'Başbakanın rektörleri' tarihe kara bir leke
‘ODTÜ'LÜ MESLEKTAŞLARIMIZIN VE ÖĞRENCİLERİN YANINDAYIZ’
İşte Başbakan’ın rektörlerine karşı Galatasaray Üniversitesi Öğretim Elemanları, İstanbul Üniversitesi Öğretim Elemanları, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Elemanları, Marmara Üniversitesi Öğretim Elemanları, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Elemanları, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Elemanları adına yayınlanan bildiri: ‘ODTÜ'de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ' lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini gözardı etmelerini manidar buluyoruz. Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ' lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
‘REKTÖRLER AKADEMİ TARİHİNE KARA BİR LEKE DÜŞÜRDÜ’
“Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye'de son yıllarda öğrenciler üzerinde artan baskılara sessiz kalan, akademik özgürlüklere yapılan müdahaleler karşısında susan üniversite yönetimlerinin, iktidarı elinde tutanlara hoş görünmek maksadıyla yaptıkları açıklama, akademi tarihine kara bir leke olarak düşmüştür. Üniversiteler, iktidarların böbürleneceği projeler üreten, şirketlerin taşeronu gibi çalışan, kâr hedefine odaklanan imalathaneler değildir. Akademinin vazgeçilmez görevlerinden biri de, hiçbir baskı altında kalmadan, toplum ve iktidarı sorgulamak, bunlar hakkında bilimsel ve eleştirel görüşlerini dile getirmektir. Üniversiteler, güçlünün karşısına bilgi, bilim ve özgürlükçü düşünce ile çıkabilmelidir. Araştırma alanı fark etmeksizin akademik özgürlükler bir bütündür. Akademik özgürlüklere saygı gösterilmeyen kurumlarda, nasıl kullanılacağı ve neye hizmet edeceği sorgulanmaksızın üretilen bilginin, toplumlar üzerinde yıkıcı etkileri olabileceğini tarih bizlere birçok defa göstermiştir. Bugün, baskıcı politikaların ana hedefi haline gelmiş olan ODTÜ' lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur. Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ'ye karşı tavır alan üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır.”
BAKANDAN ODTÜ YÖNETİMİNE UYARI MI?
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de ODTÜ tartışmasına dahil oldu. Dinçer, YÖK’ün başlattığı incelemeyi doğru bulduğunu açıkladı. Dinçer, “Keşke üniversite kendisi bunları soruştursaydı. YÖK’e gerek kalmasaydı. Ama YÖK’ün bir üniversite üst kurumu olarak böyle bir tavır içerisinde olmasını doğrusu olumlu buluyorum.” dedi. Polis şiddetine değinmeyen Dinçer, “Gönlümüz isterdi ki üniversite yönetimi kendi dirayetini ve inisiyatifini ortaya koysun ve gerekli güvenlik tedbirlerini alsın ve orada çok önemli bir faaliyet yapılırken herhangi bir tatsızlık ve usulsüzlük olmadan problemler çözülsün. Ama gördüğüm kadarıyla üniversite yönetimi o konuda inisiyatifini kullanmadı ve dirayet göstermedi” diyerek ODTÜ Rektörlüğünü eleştirmesi de dikkatlerden kaçmadı. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et