27 Eylül 2021 09:36

HDP, ‘desteğimizin şartları var’ dedi

HDP, "Demokrasi, Adalet ve Barış” için muhalefete ve tüm demokratik güçlere de ‘elini taşın altına koyma’ çağrısı yapıyor.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Fatih POLAT

Halkların Demokratik Partisi (HDP), açıkladığı 11 maddelik deklarasyon ile seçimlerden hem çözüm tartışmalarına kadar uzanan zeminde uzlaşı mesajı verdi hem de ‘Millet İttifakı’na ilişkin pozisyonuna dair sorulara yanıt olmak üzere, “Desteğimizin koşulları var” demiş oldu.

Açıklanan deklarasyon karşısında muhtemelen, ‘HDP bu açıklama ile bugüne kadar söylediğinden farklı ne söyledi?​’ diye soran ve düşünenler olmuştur. Evet, HDP’nin bu açıklama ile söyledikleri, daha önce söylemiş olduklarının bir devamı niteliğinde. Ancak bu tür açıklamalar, içinden geçilen konjonktür ile birlikte bir bağlam kazanır. Bu açıdan bakıldığında açıklamada aslında yanıt aranan konularda epey net mesajlar var.

Burada 11 maddeyi tek tek tartışmaktan ziyade, bu konjonktür bağlamında bu metnin karakteristiğinin ne olduğu, bize söylediği ile kendimizi sınırlayacağız.

HDP, parlamento seçimleri bakımından ‘Demokrasi İttifakı’ vurgusunu bir perspektif olarak dile getirerek, kendisiyle dolaylı bir ilişki kuran ‘Millet İttifakı’ içinde olmadan, bu ittifakın da dahil olduğu bir çerçeveye işaret ediyor. Metnin diğer kısımlarında yer alan şartlar silsilesiyle birlikte okunduğunda da, HDP, ‘Millet İttifakı’na dışarıdan ilişkili olarak vereceği desteği bağlamına ortaya koyuyor. Bir ‘üçüncü cephe” vurgusu yapmak yerine “Demokrasi İttifakı” ifadesini kullanarak hem parlamento içindeki iktidar seçeneği “Millet İttifakı” hem de parlamento dışındaki parti ve güçlerle işbirliğini daha genel bir ifadeyle - ama bir o kadar da net - ifade etmiş oluyor.

“Keyfiliği ve zorbalığı kurumsallaştırıp kalıcılaştırmayı hedefleyen ve yaşadığımız çoklu krizin ve çözümsüzlüğün başlıca kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni ve bu sistemi besleyen yapıları değiştirmek istiyoruz” dedikten sonra hemen devamındaki şu vurgu metnin anahtar bölümlerinin başında geliyor: “Bu bağlamda Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilkesel buluşmaların gerçekleşmesi, HDP seçmenlerinin ülkenin geleceğinde anahtar bir role sahip olmaları nedeniyle günceldir. İster HDP’li isterse başka bir aday olsun, isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin tartışılmasının gerekli olduğu inancındayız.”

Yani HDP böylelikle Türkiye’yi “güçlü demokrasi”, “çoğulcu, demokratik parlamenter” sisteme geçirmeyi hedefleyen ilkeler zemininde belirlenebilecek bir cumhurbaşkanı adayını HDP’li olmasa da destekleyeceğini ifade ediyor.

Bu ilkeler zemini de yine HDP’nin deklarasyonunda var: “Kayyum mağdurlarının tüm haklarının iadesi”, “Meclisin Kürt sorunun demokratik çözümü bakımından odak olması”, “kuvvetler ayrılığının yerele doğru genişletildiği, yerel yönetimlere yetki ve kaynak devrinin güvence altına alınması”, “tarafsız ve bağımsız yargı”. Bu temel taleplere, metnin içinde olan başkaca vurgular da eklenebilir.

Bu deklarasyonun, kendi meramını doğru anlatabilmek bakımından ustalıklı bir dil ile yazılmış olduğu da teslim etmek gerekiyor. Örneğin, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” yerine “güçlü demokrasi” diyor. Aslında vurguladıklarıyla farklı bir içeriğe bağlanmıyor olsa da, kavramsal bir tartışmaya yol açmak yerine, içeriğe odaklanılması istenildiği için ona uygun bir dil tutturulmuş metinde.

Temel noktaların yeniden altını çizerek şöyle bağlamak mümkün. Şu ana kadarki duyumlarımızın da desteklediği biçimde, HDP, an itibariyle ve öngörülebilir gelecek açısından “Millet İttifakı” ile önceden olduğu gibi, dışarıdan ilişki kuracak. HDP kendisini, “üçüncü cephe”, “üçüncü odak” ya da başka kavramlarla ifade edilen bir yapı ile de ifade etmiyor. “Demokrasi İttifakı” diyerek her ikisiyle de ilişki halinde bir zeminde durduğu dile getirmiş oluyor. HDP tüm bunlarla birlikte, açıkladığı deklarasyona başlık olarak da seçmiş olduğu, "Demokrasi, Adalet ve Barış” için muhalefete ve tüm demokratik güçlere de ‘elini taşın altına koyma’ çağrısı yapıyor.

ÖNCEKİ HABER

EMEP MYK Üyesi Bayhan: Göçün nedenlerinden biri bu ülkelerdeki işçi sınıfının örgütsüzlüğüdür

SONRAKİ HABER

5 meslek örgütünden sosyal medya tasarısı açıklaması: "Düşünce ve ifade özgürlüğü vazgeçilmezdir"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...