Cumartesi Anneleri 2013'te de taleplerini sıraladı
GÜR: YÜREKLİ HAKİM VE SAVCILARA İHTİYACIMIZ VAR
Geçmişte Cumartesi Anneleri'nin mücadelesine aktif destek vermesi ile bilinen BDP Milletvekili Nazmi Gür, annelerle beraber yeniden meydanda olmanın gurur verici olduğu kadar acı verici olduğunu ifade etti. "Yıllar önce bir avuç insandık, aradan 18 yıl geçti" diyen Gür, geçtiğimiz haftalarda gittikleri Roboski köyündeki annelerin durumunu anımsatarak, "En azından onların sarılacağı bir mezar taşları var. Cumartesi Anneleri ise yıllardır bu acıyla yaşıyor" diye konuştu. Faili meçhul cinayetleri kimlerin işlediğinin devletin arşivlerinde çok açık biçimde yer aldığını belirten Gür, "Yürekli birkaç savcı veya hakimin bu dosyaları alarak soruşturma başlatması her şeyi çözecek. Bugüne kadar bir tek örnek yok. Nasıl olur da bir tane bile yürekli hakim veya savcı çıkmaz ve annelerin acısını dindirmez" diye konuştu. Gür, tüm faili meçhul cinayetler aydınlatılana, kayıplar bulunana kadar meydanlardan ayrılmayacaklarını, Cumartesi Anneleri ile beraber olacaklarını sözlerine ekledi.
ULUSLARASI SÖZLEŞMELER UYGULANSIN
Haftanın basın açıklamasını gözaltında katledilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu. 2013 yılına başlarken taleplerini sıralayan Ocak, "Zorla kaybetme suçu TCK'nin insanlığa karşı işlediği suçlar kapsamına alınmalı. Gözaltında kaybetme suçunun faili olan devlet görevlileri üzerindeki cezasızlığa derhal son verilmeli. Başta AİHM'de hak ihlali kararıyla sonuçlanmış davalar olmak üzere, gözaltında kayıplara dair soruşturma dosyaları yeniden açılmalı. Toplu mezarlardan çıkarılmış kemikler üzerinde Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan kimliklendirme çalışması makul süreler içerisinde sonuçlandırılmalıdır. Adli Tıp Kurumu'nun taraflı ve bilimsellikten uzak yapısı, tarafsız, bilimsel ve güvenilir hale getirilmelidir. Toplu mezarlar ve ölüm kuyuları açılması ve incelenmesi sırasında, bugüne kadar uygulanan delillerin karartılmasına yol açan ilkel yöntemler terk edilmeli, BM Minnesota Protokolü çerçevesinde bilimsel esaslara uygun çalışma yapılmalıdır. Başbakan'ın 8 Ekim 2004'te Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde Türkiye'nin en kısa sürede taraf olacağı taahhüdünü verdiği; ama 8 yıldır hiçbir şey yapmadığı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü derhal imzalanmalıdır. Gözaltında kaybetmeyi yasaklayan ve ailelerin kaybedilen yakınları ile ilgili gerçekleri öğrenmesini zorunlu hüküm olarak öngören 'Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme' derhal imzalanmalıdır" dedi.
Konuşmaların ardından Cumartesi Anneleri, 407'nci haftada yeniden bir araya gelmek üzere meydandan ayrıldı. (İSTANBUL)
Cizre'de her hafta kayıpların akibetinin sorulduğu Dayikên Şemiyê eyleminde 1993 yılında evinden alınarak kaybedilen Mehmet Emin Acar'ın hikayesi anlatıldı.
'EVİMİZİ ATEŞE VERDİLER'
4 çocuğunun gözleri önünde eşine işkence yapıldığını anlatan Oruç, şöyle devam etti: "Çocuklarım çok korktu ve çığlık atmaya başladılar. Askerler çocuklarımın gözlerini bağladı. Benim gözlerimi de bağlamak istediler. İzin vermedim. Eşimi alan askerler bizi evden çıkararak evi ateşe verdi." Eşinin bir mağaraya götürüldükten sonra işkenceden geçirildiğini ifade eden Oruç, eşinin işkence ile öldürüldükten sonra üzerine silah bırakıldığını da sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı. (ŞIRNAK)
Şırnak'ın Cizre ilçesinde her hafta Orhan Doğan Caddesi'nde bulunan Cizre Lisesi önünde yapılan oturma eyleminde Dayikên Şemiye (Cumartesi Anneleri), bu hafta soğuk ve yağışlı hava altında bir araya geldi. 1990'lı yıllarda faili meçhul cinayetlerde kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini soran kayıp yakınları, kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı. Oturma eylemine BDP Cizre ilçe Başkanı M. Nezir Akengin, MEYA-DER yöneticileri ve çok sayıda kayıp yakını katılırken, 1993 yılına evinden alınarak katledilen Mehmet Emin Acar'ın kaybedilme hikayesini eşi Halime Oruç anlattı. Oruç, 1993 yılında aralarında asker, korucu ve sivillerin de olduğu yüzlerce kişinin Gülhisar (Torê) köyüne operasyon düzenlediğini söyleyerek, "Sabah saat 04.00 ile 05.00 arasında asker ve korucular köyümüze baskın düzenledi. Köyde arama yapan asker ve korucular bizim eve geldiklerinde eşimi suçsuz sebepsiz yakaladılar. Evden çıkarılan eşimin elbiseleri ile gözlerini bağladılar. Kasaturalarla eşime işkence yaptılar" dedi.
Evrensel'i Takip Et