4 Ekim 2021 11:34

Amedspor lider ama top oynayacak yer yok, yer!

Yok, katiyen yok… Bu kentin çocuklarının top oynayacak yeri yok. Yalnız futbol da değil, herhangi bir oyunu oynayacakları yerleri yok. Bölgenin tümü öyle.

Amedspor lider ama top oynayacak yer yok, yer!

Fotoğraf: MA

Serkan DELİDERE

Amedspor bu hafta kendi sahasında Eskişehirspor’u konuk etti. Maça gidemedim. O nedenle maç analizi değil, başka meseleler hakkında yazmak istedim.

İlki şu; rakip Eskişehirspor… Maça gidemedim ama seyirci sayısının fazla olduğu görüntülerden anlaşılıyordu. Yine öyle sık maç izlemeye gelmeyen protokol erkanı da yerini almıştı tribününde; milletvekili ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de… Nedeni Eskişehirspor’du. Hani şu 2015-2016’daki sokağa çıkma yasakları sürecinde Cizre’de bir ‘bodrum’da yaşanan vahşete tribünlerde ırkçı bir gönderme yapan Eskişehirspor veya onun bir taraftar grubu… Bu nedenle kentin gündeminde az biraz yer edindi bu hafta Amedspor.

Maçı kazandı ve maç fazlasıyla liderliğe yükseldi. Bir heyecan da yarattı tabi bu. Bir arkadaşım, lider olmasına dair yazıp yazmayacağımı sordu. Yazıya başlarken söylediğim gibi saha dışına dair birkaç kelam etmek istedim bu sefer; 2015-2016’daki çatışmalı sürecin ve sonrasının bu bölgenin çocuklarıyla ve onların futbolla ilişkisinin anımsattıklarına dair…

Bir çalışma ile ilgili istatistikleri incelerken gördüm; TÜİK’in 2020 yılı verilerine göre, illere göre çocuk nüfus oranının en fazla olduğu kentler sıralamasının başlarında bölge illeri var. İlk sırada Urfa, sonra Şırnak, sonra Ağrı ve diğerleri… Amedspor’un temsil ettiği kent olan Amed de bu kentlerden biri. Laf kalabalığı olsun diye vermedim verileri. “Futbolla ilişkisi ne?​” diye sorarsanız, şu; çocuk sayısının bu kadar fazla olduğu Diyarbakır’da yaşayanlar iyi bilir; sokakta yürüdüğünüzde ekseriyetle karşılaştığınız durumlardan biri yolun ortasında veya kaldırımda çocukların top oynama çabasıdır. Yok, katiyen yok… Bu kentin çocuklarının top oynayacak yeri yok. Yalnız futbol da değil, herhangi bir oyunu oynayacakları yerleri yok. Bölgenin tümü öyle. Bölgedeki binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce çocuğun durumu bu…   

Ama öte yandan şu var; İtalya’nın İnter kulübünün Diyarbakır’da akademisi var. Rusya’nın CSKA Moskova takımı gelip burada futbol okulu açmış. Çocukların top oynamaya çalıştığı kaldırımda, direğe yapıştırılmış reklamlar var; ‘İnter futbol akademisi falanca adreste’, ‘CSKA Moskova futbol okulu ilk ay ücretsiz’ diye. Parası olan çocuklar gidip kaydını yapabilir ama olmayanlar kaldırımda oynamaya devam… Zırhlı araçlarca ezilmek pahasına hem de…

Karışık gelebilir ama biraz kafa açmak için veriyorum bu detayları. Birleştireceğim sonra. Bir ara Amedspor için Athletic Bilbao benzetmeleri yapılırdı. Çok romantize edilerek elbette… Bugün futbolcu yetiştirdiği bölge yaklaşık iki milyon nüfusa sahip ve yüz yılda A. Bilbao’nun Bask dışından oynattığı oyuncu sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Diyarbakır nüfusu kadar bir bölgeden bahsediyoruz. Bask halkı ile Kürt halkı arasında bir benzerlik var; iki ezilen ulusun tarihsel deneyimleri arasında benzerlikler var, doğru. Ama hepsi bu. Futbol eğitimi veya futbolcu yetiştirmek konusunda benzerlik yok, kimse kendini kandırmasın. Yani Amedspor’un Kürt çocukları için şu an taşıdığı anlamın, A. Bilbao’nun Bask çocukları için taşıdığı anlamla hiçbir alakası yok. Çünkü Amedspor’un bu toprakların çocuklarına sunduğu bir futbol eğitim sistemi yok.

Şimdi sormak isterim: Amedspor’un yegane amacı bir üst lige mi çıkmak olmalı? Nasıl olursa olsun ama çıkmak mı? Türkiye’deki mevcut piyasa ilişkilerine uyup her sezon öncesi 15-20 futbolcuyla ilişiğini kesip bir o kadar oyuncu mu alsın, çoğu 30 yaşın üstünde? Yoksa A. Bilbao gibi mi yapsın? Yoksa hiçbir şey yapmasın da İnter gelip buradan birkaç çocuk mu seçip götürsün?

Yoksa bunların hepsinden de önemlisi bu kentin, bu bölgenin çocukları oyun oynarken kaldırımlarda ya da yol ortalarında zırhlı araçların altında ezilip kalsın da failleri de elini kolunu sallamaya devam mı etsin? ‘Kentin temsiliyetine göre oluşturulmuş Amedspor yönetimi’nin bu sorulara cevap vermesinin, daha doğrusu bu soruları kentte tartışmaya açmasının yalnızca futbolla ilişkili olduğunu kim söyleyebilir? Protokoldeki HDP milletvekilinden, kentin diğer kurum ve kuruluşlarına dek her kesimin böyle bir tartışma yürütmesi neye, kime, nasıl bir yarar sağlar? Bir düşünmesek mi?

Diyarbakır Sur’da yıllardır çocuklara dair çalışmalar yürüten Rengarenk Umutlar Derneği geçen haziran ayında "Oyun Hakkı" raporu yayımladı. O raporun çıktılarıyla beraber tartışalım mesela; örneğin Sur’da çocukların oyun oynayabildiği, top oynayabildiği bir yer var mıymış? Amedspor taraftarının sokağa çıkma yasakları sürecinde Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de yaşayan çocuklar için ortaya koyduğu ‘Çocuklar ölmesin, maça da gelebilsin’ sloganı vardı. O slogan geçerliliğini yitirdi mi dersiniz? Aynı yerde çocukların oyun oynayamadığından bahsediyor dernek ve onun raporu, çocukların oyun hakkının nasıl çiğnendiğinden bahsediyor. Oyun oynarken zırhlı araçlarca katledilen çocuklardan bahsediyor ajanslar. Bir oyun olarak futbol oynama hakkına dair durum böyle iken; e ne yani şimdi, kendi çocuklarımızın dahil olamadığı bir oyunda başarı mı bekliyoruz? Yok arkadaş yok, Sur’da, Bağlar’da, Yenişehir’de yoksul çocuklarının top oynayacak yeri yok, yeri. Alt yapı neymiş, şampiyonluk neymiş, görünür olmak neymiş, hele Amedspor nere, A. Bilbao nereymiş..!?

İLGİLİ HABERLER

Evrensel'i Takip Et