30 Kasım 2021 22:10

Yarı zamanlı öğrencilik, yarı zamanlı işçilik

"Artık içinde bulunduğumuz çağı yırtıp atacak bir bilinçle buluşarak; sınıfları, çalışma alanlarını ve sokakları hak arama mekanlarımız olarak tekrar inşa etmeliyiz."

Arşiv | Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Murat DOĞU
İstanbul

Çağkan ve Helin, ikisi de Marmara Üniversitesi öğrencisi fakat daha büyük ortak noktaları İsfanbul AVM’de yarı zamanlı olarak çalışıyor olmaları. Ekonomideki kötüye gidişat, çoğu öğrenciyi şimdiden işçi haline getirmiş durumda. Bu durumun sebeplerine iki arkadaşımızın hikayeleri üzerinden ışık tutmaya çalıştık. Helin, Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü ikinci sınıf öğrencisi. Çağkan ise Basım Teknolojileri Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi.

"ÜNİVERSİTE, İŞSİZLİĞİ ERTELEYEN BİR KURUM"

Helin haftanın 1 günü okulda derse giderken 3-4 gününde ise AVM’deki spor mağazasında 9 saat ayakta çalıştığını ve vakti kalırsa derslerini okul sisteminden takip etmeye çalıştığını söylüyor. Okulu, işi ve evi arasındaki mesafeden dolayı da günün önemli bölümünü yolda harcadığını belirtiyor. Piyasadaki baskıyı gördükten sonra gazeteciliğe olan hevesini kaybettiğini; şu an çalıştığı mağazanın iş garantisi sağladığını ve bu mağazada tecrübe kazanmak istediğini belirtiyor. Üniversiteye ilişkin genel kanının “İşsizliği erteleyen bir kurum” olduğunu aktarıyor.

“Seminerlere, önde gelen başarılı gazeteciler yerine Rasim Ozan’ın getiriliyor olması eğitime dair eleştirilerimizi somutluyor” diyerek ekliyor. Aslında okul dışında kendi ilgi alanlarında yapacağı etkinliklere çalıştığından dolayı genelde katılamadığından “TGS ve İSMEK’in alanımıza dair yaptığı kurslar genelde çalışma saatlerimle çakışıyor” diyerek yakınıyor. Kazandığı 1600 lira sene sonuna doğru vergilerden dolayı azalıyor. Bu paranın sadece günlük harcamalarına ve pandemi dönemindeki borçlarına ancak yettiğini belirten Helin, KYK kredisini nasıl ödeyeceğini de bilmiyor.

"DERSLER VERİMSİZ GEÇİYOR"

Memur olan babası ailesindeki tek çalışan olan Çağkan ise çalışmak zorunda hissettiğini belirtiyor. Başka öğrencilerin de benzer sebeplerden çalıştığını söyleyen Çağkan, devamsızlık meselesi için öğretmenlerle anlaşma yapan öğrencilerden bahsediyor.

Birçok arkadaşının online eğitimi daha çok tercih ettiğini, en azından çalışmaya daha fazla gün ayırabilmeyi tercih edeceklerini söylüyor. Bu isteğin en büyük sebebini de derslerin verimsiz geçmesine bağlıyor. Ayda 10 gün çalıştığını ve cebine giren 1000 liranın 2 hafta bile yetmediğini belirtiyor. Bundan dolayı çalışmanın zorunluluk haline geldiğini ifade ediyor.

Çağkan, kazandığı paranın büyük çoğunluğunu vergi olarak devlete geri verdiğini belirtiyor. Öğrenciler için bir bütçe ayarlanabileceğini söyleyen Çağkan, “4-5 maaş almak yerine bunu yapabilirler. Biz sokağa inmedikçe bir şey değişmez. Son senelerde çevremdeki insanların bile değiştiğini herkesin artık öfke dolu olduğunu ancak korkudan dolayı harekete geçmediklerini düşünüyorum. Ancak milyonlarca insan sokağa inerse ne yapabilecekler, hepimizi mi tutuklayacaklar? Seçimleri beklemek de kötü hissettiren bir diğer konu. Ne yapacağım; bir sene daha bu şekilde çalışarak mı okuyacağım?​” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

"ÖĞRENCİLERİN HAYATLARININ DEĞİŞMESİ İÇİN SİSTEM DEĞİŞMELİ"

Helin ise öğrencilerin hayatlarında değişiklik olabilmesi için ancak sistemin değişmesi gerektiğini, AKP’nin gönderilmesinin de sadece burada hızlandırıcı bir etki yaratacağını belirtiyor. “Bu süreçte taleplerimizi de yüksek sesle dile getirmeliyiz. Demirören’e karşılıksız kredi verenler öğrencilerin de kredilerini bursa çevirip 650 lira gibi komik bir tutarı yükseltebilirler. Bizim daha fazla istekli olmamız gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

Bu durumun sadece üniversite öğrencilerinin değil liselilerin de gündeminde olduğuna her gün şahit oluyoruz. Biz okullardan koparılıp tekrar çalışma alanlarında bir araya getirilirken artık içinde bulunduğumuz çağı yırtıp atacak bir bilinçle buluşarak; sınıfları, çalışma alanlarını ve sokakları hak arama mekanlarımız olarak tekrar inşa etmeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Bizim geleceğimiz yeterince kâr getirmediği için mi değersiz?

SONRAKİ HABER

Bir araya gelmemiz engellenirken temsilcilik mekanizmasının önemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...