15 Haziran 2021 11:22

TOKİ projelerinde ihaleler de inşaatlar da şeffaf değil

İzmir'de TOKİ tarafından yürütülen konut inşaatlarının ihale süreçleri kamuoyu önünde şeffaf olarak paylaşılmıyor.

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Ramis SAĞLAM
İzmir

İzmir depreminde, evleri yıkılan ve ağır hasar gören depremzedeler için Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) Bayraklı’daki 7 proje alanında inşaat çalışması devam ediyor. 7 proje alanı dışında Şehir Hastanesi’nin yan tarafında bulunan 375 hektarlık alanda da ilk etapta 3 bin 500 konut yapımı hedefleniyor.

Yurttaşların ise binalardaki olumsuzlukları dile getirmesinin ardından TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı Öğretim Üyesi (Emekli) Muhiddin Bağcı’yla konuştuk.

Depremde Bayraklı’da yıkılan binaların çevresindeki yapıların dahil edilmesi ile oluşturulan 7 proje alanında yapım faaliyetlerin devam ettiğini söyleyen Ayatar, TOKİ tarafından yürütülen konut inşaatlarının ihale süreçleri kamuoyu önünde şeffaf olarak paylaşılmadığını söyledi. Ayatar, “Kamuoyunda yükselen eleştiriler sonucunda oluşan tepkiler nedeniyle, yakın zamanda ihalelerin pazarlık usulü ile yapıldığı bilgisi açıklandı” dedi.

“PROJELER ŞEFFAF DEĞİL”

İhaleleri alan firmaların bir kısmının internet sayfalarında yapılan işe dair bilgiler bulunurken, TOKİ’nin internet sitesinde devam eden işlere ait bilgilerin bulunmadığını söyleyen Ayatar, “Deprem sonrası yaşanılan kayıplar, ciddi travmalara yol açtı. Bu nedenle, özellikle bu bölgede yapılan her türlü çalışmanın, takibi yapılabilecek şekilde, açıklıkla paylaşılması çok önemlidir” dedi.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunda, TOKİ’ye birtakım muafiyetler sağlandığını belirten Ayatar, “Örneğin, yapım işlerinin uygulama projeleri olmadan ihaleye çıkabilmek mümkündür. Depremzedelerin ihale öncesi sürece dahil edilmedikleri ve yapım işine ait proje detaylarının kendileri ile paylaşılmadığı yönündeki ifadeleri dikkate alındığında oluşan belirsizliğin ayrı bir mağduriyet yarattığını söyleyebiliriz” diye konuştu.

TOKİ’nin bir diğer muafiyetinin ise 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu olduğunu belirten Ayatar, yapılan imalatlar yapı denetim firması tarafından değil, TOKİ tarafından belirlenen bazı müşavir firmalar tarafından denetlendiğini söyledi. TMMOB İzmir İKK ve İzmir Barosu olarak 2. proje alanda bulunan kolon imalat hatasına yönelik yapmış oldukları açıklamayı hatırlatan Ayatar, “Özellikle deprem sonrası yapılacak tüm yapıların projelendirilmesi ve imalatlarında gösterilmesi gereken özene dikkat çekmiştik. Bu bölgelerde şimdiye kadar yapılan imalatların denetimin yapılması ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını istemiştik” dedi.

“DENETİM SAĞLANMALIDIR”

Marmara ve Van depremleri milat kabul edilerek birçok yasa ve yönetmeliklerde değişikliklerin gündeme geldiğini dile getiren Ayatar, “30 Ekim’de yaşanan Sisam Depremi, İzmir Depremi değil gerçek anlamda bir uyarı depremiydi. Bu deprem, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi noktasında milat olmalıdır. Özelde ve kamu eliyle üretilen yapıların inşasının yetkinlikleri belgelendirilmiş aktörler tarafından hatasız bir şekilde yapılması sağlanmalıdır. Yetkin mühendislik yasası gündeme gelmelidir” dedi.

Şantiye şeflerine beş şantiyede görev alma yetkisi veren yönetmeliğin değiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Ayatar, “Her şantiyede tam zamanlı bir şantiye şefi bulundurma zorunluluğu getirilmelidir” diye ekledi.

Denetim firmalarının, kamu kurumları vasıtasıyla yerinde etkin bir şekilde denetimi sağlaması gerektiğini söyleyen Ayatar, bunun için kamuda ayrı özel denetim birimlerinin kurulması ve konusunda yetkin mühendis istihdamı için gerekli koşulların yaratılması gerektiğini belirtti.

“YAPIMDA DENETİM DE YETERSİZ”

Proje alanlarında yapılan binalardaki eksiklikleri dile getiren Bağcı ise, “Beton döküldükten sonra dayanımının yüzde yetmişini yedi gün içinde alır. Beton vibrasyonunu (sıklaştırmasını) ve bakımını (kür alırken sulama ve nemli tutma) sağlamazsanız proje değerinin altında dayanım elde edersiniz” dedi. Yeni yapılan bina denetimlerinde bu konuda eksiklikler olduğunu gözlemlediğini söyleyen Bağcı, Rıza Bey Apartmanı Bilirkişi Raporu’na yönelik değerlendirmesine ilişkin ise “Raporun sonuç kısmında projelendirme hataları, işçilikte oluşan eksiklikler ve yeterli malzeme dayanımlarının olmayışının bu felaketi hazırladığına değinilmiş” diye konuştu.

Bugünkü projelerde de denetimin çok önemli olduğunun altını çizen Bağcı, “Her yapı bulunduğu dönem şartnamesine uygun yapılır. Yapılırken olası dış yüklere göre tasarımlandırılır. Tasarım yapılırken seçilen malzeme niteliği önemlidir. En önemlisi yerinde yapılacak binanın projeye uygunluğunun denetlenmesidir. Yıkılan binalarda bu sürecin iyi işletilmediği görülmektedir” dedi.

Reklam