16 Nisan 2011 12:59

Kadın vekil olmak ya da olmamak!

Kadın mücadelesinin yükselmesine borçlu olduğumuz “Meclise daha çok kadın milletvekili gitsin”, “En az 275 kadın aday olsun”, “Başörtülü aday yoksa oy da yok” talep ve kampanyaları, geçtiğimiz hafta, partilerin aday listelerini açıklamasıyla yön değiştirdi. Konu şimdilerde ya “yine al

Kadın vekil olmak ya da olmamak!
Paylaş
Serpil İlgün

“Meclis kadınlaşsın” propagandasının, “stadyumlara kadınlar gitsin, küfür, kavga azalsın” söyleminden bir farkı yok aslında. “Kadınlar mecliste kadın sorununa hassasiyet gösterirler. Hiç olmazsa kadınların hayatını kolaylaştıracak yasaları çıkarırlar” argümanı da en az birincisi kadar konuyu basitleştiriyor. Basitleştiriyor, zira kadın sorununa hassasiyet göstermek, vekillerin kadın olma durumlarına emanet ediliyor. Ve bu durum hem kadın siyasetçileri sadece kadın alanına hapsederek başka yeteneklerden yoksun gösteriyor hem de daha önemlisi bizi, kadın politikalarının savunulan ideolojiden/ dünya görüşünden bağımsız olabileceği gibi bir yanılgıya düşürüyor.

Elbette durumu karikatürize edip, mecliste daha çok kadın olmasının önemini ve gerekliliğini azaltmak değil niyetimiz. Ancak, tüm bu kampanya ve tartışmaların önemli bir noktayı gözümüzden kaçırmasına izin vermemek, temel bir noktanın altını bir kere daha çizmek gerek. Zira mesele başörtülü ya da başörtüsüz, sadece kadın olduğunuz için meclisi “renklendirmek”, daha çok bakan, komisyon başkanı vs. olmak değildir. Mesele dünyaya nasıl baktığınız, mecliste kimin (hangi sınıfın) çıkarlarını koruyacağınızdır. Yoksa halkın daha fazla sömürüsü, yoksullaştırılması, baskılanıp etkisizleştirilmesi üzerine kurulu cinsiyetçi, ayırımcı, militarist politikaların sürdürücülerinin bizler için kadın ya da erkek olmasının bir önemi yok.

HATIRLAMAK İYİDİR

Tam da bu noktada bandı biraz geri sarıp, şanlı Türk tarihinin ilk ve tek kadın başbakanı  olması sebebiyle memleketçe gurur duymamız istenen Tansu Çiller’i hatırlamalıyız. Çiller’i ve yine bir ilki yaşatarak İçişleri Bakanı yaptığı yol arkadaşı Meral Akşener’i… 2011 seçimlerinde MHP’nin seçilebilir yerlerden gösterdiği beş kadın milletvekili adayından biri olan Akşener ve Çiller’in, Ağar gibi isimlerle ülkenin en karanlık, en kanlı, yolsuzluk iddialarının en tavan yaptığı dönemine imza atmalarını kadın olmalarının hatırına, unutalım mı yani?

Aday gösterilmediği için şu sıralar burnundan soluyan Canan Arıtman’ı da anımsayalım. Ki kendisi unutulacak kadın değildir! Nur Serter, Necla Arat gibi birbirinden cumhuriyetçi, Atatürkçü, elbette laik ve son derece elitist, beyaz Türk arkadaşlarıyla birlikte milliyetçi ırkçı söylemleri nasıl can siperane dillendirdiklerini bir kenara mı bırakalım?

Taş atan çocukların anne babalarının hapislerde çürütülmesini isteyen Arıtman değil miydi? Göğsünü gere gere silah tutkusundan bahseden, “Cumhurbaşkanı’nın annesi Ermeni’dir” korkunç(!) gerçeğini Türkiye ile paylaşan; en son işte, Arap kadınlarına suratını buruştura buruştura “ııyy” çeken Arıtman ve onun temsil ettiği seçkinci, ırkçı zihniyet, kadın olmuş erkek olmuş fark eder mi! “Kadın olsun, Arıtman olsun” dememiz mi bekleniyor bizden? AKP’yi ve AKP’li kadın vekilleri es geçmeyeceğiz elbette. Başbakan’ın onayı olmadan adım atmayan AKP’li kadın vekillerin kadınlık hassasiyetleri, ne her gün beş kadının katledilmesini engelleyebildi, ne de kadının ve ailenin korunmasına yönelik tasarının seçimden önce yasalaşmasına yetebildi.

UMUT BÜYÜYOR

Neyse ki, “yalanlar nasıl teşhir edilir, yüzünü halka dönerek vekillik nasıl yapılır”ın örnekleri her yasama dönemi çoğalıyor. Meclise girdikleri günden bu yana, büyük medyanın da desteğiyle neredeyse her gün halkın gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışılan, adeta linç edilen tüm BDP’liler ama özellikle kadın vekiller, nerede bir hak ihlali, nerede bir eylem varsa soluğu orada aldılar. Sokaktan ayrılmadılar. Çünkü evet, meclis önemlidir ama mücadelenin sadece bir ayağıdır. Asıl kavga sokakta verilir. Şimdi hem meclisi hem sokakları güçlendirmek için daha güçlü ve umutluyuz. Kadın erkek hepimizin ağırlıklarımızdan ve acılarımızdan kurtulabilmesi için bugün yeni bir fırsat, yeni bir eşik söz konusudur. Umudu büyütmeye var mısınız?

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan’dan 2023 masalları!

SONRAKİ HABER

Ölüm serbest grev yasak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...