10 Mayıs 2021 16:26

Yasakların gör dediği | Soru sormak da mı yasak?

Avukat Tugay Bek yazdı: Devlet, bize öğretildiği gibi toplumun tümüne hizmet eden, herkese eşit mesafedeki, anlaşmazlıkları adaletle çözen bir aygıt mıdır?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Avukat Tugay BEK

CHP'nin ülke genelinde astığı "128 Milyar Dolar Nerede?" pankartları “Cumhurbaşkanına hakaret”  suçu iddiası ile Cumhuriyet Savcılıkları kararları ile indirildi. Hukuka aykırı bir şekilde CHP binalarına vinçle çıkan polise dur diyecek bir hakim çıkmadı. Savcılıklardan sonra bu defa valilikler harekete geçerek “koronavirüs” gerekçesiyle “afiş asma yasağı" getirerek CHP afişlerini kaldırdılar. Afiş ve pankartların koronavirüsün yayılmasına nasıl bir etkisi olduğunu açıklama gereği dahi duymadılar.

İÇKİ SATIŞINA ÖRTÜLÜ YASAK

Yaşam tarzına müdahale etmek için fırsat kollayan iktidar, son olarak da genelge yolu ile içki satışını yasakladı. Bakanlığın bu konuda yetkisi olmadığı anlaşılınca da İl Hıfzıssıhha Kurullarına yasak kararları aldırıldı. İsteyenin evinde içki içmesinin koronavirüsün yayılım hızını artırdığına insanları ikna etmek zor olacağından, marketlerde “temel ihtiyaç maddeleri” dışındaki ürünlerin satışına yasak getirildi. İçki satışı yasağını perdelemek için, kırtasiye malzemesinden, kadın pedine bir çok ihtiyaç malzemesinin satışı kısıtlandı. Tepki çeken bu yasaklar için, küçük esnafın korunması ve marketlerdeki yoğunluğun engellenmek istenmesi gibi bahaneler üretildi. İçki satışı ve tüketiminin önüne geçmek için yolan çıkan Süleyman Soylu, günün sonunda tarak satışını yasaklarken buldu kendini.

İŞKENCE, KÖTÜ MUAMELE POLİSİN “ÖZEL HAYATI” OLDU

İktidarın, polisin protestoda bulunan vatandaşa uyguladığı işkence ve kötü muamelenin cep telefonlarıyla ve farklı araçlarla kaydedilip paylaşılmasından ve insan hakkı ihlallerinin görünür hale gelmesinden rahatsız olduğu biliniyordu. Polislerin, ancak bir kamera tarafından görüntülenmesi halinde, kötü muamele, darp ve cinayet suçlarından yargılanmaları mümkün oluyordu. Emniyet Genel Müdürlüğü, suç işleyen, işkence yapan polisi korumak maksadıyla vatandaşın çekim yapmasını yasaklayan genelgeye “özel hayatın gizliğinin korunması”  gibi çok ulvi bir bahane buldu. Devlet, karşısında vatandaşın hayatını güvence altına almak için oluşturulmuş bir değer, suç işleyen polisi korumak için kullanıldı.

ADANA’DA UÇURTMA YASAĞI

Tüm bu yasaklardan daha absürdü ama daha az tartışılan ve az bilineni Adana’dan geldi.

Adana Valiliği, 30 Nisan 2020’de “Elektrik direklerine takılarak, kesintilere neden olduğu, Adana Havalimanı ve İncirlik Hava Üssü'ndeki uçaklar için tehdit oluşturduğu”  gerekçesi ile kent genelinde uçurtma uçurulmasını yasakladı.

Belediye hoparlörlerinden ve camilerden, uçurtma uçurulmaması için uyarı anonsları yapıldı. On liralık uçurtmayı uçurmanın maliyeti cezası ile birlikte 400 TL’ye çıktı. Adana Emniyeti, uçurtma uçuran “suçluları” tespit etmek için drone kullandı. Geçtiğimiz yıllarda devlet desteği ile “uçurtma festivalleri” yapılan kentte polis, uçurtma uçuran çocukları kovalar hale gelmişti. Peki ne olmuştu da, Türkiye’nin veya dünyanın başka bir yerinde değil de yalnızca Adana’da uçurtma uçurmak yasaklanmıştı?  Yukarda bir kısmını aktardığımız diğer yasaklarda olduğu gibi uçurtma yasağında da  bir “kamusal menfaat” bahane edilse de gerçek çok farklıydı.

EMEKÇİYE HAVADA, KARADA 1 MAYIS YASAK

Koronavirüs tedbirleri ve sokağa çıkma yasakları nedeni ile bu yıl olduğu gibi geçen yıl da 1 Mayıs’ta alanlarda olmak mümkün olmadı. Emek Partisinden arkadaşlarla 1 Mayıs yazan uçurmaları, şehrin farklı noktalarından uçurtmayı konuşmuştuk. Hafta içinde çalıştırılan ama bayramını kutlaması yasaklanarak evlerine hapsedilen “ücretli kölelere” yapacağımız sürpriz ile 1 Mayıs’ı hatırlatmak istemiştik. Adana Valiliğinin uçurtma yasağı kararı da 1 Mayıs İşçi Bayramına saatler kala alındı. Telefonlarımızı dinleyerek, bizim “uçuk kaçık” fikrimizi öğrenen “big brother” 1 Mayıs’ta gökyüzünün bayram yerine dönmesini engelledi.

“Elektrik tellerine Adana’da zarar veren uçurtmalar, yanı başımızda Mersin’deki elektrik tellerine zarar vermiyor mu?​” diye sorduk. Sorumuzun cevabı bir hafta sonra Mersin Valiliğinden geldi. Mersin Valiliği de kent genelinde uçurtma uçurmayı yasakladı. 1 Mayıs’a saatler kala ilan edilen yasaktaki  “hilenin” çok fazla sırıtması nedeni ile Adana Valiliği 2021 yılında 1 Mayıs’tan 45 gün önce uçurtma yasağı kararını ilan etti. Bu yasaktan payımıza istemeden de olsa Adana ve Mersinli çocukları uçurtma uçurması zevkinden mahrum kalmasına neden olmanın üzüntüsü kaldı.

VAR OLAN SİSTEM DAHA ÇOK SORGULANIYOR

İktidar, temel hak ve hürriyetlere ilişkin kısıtlamaların ancak kanunla yapılabileceğine dair Anayasa hükmünü hiçe sayarak genelge ve idari kararlarla her alanda yasaklama kararları getiriyor. Koskoca ülke genelgelerle yönetiliyor. Konu yargıya taşındığında ise yürütmeyi durdurma kararları verilmediğinden hukuksuzluk “yapanın yanına kar kalıyor.”

Siyasi iktidar, bir yalana dayalı olan bu yasaklarını, insanların gözünün içine bakarak,  yalanının herkesçe fark edildiğini bilerek uyguluyor. Çünkü meşruluğunu rızadan değil, zordan alan bir yapı söz konusu.

Çoğu zaman sinir bozucu olan, özgürlüklerinin alanını daraltan tüm bu pandemi yasakları “Devlet nedir” sorusun gerçek cevaplarının  daha geniş kitleler tarafından anlaşılması için gerekli zemini de güçlendiriyor.

Devlet, bize öğretildiği gibi toplumun tümüne hizmet eden, herkese eşit mesafedeki, anlaşmazlıkları adaletle çözen bir aygıt mıdır?

Yoksa egemen sınıfların baskı aracı ve “yalan üretme makinası” mı?

ÖNCEKİ HABER

Sağlık Bakanlığı verilerine göre günlük Kovid-19 vaka sayısı 13 bin 604 oldu

SONRAKİ HABER

Çukurova Üniversitesi öğrencisi: ATÜ öğrencilerinin yanındayız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...