisiye türlerinde ‘ucube’ temalı yirmi öyküyü bir araya getiren Tüm Panayırların Heyulası da Kayıp Rıhtım’ın hazırladığı bir antoloji.

Tüm Panayırların Heyulası gerçekten çok başarılı bir antoloji. Öyküler hem kurguları ve işlenişleri hem de özgünlükleriyle edebiyat tutkunlarına ilham verici bir okuma deneyimi sunuyor. Antolojide yer alan yazarların isimlerine göz attığınızda da “Bu ekipten kötü bir iş çıkmaz,” diye düşünüyorsunuz zaten.

Kayıp Rıhtım Editörleri Onur Selamet ile Özgürcan Uzunyaşa’nın hazırladığı ve birer öyküyle katkıda bulunduğu Tüm Panayırların Heyulası’nda yazan diğer isimler şöyle: Hikmet Hükümenoğlu, Mehmet Berk Yaltırık, Müge Koçak, Ekin Açıkgöz, Hakan Bıçakcı, Emirhan Burak Aydın, Ezgi Polat, Bahri Vardarlılar, Deniz Erbulak, Suat Duman, Eda İşler, Orçun Ünal, Seran Demiral, Murat S. Dural, S. İpek Ortaer Montanari, Bahadır Cüneyt Yalçın, Ayça Erkol, Süreyya Evren.

Onur Selamet ve Özgürcan Uzunyaşa ile Tüm Panayırların Heyulası ve ucube kavramı üzerine konuştuk.

Tüm Panayırların Heyulası nasıl ortaya çıktı?

Onur Selamet: Kayıp Rıhtım 2008’in başında kuruldu. Sitenin ilk zamanlardaki amacı fantazya ve bilim kurgu edebiyatının yaygınlaşmasına katkı sağlamaktı. İşin yalnızca aktaran, duyuran tarafında olmak istemedik. Üretim sürecine de aktif olarak katkı sunmak niyetindeydik. Haziran 2009’da Kayıp Rıhtım Aylık Öykü Seçkisi’ni hazırlamaya başladık. Seçkide her ay belirlenen tema etrafından yazılan öyküleri dijital ortamda bir araya getirdik. Yaklaşık 150 sayı, 3 bin öykü yayımladık. Uzun süredir işleri bir adım öteye götürmeyi düşlüyorduk. Bugüne dek birçok yayınevi, internetteki seçkide yer alan öykülerden derlemeler yapmayı teklif etmişti. Ancak biz ilk kitap için tamamen özgün, her yönüyle tasarlanmış, özel bir iş ortaya koymak istedik. Gerekli zamanı ve motivasyonu bulduğumuzda harekete geçtik. İki yıllık emeğin ardından Tüm Panayırların Heyulası dünyaya gelmiş oldu.

"MEKANLAR BİLE BU UCUBELİKTEN PAYINI ALDI"

Antolojinin teması ‘ucube’. Ucube biraz da ‘öteki’ olmakla ilgili bir kelime. Sizi bu seçki için ‘ucube’ kavramını belirlemeye iten düşünceler nelerdi?

O.S: Bireylerin her geçen gün daha fazla marjinalleştirildiği şu günlerde, öteki olmak, ucube sıfatıyla tanımlanmak artık sıradan bir hal almaya başladı. Yalnızca insanlar değil, mekanlar ve hatta zamanın ruhu bile bu ucubelikten payını aldı. Gözlerimizin önünde şekillenen bu çağrıya kayıtsız kalamadık. Bununla birlikte bir kavramı her yönüyle ele almanın, onunla empati kurmanın en olası yolunun kurmacadan geçtiğine inandık. ‘Ucube’yi anlamak bizim için kıymetliydi. Onu bütün yanlarıyla, somuttan soyuta, mekandan zamana değerlendirecek zengin bir yazar kadrosu yakaladığımızda, yarına kalabilecek bir çalışmanın eşiğinde olduğumuzu hissettik.

Antolojide yer alan 20 öykü yazarının ‘ucube’ye bakışına dair neler söylersiniz?

Özgürcan Uzunyaşa: Biz yazarlara özellikle bir kısıtlama koymadık. Antolojinin yaklaşımı belliydi. Spekülatif kurgu türlerinden birine temas edecek ve içeriğinde ucube temasına yer verecek. Bunun için yazarlara şöyle söyledik: “Her türlü soyutlaştırmaya, tekrar somutlaştırmaya ve her alegorik anlatıya açığız.” Yazarlarımızın anlatı güçlerine güveniyorduk. Sonuç olarak kimi öykülerde bir panayırın ucubeleri varken, kimi öykülerde içinde bulunduğumuz karmaşa bir ucubeye dönüşüyor. Kimi öykülerde bir mekan veya bir duygu ötekileştirilip ucube haline getiriliyor. Kimi öykülerde kimliğin kendisi ucube oluyor. Ucube, yazarlarımız için somut bir varlık olmaktan çıkıp bir hissin tanımına dönüşüyor.

Kitapta tuhaf kurgu, korku, polisiye, bilim kurgu gibi ana akım edebiyatın dışında kalan türlerde yazılmış öyküler yer alıyor. Ucube kavramının bu edebi türlerle özel bir ilişkisi var mı sizce?

Ö.U: Ana akım hikaye anlatımında, protagonist ile özdeşim kurmak, başlıca yaklaşımlardan biridir. Ucube ise, özdeşim kurmayı çok zorlayan bir kavram. İnsanın iç dünyasına, oldukça arketipsel bir yoldan inilmesini gerektiriyor. Bu yol ağır ve uzun olduğu gibi, aynı zamanda sağında solunda mitlerin sizi sarmak için uzanan kollarıyla da dolu. Dolayısıyla ucube dediğinizde, bu türlere temas etmeden geçmek çok zor. Beden ve kimlik zaten insanın ve politikanın en kişisel ve mistik konuları arasında. Bunu alabildiğine sade olduğu gibi alsanız bile, muhakkak balta girmemiş hissi veren bir ormanda dolaşıyor olacaksınız.

"KOLEKTİF ÇALIŞMALARI ÇOK KIYMETLİ BULUYORUM"

Özellikle son yıllarda alternatif edebi türlerde öykülerin yer aldığı antolojiler sıklıkla yapılıyor. Size göre, bu antolojilerin korku, fantazya, bilim kurgu türlerine katkıları neler?

O.S.: Farklı isimlerin buluştuğu bu tarz kolektif çalışmaları çok kıymetli buluyorum. Yeni yazarlar keşfetmenin yollarından birisi de antolojilerden geçiyor. Seçkiler okura tek seferde birçok yazarın kalemini deneyimleme fırsatı sağlıyor. Okurlar giderek hacim kazanan yerli spekülatif kurgu deryasında öykü antolojileri sayesinde kendi zevklerine uyacak yazarları tespit edebiliyorlar. Fantazya ve bilim kurguya duyulan ilginin artmasıyla paralel olarak bu alanlarda üretilen işler de giderek çeşitleniyor. Dolayısıyla alternatif türlerle yeni tanışan okurlara, antolojiler aracılığıyla renkli menüler uzatmak, alanın bugün geldiği konumu hatırlatmak adına önemli bir adım.

Kayıp Rıhtım öykü antolojilerinin devamı gelecek mi?

O.S: Yeni kitabımızı tasarlamaya başladık. Her yıl bir kitap olacak şekilde antoloji çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Bir aksilik olmazsa Kayıp Rıhtım Öykü Antolojisi ikinci cildiyle gelecek yıl raflarda olacak.

ÖNCEKİ HABER

3 gündür haber alınamayan hemşirenin cansız bedeni bulundu

SONRAKİ HABER

CANLI BLOG | Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısında 40. gün

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa