Bursa’daki Roma & Bizans: İznik (Nikea)
Sıcak bir bahar günü, yıllar sonra yolum tekrar İznik’e düşüyor. Kente girmeye doğru ilk dikkati çeken yapı kuşkusuz, 5 km uzunluğundaki muhteşem surları. Diyarbakır ve İstanbul’dan sonra Anadolu topraklarında en uzun surlara sahip olan şehir, M.S. 4. ve 5. asırlardaki depremlerde ciddi hasarlara uğramış ve kenarından köşesinden pek çok materyal ve değerli yapı elemanı çalınıp çırpılmış olsa da, yine de tüm heybeti ile göz önünde.
İznik’in en önemli mabedi ise Konstantiniye’dekinin aynı ismini taşıyan Aya Sofya’dır. Çok değil daha 5 yıl öncesine kadar, Yunan Ordusu işgalindeki yangın sonrasındaki harap haliyle durmakta olan müze-kilise restore edilerek ziyarete açıldı. Camiye çevirme histerisi ile zevksiz malzemeden seçilen unsurlarca bir nevi berbat edilen yapının tabanındaki geometrik motifli yer döşemesi, apsis kısmındaki oturma yerleri ve İsa’nın fresko resmi görmeye değer.
Helenistik Çağ’ın tüm kentleri gibi kare bir plana göre inşa edilen İznik’in yerleşim şekli bugün de halen az çok özgün halini koruyor. Kentteki en talihsiz yapılardan biri ise Roma tiyatrosudur. İnşası, İmparator Trajanus’un emriyle başlayıp yıllarca bir türlü bitirilemeyen yapının tonoz ve kapılar gibi önemli kısımları kazı çalışmaları neticesinde açığa çıkartılabilmiş. Bizans döneminden beri gelişkin bir çanak-çömlek imalatının olduğu İznik’te eski çini fırınlarının olduğu ve güya koruma altına alma amaçlı etrafı çevrilen bölgedeki pek çok fırının ve yapı temelinin inşaatların ve konutların kuru gürültüsü altında yok edildiği belirtiliyor. İznik çinileri, zarif kuş betimlemeleri ve enfes kırmızı tonlarıyla meşhurdur.
Evrensel'i Takip Et