27 Aralık 2012 15:37

Onlar bilim insanı değil devlet memuru

Metehan Ud

Dokuz Eylül ve Ege Üniversitesi akademisyenleri ODTÜ’de yaşanan saldırıyı ve rektörlerin ODTÜ’yü eleştirmesini gazetemize değerlendirdi. Öğretim üyeleri, rektörlerin “devlet karşısında hizaya girme çabası” olarak değerlendirdikleri bu tutumunu eleştirerek, “Bunu imzalayan rektörler bilim insanı değil, hükümete bağlı memurlardır” dedi.

HÜKÜMET AKADEMİYİ BASKILAMAYA ÇALIŞIYOR

Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nilgün Toker Kılınç, yaşanan olayların iki yönde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İlki meşrulaştırılmaya çalışılan polis şiddetidir. Hükümet polis şiddetiyle üniversiteleri baskı altına almaya çalışıyor. İkinci ise 40’dan fazla rektörün yayınladığı bildiri ile devlet karşısında hizaya girmeye çalışmasıdır” dedi. Kılınç, akademisyenler olarak bu duruma karşı bir imza kampanyası başlatacaklarını belirtti.

REKTÖRLER HİZAYA GİRDİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzge Günal da, ODTÜ olaylarının, 4+4+4 ile başlayan, yeni YÖK Yasa Tasarısı ile devam eden “eğitimi kontrol altına alma” sürecinin pratik bir örneği olduğunu ifade etti. Günal, yaşanan polis saldırısını basit bir şiddet olayı olarak görmenin veya göstermenin yanlış olacağını dile getirdi. Binlerce polis ve onlarca panzer ve tomalarla üniversiteye gidilmesinin amacının Başbakan Erdoğan’ı korumak değil, üniversiteleri baskı altına almak olduğunun altını çizen Günal, “Öğrenciler Erdoğan’ı protesto ederek en doğal haklarını kullanmıştır” dedi. Günal, bu olaylardan daha üzücü olanın 40’tan fazla rektörün hükümetin elinden çıkmış olduğu belli olan bir metni imzalayıp ODTÜ’ye karşı tavır alması olduğunu vurguladı. Günal, “Bunu imzalayan rektörler bilim insanı değil, hükümete bağlı memurlardır” dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi Dr. Aydın Arı da, ODTÜ’de olanların yeni olmadığını belirterek, siyasal iktidarların üniversiteye yönelik baskısının bu coğrafyada kadim bir olgu olduğunu dile getirdi. Otoriter ve baskıcı olan bu zihniyetin taşıyıcısı öğretim üyelerinin de öteden beri var olduğunu belirten Arı, “Polis her gün her üniversitede aynı pratiğin değişik varyasyonlarıyla karşımıza dikiliyor. Asıl önemlisi ODTÜ’de gördüğümüz direnişin bütün üniversitelerde var olduğunu unutmamak” dedi.

ÜNİVERSİTELERİN GERÇEK SAHİPLERİ

Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Fakültesi Araştırma Görevlisi ve Eğitim Sen Yüksek Öğrenim Bürosu Üyesi Ümit Akıncı ise, üniversitelerdeki piyasalaşma hamlelerinin iyice görünür olduğu bu günlerde, ODTÜ’lü öğrencilerin ODTÜ’ye gelen Başbakan’a en güzel yanıtı verdiğini söyledi. Akıncı, “Bilim satan emperyalist savaş çığırtkanı Tayyip ODTÜ’den defol” pankartı açan öğrencilerin, herkese iyi bir örnek olduğunu ifade ederek, üniversite rektörlerinden gelen Erdoğan yanlısı tutumun kendisini şaşırtmadığını dile getirdi. Akıncı, “Üniversitelerin gerçek sahipleri, yükseköğretim yasa taslağı çalışmalarının hızlandığı bu günlerde, bizlere örnek olan ODTÜ’deki mücadelenin yanındadır” dedi. (İzmir/EVRENSEL)