14 Aralık 2021 22:15

Binlerce genç işsizlikten yurt dışına gidiyor: "Ağrı’da genç kalmadı"

Hayvancılığın can çekiştiği Ağrı'da binlerce genç işsizlik yüzünden çareyi yurt dışına gitmekte buluyor.

Fotoğraf: Fırat Topal/Evrensel

Paylaş

Fırat TOPAL
Ağrı

Başlıkta yer alan bu sözler abartılı gelse de, Ağrı’da Evrensel’e konuşan herkesin dilinde. Ana geçim kaynağı olan hayvancılığın can çekiştiği kentte binlerce gencin işsizlik yüzünden çareyi yurt dışına gitmekte bulduğunu anlatıyorlar. Erhan Tekin (21), “Okuyoruz ama boş okuyoruz. Ağrı’da ne fabrika ne başka bir şey var. Birçok arkadaşım yurt dışına gitti. Ben de gitmek istiyorum. Burada ne yapacağım?​” diye soruyor.

Tarım ve hayvancılığın temel geçim kaynağı olduğu Ağrı’dayız. Yaklaşık 550 bin nüfusu olan kent, TÜİK’e göre Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir dağılımında en düşük paya sahip kentlerin başında. Kentte sokakları dolaşıyoruz. Hava soğuk olmasına rağmen sokak oldukça kalabalık ama dükkanlar boş, sadece kıraathaneler dolu. İşsizlikten dolayı kentteki insanların daha çok gençlerin  kurtuluşu yurt dışında aradıklarını öğreniyoruz. Gençlerin yurt dışına çıktığı bilgisini sokaktaki neredeyse her genç onaylıyor. Sayıları tam olarak net olmasa da kent sakinleri, 15-20 bin arasında gencin yurt dışına gittiğini geri kalanların da gitmenin yollarını aradığını söylüyor.

İŞ YOK BİR ŞEY YOK

Yurt dışına gitmeyi düşünenlerden biri de Erhan Tekin (21), fakat gitmek için parası yok. Tekin, işsizliğin gençleri kenti terk etmek zorunda bıraktığını söyleyerek, “İş yok, bir şey yok, okuyoruz ama boş okuyoruz. Ağrı’da ne fabrika ne başka bir şey var. Birçok arkadaşım yurt dışına gitti. Ben de gitmek istiyorum. Burada ne yapacağım? Sadece arkadaşlarım değil herkes yurt dışına kaçmak istiyor. Kimse Ağrı’nın halini görmüyor ki? Param olsa şimdi basıp giderim” diyor.

NE YAPALIM EVİMİZE PARA GETİRMEK İSTİYORUZ

Murat Kayık (24), kentte bir geleceğinin olmadığını söyleyerek, bulduğu ilk fırsatta yurt dışına gideceğini söylüyor. Kayık, “Ağrı’da genç kalmadı, kimsenin haberi yok. Herkes gidiyor. Ben de gideceğim fırsatını bulursam. Burada iş yok, hayat da yok. Burada gençlerin hayattan bir beklentisi de yok. Fabrika mı var, çalışalım? Ne yapalım gidip çalışıp evimize para getirmek istiyoruz” diyor.

GENÇLERİMİZİ BURADA TUTAMIYORUZ

Yukarı Ağadeve Köyü Muhtarı Dilaver Aslankılıç, son bir yılda ekonomik nedenlerden dolayı köyden 70’in üzerinde gencin çalışmak için yurt dışına gittiğini söyleyerek, “Köyde genç kalmadı, Ağrı’nın bütün köylerinde durum aşağı yukarı böyle. Benim yeğenim mühendisti, iş bulamadığı için gitti. Kimse vatanından kopmak istemiyor, gitmek zorundalar. Gidip orada vali olmuyorlar, inşaatlarda çalışıyorlar” diyor.

Kaçak yollarla gençlerin yurt dışına çıktığı belirten gençlerin işsizlikten dolayı kenti terk etmemeleri için istihdam yaratılmasını istiyor. Aslankılıç, “Onlar da yurt dışında ucuza çalışıyorlar, buradaki Suriyeliler gibi. 30 yıl öncesinden başladı bu gidişler, gençler akşama kadar kahvehanelerde oyun oynuyorlar. Şeker fabrikası bitti, kara yolları bitti. Bunlar hep sıkıntı. Bu gençlerin yüzde 80’i evlidir. Çocuklarını bırakıp Amerika’ya gidiyorlar. Durumu olsa niye çocuklarını bırakıp gitsin. Gençlerimizi burada tutamıyoruz. Tek sorunumuz gençlerimizin gitmesini istemiyoruz” diyor.

HAYVAN ÜRETİCİSİ: EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ

15 yıldır hayvancılık yapan Mehmet Aydın (38), tamamen zararına hayvancılık yaptığını ve her geçen gün durumun daha kötüleştiğini belirterek, “Hiçbir tat kalmadı. Daha önceki dönemler iyiydi. Emeğimizin karşılığını bir şekilde alıyorduk. Şimdi alamıyoruz. Bir teneke yağ 600 TL, bir torba un 400 TL, nasıl geçineceğiz? Satmaya getirdiğim hayvana 4 bin 500 TL fiyat veriyorlar, ben zaten 4 bin 500 TL’ye almıştım. Sanki hiç emek yok gibi. Bu durum düzelmez artık gittikçe bozuluyor” dedi.

HER ŞEYİN FİYATI ARTIYOR, BİR HAYVAN PARA ETMİYOR

Mehmet Aslan (36), 12 yıldır besicilik yapıyor. Artan yem fiyatlar ve sürekli zarar etmesi üzerine besiciliği bırakmaya karar verdiğini söylüyor. Aslan, “Ben besicilik yapıyorum ama bu yıl son. Maliyet çok yüksek, yüksek fiyata yem alınca bana tezeği de kalmıyor. Çiftçi bu durumda yani. Hayvana kesim zamanına kadar 8 bin TL masraf ediyorsun, getirip burada 9-10 bin TL’ye satıyorsun ne kazanacaksın ki? Bunun bir de ölümü, hastalığı var. Her şeyin fiyatı artıyor, bir hayvan para etmiyor. Bu bayram son bırakıyorum” diyor.

ESNAF: BÖYLE GİDERSE HEPİMİZ KAPATACAĞIZ

Kentteki esnaflarla konuşuyorum. Ahmet Buz (31), kendisi kasap aynı zamanda hayvancılıkla uğraşıyor. Dolardaki artış ve zamların hayatlarını altüst ettiğini ifade ediyor. Böyle giderse dükkanı kapatmak zorunda kalacağını söyleyen Buz, “İşler çok düştü, zamlar geliyor, çok sıkıntıdayız. Böyle giderse hepimiz kapatacağız. Bırak kâr etmeyi, kendini döndüremiyor dükkan. Dün eti paketlemek için kullandığım kağıt 3.5 TL iken bu gün 18 TL. Kara kara düşünüyoruz. Yem ve saman fiyatları arttı, çiftçi hayvan besleyemiyor, ahırlar bomboş. Bir iki aya et de bulamayız, çünkü hayvancılığı bitirdiler. Dolar da yükseldi, artık ithal et de gelmiyor. Bırak bir ayı, bir hafta sonrasını göremiyoruz. Zam böyle kalsa neyse ama devam ediyor. Çocuk bezi 38 TL’den 70 TL’ye çıktı. 3 çocuğum var, 20 yıldır bu işin içindeyim böyle bir şey görmedim. 2 çalışanım vardı, şimdi yalnız başımayım” diyor. Dükkandan ayrılırken “Biz sesimizi duyuramıyoruz bari siz yazın” diye arkamdan sesleniyor.

GÜNDEN GÜNE KÜÇÜLMEYE GİDİYORUM

Ardından şarküteri işleten Baran Şahin’le (38), konuşuyorum. Şahin, vatandaşın alım gücünün düştüğünü, bu durumun kendi işlerini fazlasıyla etkilediğini söylüyor. Halkın içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan dolayı temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiğini belirten Şahin, “Durum kötü, alım gücü yok. Sefalet içinde halk, zamlara alışamıyor. İnsanlar artık her gün fiyat soruyorlar. İş de yapamıyoruz yüzde 60 düşüş var. 1.5 aydır iş yok çekilecek gibi değil. İnsanlar elindeki parayı kiraya, kömüre veriyor ama beslenemiyor. Böyle giderse baharı göremeyeceğiz. 3 TL’ye aldığım ürün sonraki gün 4 TL oluyor. Günden güne küçülmeye gidiyorum” diyor.

YARINI HESAP EDEMİYORUZ

25 yıldır kıyafet satan Nihat Bulut, esnafın ciddi anlamda mağdur olduğunu belirterek, dolardaki artışın ve zamların iktidarın yanlış politikalarının sonucu olduğunu söylüyor. Bulut, “Yanlış politikalar sonucu bıçak sırtında ülke. Yanlış tarım politikalarından dolayı kumaşı dışarıdan dolarla alıp TL ile satıyoruz. İşin ucu eninde sonunda demokrasiye, hukukun üstünlüğüne çıkıyor. Hukukun üstünlüğü olmadığı ülkelere bakın hepsi Ortadoğu ülkesi, hepsinin dramı da aynı. KHK de bu ülkede ciddi bir sorun, istediğin zaman herhangi bir yere el koyabiliyorsun, insanlar niye yatırım yapsın? 25 yıldır esnafım, daha önce de devalüasyon oldu ama bu boyutta değildi. Dünyada örneği olmayan ‘başkanlık modeli’ yaptık, tek adama dayalı bir sistem ve sonuç bu. Esnaf sattığının yerine ürün koyamıyor. Daha önce 6 aylık plan ve tahminlerimiz olurdu, şimdi yarını hesap edemiyoruz. Gemi var ama kaptan yok. Acilen erken seçime gidilmeli. Bu sorunun çözülmesi için güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmeli” diyor.

ÖNCEKİ HABER

RTÜK üyesi Taşçı'dan Teşkilat dizisi için 'işlem yapılsın' başvurusu

SONRAKİ HABER

Mektup: Soğukta yaşamanın Erzurum’a çarpan etkisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa