26 Aralık 2012 15:53

Gücün maskesi savaş!

Bir savaş anlaşmazlık mı yoksa anlaşılmışlıkların güç gösterisi mi? Güçsüzün yenilmesini doğa bile düzenden sayarken; ikinci bir yorumu getirmekte bir zarar görmüyorum.Hiroşima’ya atılacak dünyanın savaş amaçlı ilk atom bombasından önce hatıra fotoğrafının olması tesadüf değil. O bomba da

Gücün maskesi savaş!
Paylaş
Arya BEYOĞLU - İstanbul

Hiroşima’ya atılacak dünyanın savaş amaçlı ilk atom bombasından önce hatıra fotoğrafının olması tesadüf değil. O bomba da bir güç gösterisiydi, bu denli kendini belli eden. Kendi içinde sırlıydı. Mürettebat ne şekilde güçlü olduğunun farkındaydı ama bombanın türünden haberdar değildi.
ÇIĞLIKSIZ, FERYATSIZ, KORKUSUZ
Adolf Hitler’in ölüm emri… Öldürülenler biliyor her şeyi, bizlerse sadece o emrin gittiği aileler gibiyiz. Hastalıklara lanet edip dualar ediyoruz; değersiz dualar.
Bir yandan üstün insan yüklemesi yapılıyor bir yandan da fire veriliyor insanlıktan.
Düşünmek zararlı; bir şeyler düşünenler rahat bile ölemiyor-sözüm ona yenidünya düzeninde-keza güçsüz düşünmemeli ki içinde var olan gücün farkına varmasın, onu yanında her zaman ona destek çıkacak bir arkadaş saymasın diye. Bu kötü niyet. Düşüncelerin savaşı.
Savaş toprakla sınırlı değil.
*“Düşmanı yok etmenin bu savaşı bitirmeyeceğini biliyorlardı(…)Savaş bitip de ülkelerine döndüklerinde nelerle karşılaşacaklarını kim bilir. Belki de işsiz kalacaklar(…)insanlar son yirmi beş yıl içinde çok şey öğrendi. Artık büyülü kelimelere inanmıyorlar. Evlerine dönüp de ülkelerinde bir kazanın derinden derine kaynadığını, bir iç savaşın yolda olduğunu görmek istemiyorlar.”
Bize gösterilen tarihlerini bilmemizin istendiği savaşlar. Çığlıksız, feryatsız, korkusuz, tutkusuz ve önemlisi aslında insansız. Askerlerin törenlerle uğurlanıp savaşta hayatını kaybetmesi sadece bir istatistik. Kimsenin bir soykırımı anlatacak kadar cesareti ve bilgisi yok. Olan da sindiriliyor. Ne sorular soruluyor ne de cevaplar veriliyor. Sorumlu olunan 20-50 sayfa sadece bir ezberden ibaret.
NE SAVAŞ BU NE DE TİYATRO!
Anlat ne kadar acılar çekildiğini, neler uğruna nelerden vazgeçildiğini, o askerlerin bunalımlarını, yakınamadıklarını cephelerinde asker olmanın onlara dayatmalarını anlat. Aslında onların üstünde bunların hiçbir yaptırımının olmadığını. Anlatmak cesaret istiyor düşünceleri şekillenen, bilen insandan gizlice korkan güçlü maskesi takan, güç budalası bir avuç kemirgen.
Savaşlar bizim için çığlıksız, feryatsız hatta kayıpsız geçiyor; törenlerle adlandırılıyor savaşlar. Eğlenirken sorgulama mekanizması gizlice kapatılıyor. Canlandırmalar kucakta çocuklarla izleniyor; aldanmanın temelleri daha o zaman atılıyor.
Savaşırken müzik tınısından haberdar bile olmayan askerleri kendi içinde bile dirilişi anlatan müzikle; onların ölümü, karşı çıkamadıkları bazı şeyleri, çığlıklar atmadan, kaygısız, kansız, şuursuz sahneliyorlar. Ne savaş bu ne de tiyatro. Aldanış.
Okullar bu aldanışın sürdürüldüğü sahnenin en programlı yeri.
Savaş şimdiyse sokaklarda; özgür olabildiğimiz, değişmesini istemediğimiz mekânda. Savaş bir taraf, bir güç gösterisi, bir bunalım. Sokakta bunlara itilmemiz çok acımasız; enjekte edilen fikirler, akımlar, cinsiyetin vazgeçilmez ayrımcılığı savaşın getirdiklerinden çokta farklı değil.
Kazanılan sadece bir bunalım. Ve savaş sadece toprakla sınırlı değil.
* Steinbeck’in “Bir Savaş Vardı” adlı anlatı kitabından.

ÖNCEKİ HABER

İşçileri dikkatsizlik mi öldürüyor?

SONRAKİ HABER

İşçiye asgari demokrasi!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...