07 Aralık 2021 01:23

Boğazdan geçecek tek bir lokma için çalışıyorlar

Tuzla'nın işçi mahallesi Aydınlı'da esnafın giderleri artarken, geliri azaldı. Dayanma gücünün azaldığını belirten esnaf, "Son zamanlarda herkesin dilinde zam var" diyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Berkay ERGÜN
İstanbul

İstanbul’un Tuzla ilçesinin adını 1530’lardan bu yana aldığı düşünülüyor. O dönemlerde bölgede bir tuz varlığının olması ve köylülerin büyük bir çoğunluğunun geçimlerini tuzdan sağlıyor olması ilçenin tarihi sürecinin başlangıcı olarak yazılı metinlerde karşımıza çıkıyor.

Tuzla’da bugün nüfus yoğunluğu en yüksek mahalle olarak karşımıza Aydınlı çıkıyor. Mahallenin merkezine adım attığımızda ise ayağımıza takılan taşlı yollarının iki yanına uzanan sıralı dükkanlar ve o dükkanların arasında zikzak dokuyan insanlar var. Eskisi gibi bakamayan gözler, pazar arabaları/market poşetleri dolmadığı için sırtlara binen yükler, bükülen beller ve aynı mahallenin havasını soluyan esnafın bir yandan geçinmek için dükkanını döndürmeye çalışması, iş yapmayı umut etmesi ama diğer taraftan da komşusunun, arkadaşının, köylüsünün tıpkı kendi gibi geçinemediğini gördüğü için ettiği sitemi duyuyoruz.

Dükkanların vitrinlerine baktığımızda karşımıza ilk fotoğrafçı çıkıyor. O hep geçerken vitrininde incelediğimiz vesikalıklarda gülen yüzlerin ardında bekleyen dükkanın emektarıyla sohbetimizi ediyoruz.

“Kağıt, makine, mürekkep her şey dolarla alınıyor” diyor ve devam ediyor: “Ama bunu insanlara anlattığım zaman hiç kimse inanmıyor. ‘Bunun mürekkebi nasıl dolar üzerinden geliyor?​’ diyorlar. Ama işte anlamıyorlar. Her şey dışarıdan geliyor. Hal böyle olunca da işte her şeye yansıyor. Sana yansıyor, bana yansıyor. Ben memlekete gidip geldim, çoğu ürüne kısacık zamanda zam geldi. 6 vesikalık oldu 40 lira.  Zamlar devam ettikçe bizim işler de azalmaya başladı. İnsanlar eskiden hatıra olsun diye her anı ölümsüzleştirmek için girerlerdi bu kapıdan. Ama artık sadece kimlik ve ehliyet için geliyorlar. Bu dükkanın geçmişi 30 yıllık ve ben 5-6 yıldır geçimimi buradan sağlıyorum. Son zamanlarda herkesin dilinde tek bir şey var: Zamlar! Markete gidiyoruz, zam gelmeyen tek bir ürün yok. Hal böyleyken bu zamlar altında bizler de geçinemiyoruz. Kira giderleri, faturalar, vergiler... Pandemi başladı bir bir dökülmeye başlamıştık zaten ama böyle daha ne kadar döndürebileceğiz inanın bilmiyorum.”

İŞLER YARI YARIYA DÜŞTÜ

Fotoğrafçının hemen karşısında ise çeşit çeşit kahvaltılık ürünlerin bulunduğu dükkana doğru ilişiyor gözümüz. İçeride tek tük müşteri var. Fiyat etiketlerine doğru uzanan uzun bakışlar dikkatimizi çekiyor. Dükkan sahibi de etrafı izleyerek gülümsüyor. “İşler nasıl?​” diyoruz. “İşlerin iyi gitmesi için müşterinin olması gerekiyor” diyor. Söylediğine göre işlerinde yüzde 50-60 arasında azalma var. Ahmet, “1 haftada 4 kez yumurtaya zam gelir mi arkadaş? Kâr koymaya yüzüm kalmadı artık. Son gelen iki zamda aha şuradan şuraya gitmek nasip olmasın hiç değişiklik yapmadım. Ama bunu böyle ne kadar daha devam ettirebilirim? 4 çalışan var burada. Hepimiz de boğazımızdan geçecek tek bir lokma için buraya bakıyoruz” diyor.

Çalışmak için Türkmenistan’dan gelen genç bir arkadaşımız dükkan önüne çekmiş taburesini; kendi dükkanında bulamadığı hareketlilik karşısında sokağı izliyor. Bir ara göz göze geliyoruz. Dükkanın içi bomboş. Bazen bilmek için görmek yeter deriz ya. O kadar net. Tozlu raflarda yazılı olan o görüntünün açıklaması ise şöyle: “Malzemeye çok fazla zam geldi, o yüzden biz zam yapamıyoruz. Zaten insanların bu fiyatlarda bile alabilecek durumu yok. Ben aslen Türkmenistanlıyım. Burada da 2.5 yıldır çalışıyorum. Türkiye’ye para kazanmak için gelmiştim. Ama artık hepimiz kazandığımızla sadece kendi geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Şu an ki haliyle ben burada 10 dolara çalışacağıma, memleketimde 8 dolara çalışırım daha iyi. Şimdi yollar kapalı gidemiyoruz ya yolları bir açsalar çoğu kişi benim gibi yapıp, geri dönecektir. Çünkü geçinemiyoruz. En azından orada ailemizin yanında oluruz.”

“Okumak gibisi var mı?​” denirdi eskiden. Öğrenciler için okul sıraları, çalışacak bir iş kapısına aynı anda açılıyor. Meslek lisesinde okuyan 17 yaşındaki genç ve hem harçlığını çıkarmak hem de iş öğrenmek için çalışıyor. Çalıştığı dükkanda her ürüne zam geldiğini ve hep bir ağızdan şikayetler yükseldiğini söylüyor.

ÖNCEKİ HABER

Malatya’da cepler boş, marketler boş

SONRAKİ HABER

İnsanca yaşayacak ücret için eylem yapan sağlık emekçileri taleplerini Evrensel'e anlattı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...