09 Eylül 2021 00:06

Meslek örgütleri: Gazetecileri engelleyenlere ceza verilsin

Muhabirimiz Eylem Nazlıer’in 1 Eylül mitinginde polisler tarafından engellenmesi basın meslek örgütleri tarafından kınandı. Meslek örgütleri sorumluların cezalandırılması gerektiğini söyledi.

Eylem Nazlıer | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

İstanbul’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin düzenleyeceği 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginin engellenmesi üzerine yapılan basın açıklamasına polisin müdahale etmesini görüntüleyen Muhabirimiz Eylem Nazlıer’in telefonuna polisin el koymaya çalışması basın meslek örgütleri tarafından da kınandı. Nazlıer, polisin göstericilerden birine ettiği küfrü görüntülediği için engellendiğini anlatırken, “Biz halkın haber alma hakkını savunmaya ve işimizi yapmaya devam edeceğiz.” dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş engellemenin kabul edilemeyeceğini belirterek yaşananları kınadı. Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu Üyesi Gülfem Karataş ise emniyet genelgesi ile kolluk kuvvetlerinin engellemelerinin ‘meşrulaştığını’ vurguladı.

"ŞÜPHELİ BİR DURUM"

Bakırköy’de Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin düzenlemeyi planladığı 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi valilik tarafından engellendi. Bunun üzerine Taksim Tünel’de basın açıklaması yapılmak istendi. Muhabirimiz Eylem Nazlıer de bu eylemi takip ediyordu. Nazlıer Taksim’de yoğun bir abluka olduğunu, Tünel’e çıkan birçok sokağın polis tarafından kapatıldığını hatta basın olduğunu söylemesine rağmen iki yerden alınmadığını anlatıyor. 

Polislerin işlerini yapmalarına izin vermediğini aktaran Nazlıer o sırada yaşananları “Bu sefer bana yönelip basın kartımı istediler. 3 tane basın kartımı gösterdim. Bu sefer kimlik istediler yanımdaki Gazete Yolculuk Muhabiri Buse Söğütlü bu duruma itiraz etti. Buna da ‘Şüpheli bir durum’ olduğu gerekçe gösterildi. Bu polis memurlarıyla bütün eylemlerde karşılaşıyoruz, tanımama ihtimalleri yoktu, sırf itiraz ettiğim için bunlar yaşandı.” diyerek anlattı. 

HAKARETİ GÖRÜNTÜLEYİNCE

Kitlenin sloganlarla Tünel’e yürümeye çalıştığını ancak kitlenin darbedilerek gözaltına alındığını anlatan Eylem Nazlıer şöyle devam etti:

“Ben bu yaşananları görüntülediğim esnada İstanbul il emniyet müdür yardımcısı eylemci bir kadını kastederek ‘Bırakın gitsin şu o...’ şeklinde bir ifade kullandı. O görüntüleri çektiğimi fark etti. Bu sefer bana yöneldi. Telefonumu elimden almaya çalıştı, vermeyeceğimi anlayınca ve başka basın mensupları da gelince basın kartımı istedi. Bir sürü argo kelimelere maruz kaldım, kaldık. Defalarca basın kartıma baktılar. ‘Neden telefonla görüntü çekiyorsun? Bir daha kamera ile gel’ diyerek, nasıl çalışmam gerektiği bile söylendi.”

"GAZETECİLERDEN KORKUYORLAR"

Nazlıer sadece kendisinin değil, alandaki birçok gazetenin de benzer şeyleri yaşadığını belirterek, polislerin gazetecileri gayet iyi tanımalarına rağmen işlerini engellediğini aktardı. Nazlıer şöyle devam etti:

“Kötü görüntü yok’ diyor bir polis amiri emrindeki polislere. Yaptıkları hukuksuzluğun görünmesini istemiyorlar. Basın mensuplarının olduğu yerlerde bunları yapan polislerin ‘kendi güvenli alanlarında’ nasıl hukuksuzluklara imza attıklarını düşünemiyorum. Bu engellemeler ne beni ne de gazeteci arkadaşlarıma geri adım attırır. Biz ne olursa olsun halka doğruları ulaştırmaya devam edeceğiz. Gazetecilerin görevi kamuoyunu bilgilendirmektir ve bu görevi ne pahasına olursa olsun sürdüreceğiz. Her itiraz edenin sesinin bastırıldığı Türkiye’de hukuk da kalmadığı için son denetleme görevi basına kalmıştır. ‘Ne yaparsak yapalım kimse bizden hesap soramaz’ diye düşünüyorlar. Bir kadına ‘o...’ diyen emniyet müdür yardımcısı hakkında bir işlem başlatılacak mı, merak ediyorum. Bunu kabul etmek mümkün değil. Biz halkın haber alma hakkını savunmaya ve işimizi yapmaya devam edeceğiz. Korkuyorlar gazetecilerden bence korkmaya da devam etsinler.”

GENELGE İLE ‘MEŞRULAŞTI’

Türkiye Gazeteciler Sendikası Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu Üyesi Gülfem Karataş, kolluk kuvvetlerinin engellemelerinin yeni olmadığını ve 27 Nisan 2021 Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesi ile daha da meşrulaştığını vurgulayarak, genelgeden bu yana onlarca gazetecinin darbedildiğini belirtti.

Kadın gazetecilerin neden engellemelerle daha fazla karşılaştığı sorusuna Karataş şöyle cevap verdi:

“1- Kadın gazeteciler yaşadıklarını hâlâ normalleştirmedi, erkek gazeteciler arasında polis şiddeti biraz daha kanıksandı, kabul edildi ve aynı cins olmalarından kaynaklı güç gösterisi haline geldi. Ancak kadın gazeteciler polis şiddetine ‘Bu şiddettir’ demeye devam ettiği için daha çok kadın gazetecileri görüyoruz.

2- Yine benzer bir sebeple aslında, polisler de kadın gazetecileri güçsüz, zayıf ve karşı çıkamaz gördüğü için kadın gazetecilere daha fazla müdahale etme hakkını (Tabii ki genelgeyi de arkasına alarak) kendinde görüyor.”

"ALANDA ÇALIŞAN GAZETECİLER DAYANIŞMA İÇİNDE"

Dayanışmanın önemini vurgulayan Gülfem Karataş “Alanda çalışan gazeteciler yeterince dayanışma halindedir, artık bir avuç basın mensubu gazetecilik yapmaya devam ettiği için, gazeteciler kendilerinin ne kadar kıymetli bir iş yaptığının farkında ve yan yana çalıştıkları meslektaşlarının da eksilmesini istemiyor. Gelinen noktada gazeteciler bir arada durduğu sürece gazetecilik mesleği layığınca yapılmaya devam edecektir” dedi.

Karataş ilerleyen günlerde TGS Kadın ve LGBTİ+ Komisyonu olarak Türkiye genelinde bir toplantı organize edeceklerini de duyurdu.

TGC: SORUMLULAR HAKKINDA İŞLEM YAPILMALI

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş basın özgürlüğünün ülkemizde Anayasa’yla güvence altına alınmış olsa da iktidar tarafından güvenlik güçleri aracılığıyla gazetecilerin haber yapmasının sistematik olarak engellendiğini belirterek son örneğinin Eylem Nazlıer ile yaşandığını aktardı. Güneş; basın açıklamasını takip eden gazetecilerin polis tarafından ablukaya alınarak haber yapma haklarının ihlal edildiğini belirterek yaşananların kabul edilemez olduğunu belirtti. Gazeteci Eylem Nazlıer’in telefonuna el koymaya çalışan, basın kartını göstermesine rağmen, kimlik kartını da isteyen güvenlik güçleri halkın haber alma hakkını yine engellemiştir. 

Türkiye’deki her yurttaş gibi gazetecilerin de can güvenliğini sağlamakla sorumlu olan güvenlik güçlerinin meslektaşlarımıza yönelik baskısını ve fiziksel müdahalesini kınıyoruz. Sorumlular hakkında işlem yapılmasını istiyor, her zamanki gibi cezasızlıkla ödüllendirilmemelerini bekliyoruz.”

Gazetecilikte Kadın Koalisyonu da (CFWIJ) önceki akşam bir açıklama yaparak “Güvenlik güçlerinin gazetecilere uyguladığı baskıyı kınıyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Gerekçe başka, niyet başka

SONRAKİ HABER

Karabük'te iş cinayeti | Fabrikanın çatısından düşen işçi hayatını kaybetti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa