26 Mart 2022 10:18
Son Güncellenme Tarihi: 26 Mart 2022 16:33

Sinop Nükleer Santrali ÇED raporunun iptali davasına çağrı: Sinop'ta nükleer santral istemiyoruz

Türkiye’nin birçok ilinde "Sinop'ta nükleer santral istemiyoruz" diyen yaşam alanı savunucuları, 28 Mart Pazartesi günü Samsun’da görülecek davaya katılım çağrısı yaptı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sinop’ta kurulması planlanan, Sinop Nükleer Santralı, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı açılan davanın tarihi karar duruşması, 28 Mart 2022 tarihinde Samsun 2. ve 3. İdare mahkemelerinde görülecek.  Dava öncesi pek çok kentte yaşam savuncuları, "Sinop'ta nükleer santral istemiyoruz" diyerek basın açıklamaları düzenledi.

SİNOP | ÇED SÜREÇLERİ HALKTAN KAÇIRILIYOR

Sinop’ta da Sinop Nükleer Karşıtı Platform (NKP) tarafından davaya çağrı amacıyla kent merkezinde bulunan Uğur Mumcu parkında basın açıklaması düzenlendi.

“Nükleere geçit yok” pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Kitle adına basın açıklamasını okuyan Sinop NKP Sözcüsü İlker Şahin, projeyle ilgili ÇED süreçlerinin halktan kaçırılarak yapıldığını söyledi. 


SAMSUN | "NÜKLEER SANTRALA GEÇİT VERMEYECEĞİZ!"

Samsun'da Süleymaniye Geçidi'nde nükleer karşıtları adına açıklamayı Mehmet Özdağ okudu. Özdağ, "Tüm nükleer karşıtlarını, yaşam savunucularını; 28 Mart 2022 tarihinde saat 10:00’da Samsun İdare Mahkemesi’nde açtığımız davanın karar duruşmasında aramızda görmek istiyor, ülkemizin geleceği adına haklı mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz." dedi.

Özdağ açıklamasında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 6 Şubat 2018’de Sinop Üniversitesi Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde halksız ÇED halkın katılım toplantısı yapıldığını ve Sinop halkının bilgilendirme toplantısının yapılacağı salona girmelerinin TOMA’lar ve biber gazlarıyla engellenerek tek taraflı bir rapor hazırlandığını hatırlattı. Sinop Nükleer Santralini üstlenen Japon Mitsubishi Şirkti ve Japon Hükümetinin de Mayıs 2018’de maliyet artışlarını gerekçe göstererek projeden çekildiğini belirten Özdağ, "Nükleer santrali inşa edecek şirketin projeden çekilmesine ve uluslararası geçerliliği olan bir anlaşmanın ortadan kalkmasına rağmen, yapımcısı yani sahibi olmayan bir proje için 11 Eylül 2020 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), Sinop Nükleer Santralı Nihai ÇED Raporunu kabul etmiştir" dedi.

YARGI YOLUNA BAŞVURULDU

Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Bileşenleri ile birlikte Sinoplu vatandaşlar, Sinop ve Ayancık Belediyeleri, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), KESK, TEMA Vakfı ve çok sayıda demokratik kitle örgütü ile birlikte Bakanlığın hukuksuz ÇED uygulamasına karşı, 2 Ekim 2020 tarihinde yargı yoluna başvurmuştu. Samsun 2. ve 3. Bölge idare mahkemelerinde Sinop Nükleer Santralı ÇED İptali talebiyle açılan davalar için mahkeme tarafından 15 bilim insanından oluşan Bilirkişi Kurulu ataması yapıldı ve bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme sonucunda da 250 sayfadan oluşan bir rapor hazırlandı.

"ÇED RAPORU BİLİRKİŞİLERCE YETERSİZ BULUNDU"

Bilirkişilerce hazırlanan raporda, nükleer atıklara ilişkin bir çözümün sunulmadığı, santralda yer seçiminin hatalı olduğu ve herhangi bir kaza durumunda tahliye işlemlerinin yapılamasının güçlüğünün ortaya koyulduğunu vurgulayan Özdağ, "Raporda, Japon hükümetinin anlaşmadan çekildiği, İnceburun bölgesinde 480 bin ağacın mevzuata aykırı ve izinsiz olarak kesildiği, ayrıca kesilen ağaçların köklerinin de söküldüğüne, flora ve yaban hayatının korunması, Halk sağlığı, iş sağlığı ve güvenliği açısından ÇED olumlu kararının bilimsel esaslara ve mevzuata uygun olmadığına; Nükleer Santralın kurulacağı bölgede, deprem, heyelan ve tsunami çalışmalarının yapılmadığının altı çizerek, ön güvenlik raporu başta olmak üzere çok sayıda eksiklik olduğuna dikkat çekmişlerdir. Raporun sonuç ve kanaat bölümünde bilirkişiler 24 ana başlıktan 18’inde, 102 alt başlıktan 90’ında olumsuz görüş bildirmiş ve Nihai ÇED raporunun bu anlamda kabul edilemez olduğunu gözler önüne sermişlerdir. Nükleer Santral karşıtlarının itiraz ettiği konularda verilen mücadelenin haklılığı bir kez daha bilirkişi raporuyla doğrulanmıştır." dedi.

Çernobil ve Fukuşima’da yaşanan felaketlerin ardından, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşla birlikte nükleer santrallarin güvenliği konusunun yeniden sorgulanmaya başlandığını belirten Özdağ, siyasi iktidarın nükleer lobilerin ve enerji baronlarının da desteğiyle 'yerli, milli ve temiz enerji', 'enerji maliyetlerin düşürülmesi, dışa bağımlılığın sona ermesi' gibi gerçek dışı söylemlerle kamuoyunu yanılttığını ifade etti.

"BU KANUN BİZİM İÇİN NÜKLEER MEVZUAT FELAKETİDİR" 

Siyasi iktidarın gerekli denetim süreçlerini oluşturmadan Mersin’de Akkuyu Nükleer Santralı inşaatına başladığını, denetim yetkisini ise Nükleer Denetleme Kurumuna (NDK) devrettiğini anımsatan Özdağ, "Onlarca iş kazası ve cinayeti, temel zemininde meydana gelen çatlaklar, yıldırımdan korunma güvenliği bile olmayan denetimsiz inşaat süreciyle Akkuyu Nükleer Santralı büyük bir hızla devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kararına aykırı olarak TBMM’den geçirilen ve 8 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 7381 Sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu ile Nükleer santral inşa eden ve işletecek olan uluslararası şirketler her tür sorumluluktan kurtarılmıştır. Bu kanun bizim için nükleer mevzuat felaketidir." diye konuştu

TALEPLER:

Açıklamada talepler şöyle sıralandı ver 28 Mart'ta görülecek davaya katılım çağrısı yapıldı.

"Acilen Akkuyu NS inşaatının durdurulmasını, Sinop NS projesinin derhal iptal edilmesini, anayasaya aykırı olarak kurulan NDK’nın kapatılmasını istiyoruz. Bu projeler için ayrılan kamusal kaynakların halkın ihtiyaçları doğrultusunda kullanılmasını; eğitim, bilim ve enerji verimliliğine yatırım yapılmasını talep ediyoruz."


İSTANBUL |  SİNOP NÜKLEER SANTRALİ İPTAL EDİLSİN 

Eylem NAZLIER
İstanbul

İstanbul Beşiktaş’ta bir araya gelen yaşam alanı savunucuları, Sinop Nükleer Santrali için bilirkişi heyetinin 24 ana başlıktan 18'inde olumsuz görüş verdiğini hatırlatarak, "Türkiye'yi büyük bir bataklığa sürükleyecek nükleer enerji macerasından vazgeçin" çağrısı yaptı. Açıklamada, Sinop NGS projesinin derhal iptal edilmesini, Anayasa’ya aykırı olarak kurulan Nükleer Düzenleme Kurulunun kapatılmasını isteyen yaşam alanı savunucuları, “Sinop NGS’ye ilişkin hukuksuz süreç sonlandırılana kadar mücadelemizden asla vazgeçmiyoruz; yaşamlarımıza, insanlığın varlığına, çocuklarımızın yarınlarına sahip çıkıyoruz” dedi.

Açıklamayı İstanbul Nükleer Karşıtı Platform adına Munzur Çevre Derneği Üyesi Sevil Doğan okudu.  Doğan, Sinop’ta kurulması planlanan, Sinop Nükleer Güç Santrali (NGS), Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı açılan davanın karar duruşmasının pazartesi günü, Samsun 2. ve 3. İdare mahkemelerinde görüleceğini hatırlattı. NGS için atanan bilirkişilerin çoğunluğunun nükleer santral için olumsuz görüş bildirildiğine dikkat çekti. Doğan, "Sinop NGS’yi üstlenen Japon Mitsubishi Heavy Industries Şirkti ve Japon Hükümeti Mayıs 2018’de maliyet artışlarını gerekçe göstererek projeden çekilmiştir. Santralı hem inşa edecek hem de işletecek şirketin projeden çekilmesine ve uluslararası geçerliliği olan bir anlaşmanın ortadan kalkmasına rağmen, yapımcısı yani sahibi olmayan bir proje için 11 Eylül 2020 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), Sinop NGS Nihai ÇED Raporunu kabul etmiştir" diye konuştu. 

"ÇED RAPORU KABUL EDİLEMEZ"

Bakanlığın hukuksuz ÇED uygulamasına karşı, 2 Ekim 2020’de yargı yoluna başvurulduğunu söyleyen Doğan, "Samsun 2. ve 3. bölge idare mahkemelerinde Sinop NGS ÇED İptali talebiyle açtığımız davalar için mahkeme tarafından 15 bilim insanından oluşan Bilirkişi Kurulu ataması yapılmış, bilirkişiler tarafından yapılan değerlendirme sonucunda da 250 sayfadan oluşan bir rapor hazırlanmıştır. Sinop Nükleer Santralı ÇED Raporu Bilirkişilerce yetersiz bulundu. Bilirkişilerce hazırlanan raporda, nükleer atıklara ilişkin bir çözümün sunulmadığı, santralda yer seçiminin hatalı olduğu ve herhangi bir kaza durumunda tahliye işlemlerinin yapılamasının güçlüğü ortaya konmuştur. Raporda, Japon hükümetinin anlaşmadan çekildiği, İnceburun bölgesinde 480 bin ağacın mevzuata aykırı ve izinsiz olarak kesildiği, ayrıca kesilen çok sayıda ağacın köklerinin de söküldüğüne, flora bakımından yapılan itirazların haklılığına, halk sağlığı, iş sağlığı ve güvenliği açısından ÇED olumlu kararının bilimsel esaslara ve mevzuata uygun olmadığına, yaban hayatının korunması konusunda kabul edilemez eksiklikler bulunduğuna, öte yandan; NGS’nin kurulacağı bölgede, deprem, heyelan ve tsunami çalışmalarının yapılmadığının altı çizerek, ön güvenlik raporu başta olmak üzere çok sayıda eksiklik olduğuna dikkat çekmişlerdir. Tüm nükleer karşıtlarını, yaşam savunucularını; 28 Mart 2022 tarihinde Samsun İdare Mahkemesi’nde açtığımız davanın karar duruşmasında aramızda görmek istiyor, ülkemizin geleceği adına haklı mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.  Nükleere Karşı Yaşasın Hayat!" dedi.

"NÜKLEER SANTRALLER YENİ ELEKTRİK ZAMLARI DEMEK"

Yapılan açıklamada, iktidarın nükleer lobilerin desteğiyle “yerli, milli ve temiz enerji” gibi gerçek dışı açıklamalarla kamuoyunu yanıltmaya devam ettiği belirtildi. Açıklamayı okuyan Doğan şunları söyledi: "Siyasi iktidarın bizleri daha da yoksullaştırma pahasına, ABD Doları üzerinden piyasasının çok üzerinde 15-20 yıl alım garantileri ile sürdürmeye çalıştığı nükleer santral projelerinin bu planının önemli bir parçası olduğunu da biliyoruz. En son zamlarla ilk kademe mesken abonelerinin faturasındaki enerji bedeli kilovatsaat başına 79,6 kuruş güncel kur değer ile 5,4 sent iken, Akkuyu Nükleer santralinin ürettiği elektriğin kilovatsaati en az 12,3 sent ve 15 yıl alım garantili. 1 kuruşluk bir elektrik zammına bile yerimiz ve tahammülümüz kalmamışken, şimdikinden 2,5 kat pahalı bir elektrik faturasını asla kabul etmeyeceğiz.” 


İZMİR | SİNOP PROJESİNİN İPTALİNİ İSTİYORUZ

Gaziemir'de bulunan nükleer atık alanında bir araya gelen ekoloji, emek ve meslek örgütleri, "Nükleere inat yaşasın hayat" dedi. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda'nın da katıldığı açıklamayı Seval Ekşici okudu. Ekşici, "Sinop'ta nükleere geçit vermeyeceğiz. Nükleer karşıtı Platform bileşenleri halkın iradesini tanımayan hukuksuz uygulamalara itiraz etti. Çok sayıda demokratik kitle örgütleri ile birlikte dava açıldı. ÇED'in nihai kararların iptali için açılan davalarda 250 sayfadan oluşan bilirkişi raporu oluşturuldu" diyerek rapora ilişkin bilgi verdi

"NÜKLEER SANTRAL SİYASİ BİR TERCİHTİR"

Ekşici, itiraz dilekçelerinde belirttikleri çok sayıda eksiklikler tespit edildiğini aktardı. Ukrayna savaşının nükleer santrallerin çevre için oluşturacağı tehlikeyi yeniden gündeme getirdiğini söyleyen Ekşici, "Milli ve temiz enerji söylemi gerçeği yansıtmıyor. Nükleer santral bir seçenek değil bir siyasi tercihtir. Acilen Sinop projesinin iptalini istiyoruz. Bu projeler için ayrılan kaynakların halkın ihtiyaçları için kullanılmasını istiyoruz" diye konuştu.

"KAMU YARARI GÜTMEYEN POLİTİKALARI KINIYORUZ"

Gaziemir'deki eski kurşun fabrikasında açığa çıkan atıkların tüm İzmir'i tehdit etmeye devam ettiğini hatırlatan Ekşici, "Kamu esaslı doğru alternatiflere yönelinmesini istiyoruz. Siyasi iktidarın kâr  hırsına, kamu yararı gütmeyen politikaları kınıyoruz. Yaşamlarımıza sahip çıkıyoruz. Tüm yaşam savunucularının 28-29 Mart'ta Samsun'daki karar duruşmasında görmek istiyoruz" dedi.

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ise, "Gaziemir'deki atıkların temizlenmesini istiyoruz. Doğamızın temiz tutulmasını istiyoruz" dedi.

İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası temsilcileri de nükleere karşı konuşmalarında mücadele vurgusu yaptı. (İzmir/EVRENSEL)


MERSİN

Mersin'de Nükleer Karşıtı Platform açıklama yaptı. Mersin'de Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan açıklamada, “Nükleer santralden vazgeçin” ve “Nükleer santralini istemiyoruz” pankartı açıldı. Açıklamada, “Nükleer santral ölüm demektir”, “Nükleer santral her an nükleer bombaya dönüşebilir” dövizleri taşındı. “Nükleere inat yaşasın hayat” ve “Nükleere hayır” sloganlarının atıldığı açıklamaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY DER), Barış Annelerin yanı sıra NKP üyeleri katıldı.  

Açıklamada konuşan NKP dönem sözcüsü ve Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şubesi Başkanı Uğur Tulay, santralin hemen durdurulması için çağrıda bulundu. (MA)

ÖNCEKİ HABER

6 parti ikinci kez toplanıyor; bu kez yol haritasını görüşecekler

SONRAKİ HABER

Orhan Silier ile TİP tarihine yolculuk: Yaralarımızı tımar etmek için özü olan tartışmalar yapmalıyız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa