14 Ocak 2022 23:07

Gazetecilere reva görülen: Şiddet, sansür, hapis, işsizlik...

Şiddet, sansür, hapis ve işsizlik endişeleriyle haber yapan; sık sık tehdit, darp ve hapisle karşı karşıya kalan gazeteciler yaşadıklarını anlattı.

Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Türkiye’de gazeteciler baskı, sansür, işsizlik, tutuklamalar, işten atılmalar, güvencesizlik ve daha birçok sorunla mücadele ediyor.

Türkiye Gazeteciler Sendikasının verilerine göre 34 gazeteci cezaevinde tutuklu bulunuyor. İşsizliğin yüzde 35’i geçtiği sektörde, güvencesiz çalışma yüzde 90. RTÜK, televizyon kanallarına 21.5 milyon lira idari para cezası verirken Basın İlan Kurumu da Cumhuriyet, Evrensel, BirGün gibi gazetelerin 115 gün ilanını kesti. Evrensel’e konuşan gazeteciler nasıl zorluklarla karşı karşıya kaldıklarını anlattı. 

"ANNEMİN DESTEĞİYLE GEÇİNMEYE ÇALIŞACAĞIM"

Yaklaşık 10 yıl Cumhuriyet gazetesinde çalışan Kayhan Ayhan geçtiğimiz günlerde istifa ederek işten ayrıldı. Ayhan, “Şimdilik işsizlik maaşı alıyorum ama o da çok az bağlandı. Kısa çalışma ödeneğinden dolayı. Annem emekli, birlikte yaşıyoruz. Kredilerim var, borçlarım var. Annemin de desteğiyle geçinmeye çalışacağım” dedi. Gazeteciliği bir mücadele alanı olarak gördüğünü söyleyen Ayhan, “Üniversiteden beri Metin Göktepe, Uğur Mumcu’nun çizdiği yoldan ilerlemek istedim. Onlar gibi gazetecilik yapmayı, mücadele etmeyi hedefimize koyduk ve bu konuda biraz gönlümüz de rahat. Bu insanların peşinden gidebilmek ve yaptıklarını bir nebze de olsa yapabilmek bizi mutlu ediyor. Biz şu an işsiz gazeteciler bile olsak o insanların yolundan gideceğiz” ifadelerini kullandı.

"GERÇEKLERİ YAZMAYA DEVAM ETTİKÇE BASKI DA ARTTI"

Özgür basında işe başlamadan önce aslında “yaşatılacak” bütün zorlukların farkında olarak bu mesleğe başladığını söyleyen Mehmet Jiyan Elma, hukuk fakültesinde okurken gazetecilik yapmaya karar veriyor ve 2018 yılından beri aktif olarak gazetecilik yapıyor. Sahada yaşadığı baskıyı anlatan Elma, “Maltepe kadın mitinginde kimliğime el konuldu, Deniz Poyraz protestosunda makinem kırıldı, Kadıköy’deki evimde polis tarafından tehdit edildim. Türkiye’de gazetecilik yaptığım süreçte bu hep tekerrür etti. Biz gerçekleri yazmaya devam ettikçe, baskı ve tehditler de devam etti” diye konuştu. Onlarca dosya, gözü yaşlı bir anne, ekonomik zorluklar ve duygusal bir boşluk ile bu ülkede gazetecilik yapmamaya karar verdiğini söyleyen Elma, yurt dışına gitmeyi planlıyor.

"BÖREKÇİDE İŞİM BİTİNCE RÖPORTAJA GİDECEĞİM"

Fırat Bulut, şu an bir börekçide part time çalışıyor. Aynı zamanda Freelance olarak gazetecilik yapan Bulut, Freelancer çalışan bir gazeteci olarak hiçbir güvencesi olmadan 15 yıldır gazetecilik yapmaya çalışıyor. Bulut yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Tutuklama, baskı, tehdit, haberini yayımlayacak yer bulamama, işsiz kalma, geçinememe; doğrusu artık kanıksadım ki hak, adalet odaklı bir gazetecilik yapıyorsan bu saydıklarımı da göze almak gerekiyor. Yıllardır gazetecilik yapmak için gazetecilik dışında işlerde de çalışmak zorunda kaldım. Şu an bir börekçide partime çalışıyorum. Buradaki mesaim bitince Esenyurt’ta ırkçıların saldırısına maruz kalan göçmenlerle röportaj yapmaya gideceğim… Telifli haberler yaparak geçinmek mümkün değil. Telifli haber üzeri çalışan platformlar daha çok, en özel haberinizle ilgilenir ve popüler gündemler dışındaki konular haber değeri bile taşımaz.”

"GÜNAYDIN MESAJI ATAR GİBİ CV ATIYORUM"

“Her sabah günaydın mesajı atar gibi CV atıyorum” diyen Hicran Cengiz, iş için başvurmadığı yer kalmadığını söylüyor. 3 yıldır freelance olarak çalıştığını söyleyen Cengiz, serbest gazeteciliğin kendisi için tercihten ziyade bir zorunluluk olduğunu belirterek, ne kadar zor olsa da mesleğini icra etmeye çalıştığını aktarıyor. Hayatını devam ettirmek için giyim sektöründe çalıştığını söyleyen Cengiz, “8-9 saat çalışıyorum. Bir saat molam var. O boşluğumda haber taraması yapıyorum. Kesinlikle gündemden kopmamaya özen gösteriyorum. İşten çıktıktan sonra haber yazıyorum ya da hafta sonu röportaj için görüşeceksem biriyle görüşüyorum” dedi.

"HASTALANMAK BÜYÜK LÜKS"

Uzun yıllar muhalif basında çalışan şu anda işsiz olan Gazeteci Erdoğan Alayumat, Türkiye’de gazetecilik mesleğini sürdürmenin gittikçe zorlaştığını ifade ederek, iktidara mesafeli gazetecilerin baskı altında olduğunu söyledi. Parça başı freelance işlerle yaşamını idame ettirdiğini söyleyen Alayamut, “Hiçbir sağlık güvencem yok, inanın hastalanmamaya özen gösteriyorum. Bu meslekte güvencesiz çalışan her meslektaşım gibi benim için de hastalanmak büyük lüks. Özel hastanelere gitsek ona gücümüz yetmez. Dolayısıyla mümkün mertebe hastalanmamaya çalışıyoruz. Hastalandığında da kendi çabanla bitkisel otlar yaparak kendi kendini iyileştirmeye çalışıyorsun” ifadelerini kullandı.

"DARP, HAKARET, TEHDİT..."

Çalışan gazetecilerde de durum farklı değil. Gazete Duvar Muhabiri Hacı Devran Bişkin yıllardır gazetecilik yaptığını belirterek “Her yıl gazeteciliğin ülkemizde daha da kötüye gittiğini izledim. Darp, hakaret, tehdit…Kötü olan bir şey her gün daha da kötüleşerek nasıl karşımıza çıkabilir bir türlü anlayamadım. Gazeteciliğe başladığım ilk yıllarda daha az tehditler alırdım, sahada daha rahat çalışırdım. Bugün geldiğimiz nokta 10 yıl öncesine göre çok daha kötü” dedi.

"DAVALARLA, CEZAEVLERİYLE YILDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR"

“Topluma karşı affedilemez suçlar işleniyor” diyen BirGün Gazetesi Emek Editörü Rıfat Kırcı, “Halkın zenginlikleri bir avuç azınlığın ciddi yağması altında. Bütün bu suçlar bazen aleni çoğunlukla örtülü olarak işleniyor” dedi. Gazetecilerin en büyük görevinin bu örtüyü kaldırmak olduğunu belirten Kırcı bunu yapmak isteyen gazetecilere de şiddet uygulandığını aktardı. Kırcı, “Önce gazetecilerin elindeki maddi imkanları alıyorlar; susmayınca da davalarla, cezaevleriyle yıldırmaya çalışıyorlar. Çünkü toplum artık sıkıştırıldığı alana sığmıyor ve gazeteciler her defasında toplum için çizilen sınırları teşhir ediyor” diye konuştu.

"AY SONUNU GETİRİRSEK NE ALA"

TELE 1 Editörü Elif Çetiner ise ekonomik krizin en çok etkilediği sektörlerden birinin de gazetecilik olduğunu söylüyor. Çetiner, “Aslında sadece nefes alabiliyoruz temel ihtiyaçlarımız karşılayamıyoruz. Kendimizi geliştirmek, meslek adına bir şey öğrenmek için ne yazık ki ek gelir kalmıyor. En basitinden sarı basın kartı olanların ücretsiz kullandığı araçlar son gelen zamlarla 5 TL oldu ve her gün işe gelip gitmek için bile 10 TL para ödüyoruz. Aylığa vurduğunda bu da 300 TL gibi bir para ediyor. Ay sonunu getirebilirsek ne ala” dedi.  “Gazeteciler artık Türkiye’de gazetecilik yapamayacak duruma geldi” diyen Çetiner, “Artık hatlar daha keskin çizilmeye başladı. Ya iktidardan yanasın ya değilsin. Eğer iktidardan yana olmayan eleştiren ve gerçek anlamda gazetecilik yapmaya çalışan bir mecrada çalışıyorsan baskı, yeri geldiğinde sansür yeri geldiğinde de oto sansüre maruz kalıyoruz” ifadelerini kullandı.

"SANSÜRE MARUZ KALIYORUZ"

İktidara yakın medyada çalışan ve ismini vermek istemeyen bir gazeteci ise yaşadıklarını şöyle özetledi: “Gazeteciler farklı birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalıyor. En önemlisi; sansür. Gazetecilerin yazdığı birçok şey özellikle ‘ana akım medyada’ sansüre maruz kalıyor. Bu sansür de zamanla haberi yapanlarda otosansüre dönüşebiliyor. Belli bir süre sonra ‘Bu haberi yazsam da girmez’ noktasına kadar varabiliyor. Çalıştığım kurumda bazı haberlere ‘en tepeden’ sansür uygulandığı biliyoruz. Ancak buna rağmen gerek müdürlerimiz, gerek yazı işleri müdürlerimizin hep dediği şey; ‘Siz inandığınız ve haber değeri gördüğünüz her şeyi yazın’ bunları demeleri de bence çok önemli bir şey. En azından şunu diyebiliyoruz; ‘Biz yazdık, yazı işleri kullandı ve haberi en tepedekiler çıkarttı’ Mevcut iktidar nedeniyle böyle olduğunu biliyoruz ve zamanla her şeyin değiştiği gibi mevcut iktidarın da değişeceğini ve bizlerin de daha özgür haber yapacağını da biliyoruz.”

ÖNCEKİ HABER

Prof. Dr. Türkan Saylan’ın ismi Arnavutköy’de yaşayacak

SONRAKİ HABER

Bayrampaşa'da Suriyeli kiracısına fahiş zam yapan ve eve saldıran erkek serbest bırakıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...